KIRKAĞAÇ TV RÖPORTAJLARI 1

İlk röportajımızı portalımızın kurucusu ve fikir babası Muammer Güneş’le yapalım dedik ve başladık.

Merhaba diyerek başlayalım.

-KTV:  Merhaba sizinle bu diziye başladık diye bir ayrıcalık hissniz olmadı değil mi ?

-MG:  Merhaba demek önemli ama benle başlamanız ayrıcalık değil, sadece gereklilik diye düşünüyorum.

-KTV: Niye böyle bir portalı hayata geçirme gereği duydunuz?

-MG: Aslında bu uzun bir anlatım ister ama kısadan anlaşılır biçimde dile getirecek olursam; bu bir yaşama biçimidir benim için. Nasılı sormadan devam edeyim... Benim, yetiştiğim ortamda, insan olmanın ön koşulu olarak, “çevreni güzele dönük biçimde, değiştir” öğütleri ile başladım ve böyle beslendim. Böylesi bir konumda hayata tutunmaya çalışanların, benim şu anda yaptıklarımdan başkaca bir seçenekleri olmuyor. Tabi ne kadarını başardığımız tartışmaya açıktır. Kimse mükemmel değildir. Zaten mükemmellik hayatın akışında da gerçekçi bir karşılık bulamaz. Yaşam, her türlü kaosa açık, düzenlenemez ve ön görülemez bir süreçtir. Bu süreci en doğru ilkelerle karşılayanlar sadece tahmin edebilir, ama yine de belirleyemez. Olaylara böyle bakınca, benim amacım gayet net olarak ortaya çıkıyor. Tek başına hiçbir insanın, bir şeyler oluşturmasının mümkünü yoktur. İnsan, başka insanlar olmadan zaten aslında olamayacağı gibi, onlarsızda bir şey yapamaz. Yapılan bir şey varsa bu; diğer paydaşların olması ile mümkündür. Gerisi megalomanlık sayılır. Bunun da gerçekte bir değeri yoktur. Onun için Kırkağaç’ta bir boşluk vardı, bende elimde ki olanak ve yeteneklerimle bunu doldurmaya çalıştım. Ki her yerde de böyleydim, böyleyim. Ve “Yazın Dostları” olmadan bunu yapabilmek olanaklı değildir. Bu olay tek kişiye mal edilemez. Her şey sadece budur.

-KTV: Peki sizi yaşı 30 olanlar bile tanımaz genelde, çünkü bu işi SEM TV ismi ile Kırkağaç’ta yaparken yıl 1993-1998 di. Aradan 23-28 yıl geçti ve yeniden Kırkağaç’ta aynı tabanda bir işe soyundunuz… Ne yapmaya çalışıyorsunuz?

-MG: Gülerek başlayacağım bir soru, ( heh heh heh heh heh ) ben hep bunları yaparak yaşadım ki. Yeni yaptığım bir şey yok yani, alıştığım ,bildiğim yolda yürüyorum anlayacağın. Sadece yeni görülen bir konu var. 2013 de aynı isimle başlamıştım.(tık !) Aynı zamanda yine yaşadığım İzmir’de 2010 da aynı işe orada da başlamıştım. Halen de devam ediyor. Kör topal da olsa devam ediyor. (www.egedesentez.com) Bu portalla o zaman başladığımız da yine burada olan paylaşlarım gibi, İzmir’de de yine Yazın Dostları” vardı. Hatta daha geriye gidersek,1983 yılında Kırkağaç’ta çıkardığımız bir dergi vardı “Sanata İlk Adımlar” adı ile. 1 Sayı çıkarabildik. Sonrası yazılacak bir hikaye, bunu burada anlatmayayım. Bunu o günün tanığı arkadaşlarım belki bir gün yazarlar.

-KTV: Umarım yazarlar. O zamandan bunu kimlerin yazabileceğini umuyorsunuz diye sorsam ne dersiniz?

-MG: Bak bu zor bir soru. Bence yazacak çok arkadaş vardır. Hatta yazmalılar. Neden yazmalılar? Yıl 1983 Türkiye’de ABD'nin çocukları (!), generallerin faşist darbe sürecindeyiz, herkes tabiri caizse kıçından nefes almanın yolunu ararken, Kırkağaç devrimci gençliği “Sanata İlk Adımlar” diye bir yazın seçkisi hazırlıyor. Kırkağaç’ta o güne tanık olan bu yürekli ve inançlı insanlar bunu yazmayacaksa neyi yazacaklar? Tabi yazmamazlığı için kimseye kem söz edemem. Ama yazılmalı. Bu konuda aramızda olmayan dostlarımızın fedakarlıklarını anmak adına yazmalılar en azından.

-KTV : Aslında açılacak bir konu, ama bunu dediğiniz o,yazacak dostlara bırakıp, devam edelim. Kırkağaç küçük bir yerleşim yeri.  Burada her iş kolu gibi, medya anlamında da bakacak olursak, paylaşılacak bir pasta var ve onun miktarı belli. Bu pastaya talip olmak nasıl bir konu? Hem ekonomik, hem de mesleki görünüm anlamında soruyorum.

-MG: Bak buda değerli ve aydınlatıcı bilgi vermeme yardımcı olacak, bir çanak soru gibi, ama hedefine varınca da bir çok rahatsızlığı giderecek reçete biçiminde soru oldu. Öncelikle ekonomik açıdan söylemem gerekirse, Kırkağaç’ın, medya anlamında var olan pastasından bir gramını bile sahiplenmeye talip değiliz. Çünkü "asla, katta ve zinhar" ticari reklam almayacağız, yapmayacağız.

Sözün özü ticari bir kaygımız ve hedefimiz olmayacak. Bunu kesin ve net bir ilke olarak koyalım; KIRKAĞAÇ TV ASLA REKLAM ALMAZ. Ancak ilkelerimizde de söylediğim gibi, kamuyu ilgilendiren kamu spout ve tanıtımlarını ücretsiz olarak, sayfalarımızda görebilecekler. Kitap tanıtımları, eğitim ve Kırkağaç yararına olan duyurularda ücretsiz sunum yapacağız. Diğer konuya gelecek olursak; mesleki anlam da yani, kuşkusuz şu anda Kırkağaç’ta kendi yayın ilkeleri altında başarılı gençler var. Hakan Demir bunlardan biri. Yaptıklarının içerikleri kendi belirlediği ve bu günün konjonktürün de hayli başarılı bir çizgi yakalamış durum da. Ancak bizim onların alanında yaptığı, günün koşullarında ki başarılı işlerine dair bir çabamız asla olmaz. Konseptlerimiz çok farklı olacak çünkü. Keza diğer genç arkadaşımız Erdinç Alkan… KırkağaçTV’nin yayın çizgisi, bu genç arkadaşların izledikleri yayın anlayışı ile beraberlik bir yana, onların önünü açacak konumdadır. Zaten bunu web adreslerimize girince herkes görebilir. Çok anlatmanın gereği de yoktur.

-KTV : Bu röportajımız devam edecek