|
||||||||
KÜRESELCİ ŞEYTANIN DERDİ ULUSALCILIK | ||||||||
M.Güneş | ||||||||
gunes@kirkagactv.com | ||||||||
Emperyalizm insanlığın geleceğine kan katıp, yuttukça midesinden gerisin geriye, hazmedilemeyen kusurları kusuyor.
Ve bu kusmuklar bazılarının sabah akşam sofrasında mezedir.
SSCB nin sosyal-emperyalist duruşunda ısrar etmesinin bir anlamı kalmamıştı. Ve 1980 ler den önce Leonid Brejnev tarafından önerilen “Glasnost-Perestroyka” nihayet Gorbaçov tarafından hayata geçirilmiş 1991yılında istifa gürültüsü ile SSCB dağılmıştı.
Emperyalizmin ağır şeytanı ABD ve AB nin Dünya Halklarını yalnızlaştırıp sessiz sürüler haline getirmek için kolları sıvayacağı uyuşturucu stratejik bir sosyo-ekonomik teoriye ihtiyaçları vardı. Liberalizmle yazılmış ama iki kutuplu bir dünyada uygulanması zor olan vahşi sömürü sistemi şimdi karşı kutupta yer alan SSCB nin dağılması ile onlarca yıl önce çizilmiş yol haritalarına bir isim vermek kalmıştı. (Bu arada Çin henüz bu günkü gücünden çok uzakta olmakla beraber SSCB ile anlaşmazlıkları kördüğümdü.) Onun için sihirli sözcük kafalara kazınmaya başladı. O sözcük kulağa da hoş gelmeliydi. Ve sihirli sözcük korkunç algı bombardımanları ile piyasaya sürüldü… KÜRESELCİLİK.
Evet küreselcilik süslü bir yaşam vaad ediyordu. Herkes bireysel olarak kendi cennetini pek ala yaratabilirdi. Kamusalcılık bu cennet yaratmanın önünde en büyük engeldi. Ulus birliği devletlerin parçalanması süreci hızla insan kanı ile sulanarak sürdü. SSCB’den sonra Almanya birleşti, Yugoslavya dağıldı, Çekoslovakla dağlıdı… Öyle ki küreselci cellatlar her mahalleye bir devlet kuracak kadar aşağılık oyunlarla insan kanı dökmekten yorulmayacaktı.
Teknolojini baş döndürücü bir hızla insan topluluklarını büyüleyecek derecede gelişmesi küreselcilerin ekmeğine yağ sürüyordu.
Ulus birliği devletler dağılıp küçüldükçe yalnızlaşarak Balkanlar süt dökmüş kediye döndürüldü. Üçüncü Dünya lideri Kuruşçev linç ettirildi. Ortadoğu’da açılan cephe sözde “demokrasi-özgürlük” getirecekti. Günümüzde devam eden alçak saldırılarla Müslüman halk kan kusuyor ama giden liderlerden sonra ne demokrasi geldi ne de özgürlük. Sokaklar barut ve kan kokusundan geçilmiyor.
Bu süreçle ülkelerde küreselciliğin sözcüleri, yazanları, siyasetçileri kanlı fonlarla beslenerek anti-emperyalist politikalara karşı aşağılama girişimlerini sürdürmek için bilimsel terimlerde de oynamaktan geri kalmadılar. Emperyalizme karşı ulusal bilinçle büyük insanlığı toplayacak mevzileri karalamak yerelde besledikleri fon çocuklarının ilk hedefiydi. Örneğin; Türkiye’de “Ergenekonculuk-Ulusalcılık” gibi Türk insanını etkileyen sözcükleri itibarsızlaştırma girişimleri bu işbirlikçi küreselcilerin oyunlarından belirgin olanları.
Emperyalizme karşı ulusal-milli binincin yoksa, etkili bir karşı güç oluşturamazsın.
Onun için küreselcileri ben kullandıkları cümlelerden tanırım.
Hiç uğraşmanın gereği yok. Çünkü ilk ve tek saldıracakları mevzi ulusal-milli mevzilerdir. Bunu da bazen rengine göre din sosu ile süslerler. Etnik kimlikleri kaşırlar.
İşte karşında ki kim olursa olsun, konuşmasına fırsat verip dinle ki, 5 dk geçmez kimliği açığa çıkar. Eğer algı ile kör edilmişse reçete hazırıdır. Git tarihini oku, emeğin tarihini oku. Samimi isen yerini bulacaksın demeli.
|
||||||||
Etiketler: KÜRESELCİ, ŞEYTANIN, DERDİ, ULUSALCILIK, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.