27 Nisan 2024 tarihli yazıma göz atmanız önerimle başlayayım.

O yazıda AKP lileşmeyi seçilen Başkanlar üzerinden yazmıştım. 22 yıldır AKP ile büyüyen genç bir kuşak vardı önümüzde. AKP Belediyeciliğiyle büyüdüler haliyle. Onlardan kendilerine bulaşacak bir çok alışkalık olması kuşkusu bana o yazıyı yazdırdı.

Şimdi aradan geçen süreçde ne görüyoruz?

Gördüğüm o ki, seçilenlerden daha ziyade seçenlerin AKP lileşmesi daha can yakıcı olmuş. 

Genelde Manisa'da da durum aynı, özelde Kırkağaç'ta da aynı.

Kazanılmış bir seçimi, daha ileriye taşıma derdi orta yerde dururken, bir çok kimse (hele birde eski il-ilçe yöneticileri varki evlere şenlik) önceki yazımda işaret ettiğim gibi AKP lileşme hastalığına tutulmuş, pasta gördükleri belediye kaynaklarından pay alma derdinde olmaları çok acı.

Oysa ülke yangın yeri, her yerde "Erken Seçim" konuşuluyor ve bu durum her şeyden daha yakıcı olarak halkımızın o parti bu parti demeden gündemi olmuş.

Kaldı ki CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'in parti örgütlerine de çağrısı bu yönde; "Yarın seçim olacakmış gibi hazırlanın" diyor.

Ee kendine CHP liyim diyen AKP lileşme hastalığına tutlanlar ne yapıyor?

O yeğenim, bu akrabam, şu kardeşime iş istiyorum.

"Ben yıllarımı verdim bu partiye şimdi olmayacaksa ne zaman olacak?" Diye ortalığı velveleye verdiği yetmiyor. "Partiden istifa ederim" gibi lakırtılar dile getiriyorlar.

Duyuyoruz bunları.

Haklılar geniş bakınca. Ama olayı mantık çerçevesinde değerlendirince gerçek öyle değil.

Evet olması gereken eş, dost, akraba kayırma değil, aslolan LİYAKAT arkadaşım, LİYAKAT ...

Sen kazanılmış belediyeyi paylaşılacak pasta olarak görmemelisin. Proje üret, memleket için yapılmamış güzel şeyleri öne çıkar, koy Belediyenin önüne o projelerde liyakatlı kimse yoksa o zaman oraya liyakatlı kişileri öner. Doğrusu böyle değil mi? Söylermisin CHP li kardeşim, eş,dost, akraba diye tutturursan senin düştüğün duruma ne diyelim peki?

Bak güzel kardeşim, senin düşündüğün gibi kazanılmış belediyelere  eş,dost, akrabaya iş kapısı diye bakarsan size bir belediye yetmez. 10 tane Manisa Büyükşehir, Akhisar, Kırkağaç, Soma belediyesi bile yetmez.

Bu düşünce sürdürülebilir bir düşünce değil. Çünkü CHP li belediyeye oy vermiş yüz binler var. Buna karşın belediye personel sayısı ortada. Durum buyken nasıl olacak istedikleriniz?

Bu istek karşılanamaz, karşılanırsa da kimseye adil davranılmaz. Böyle bir talep akılcı olur mu?

Düşündüğün gibi ortada bir zafer varsa onunda bir mimarı var elbette.

Eee izin vereceksin o, mimar da alacağı kararlarda sorumluluk üstlenecek şekilde olsun. Yoksa sen karar vereceksin sorumluluğu da ona yükleyeceksin. Bu akılcı mı? Kim bunun altına imza atar?

Kuşkusuz önerileriniz olacaktır. Hatta olmalı. Ama bu "benim gemim yürüsün gerisi ne olursa olsun" demeyeceksin. Bu memlekette CHP li olmak, aydın olmak sırf sana ait değildi, senden başka yığınlarca insan var bileceksin bunu. Öyle "benim işim olursa ben aydınım, CHP liyim olmazsa değilim" demeyeceksin. Diyen olursada bileceksin ki kapılar ardına kadar açık olur hep.

Bilmem anlatabildim mi?

Doğru bakış açısı belediyeyi kazanan kadronun önünü açmak, ona sınırsız destek olmak ve önümüzde ki süreçde bir sonrasını da kazanmak olmalı. 

Belediye yağma hasan'ın böreği değil ki arkadaş !

Senden öncekiler gibi olmamalı bu gün. Bu gün dünden daha iyi olmalı. 

Adam kayırmacılık, eş, dost, akraba saltanatının 22 yıldır geldiği sonucu hepimiz yaşıyoruz ve bu sonuçları yok etmek için iktidara talip bir muhalefetin yerine, eski iktidarın yöntemleriyle devam etmeyi düşünenler yaşamın doğal sonucu elenecekler. Elenenlerden olmamak için akılcı ve mücadele ruhuyla sarılmalısın bu sürece.

Yukarıda ki yazılan konuları yazma hakkımı mı sorgulayacaksın?

O zaman dönüp geriye bakacaksın, görürsün biliyorum.

Yok eski, ülkeyi batıran alışkanlıklarla süreci götüreceğinizi sanıyorsanız kapı açık yürüyün gidin size bu yapınızla kucak açacak yerlere.