|
||
KIRKAĞAÇ'TA DOĞAL GAZ | ||
Gider ayak M. Güneş röportajımı hediye edeyim dedim. | ||
RÖPORTAJ Haberi | ||
Merhaba sevgili Kırkağaç TV okuru, yaz dönemi sona erdi son senemi geçirmek için okuluma geri dönüyorum. İnanıyorum ki seneye Kırkağaç’a döndüğümde daha etkin ve daha bir üst seviyede liyakat kazanmış olarak geleceğim. Dostlarımızla Kırkağaç için kafa yoracağız, çözümler üreteceğiz…
Daha güzel günler için…
Giderayak bir röportajımla hoşça kalın demek istiyorum.
Kırkağaç’tan uzak biraz, ama Kırkağaç için bir çokların dan daha objektif ve daha gerçeği sorgulayan biri ile yapacağım bunu. Siyasi kaygıdan uzak olmak onun için bir ayrıcalık “kendisi böyle söylüyor” her hangi bir siyasi partiden ziyade genelde Türkiye’nin, özelde Kırkağaç’ın tarafı olmayı gözettiğini söylüyor. Ve yaptıklarına da bakıp bende ona inanıyorum. Onun için bu röportajı yaptım.
Muammer Güneş (kendisi M.Güneş demeyi seçtiğini söylüyor) bende öyle diyeceğim bundan sonra.
E.Duman – Abi bazen genelden özele gelmeyi seçiyorum ben. Doğrumu yapıyorum yanlış mı bilmiyorum ama sonuçlarını gözlemlemek için bunu yaptığımı biliyorum. Onun için ilk sorum şu, Memleket nasıl? Ne görüyorsun baktığında?
M.Güneş – Emirhan bilgiyi önceleyen sen gibi gençler hemen hemen senin gözettiğin yolu seçiyor. Ki bunda da çok haklılar. Gözlemci olmanın yöntemi bunu dayatıyor. Yoksa öğüt ve telkinlere dayalı bir tercih yolunu seçsen böyle denemeci olmaz, kesin çizgilerde dolanırsın. Bende senin aldığın akademik eğitimin sana verdiklerine inanmakla beraber senin özünde olan yaşamından gelen ‘sorgulamacı yanından’ kaynaklandığına inanıyorum. Ve doğru yapıyorsun. Memleketi anlatmak için çok söze gerek yok. Tek cümle yeterli bence; ‘ imam bayıldı, papaz kaçtı ’ diyebilirim.
E.Duman- Abi çok şifreli oldu biraz açsan bunu?
M.Güneş- Tabi “İmam Bayıldı” Osmanlı mutfağın da patlıcan ağırlıklı yapılan, çok leziz bir yemektir. ‘Papaz kaçtı’ ise iskambille toplu eğlence için oynanan bir oyun türü. Memleket budur. Yiyen kaçıyor. Tutana aşk olsun.
E.Duman- Anlaşıldı abi, bizi düşünmeye sevk ediyorsun. Biz bunu okurumuzla beraber düşünürüz elbet. O zaman Kırkağaç’a gelelim. Abi son aylarda Kırkağaç’la ilgili düşüncen nedir. Gördüğün, duyduğun… Sana zaman zaman gelen telefonlardaki bilgileri paylaşıyoruz birlikte doğrulatma adına. Bunu biliyorum. Ondan bunu sordum. Nedir sana yansıyanlar?
M.Güneş- Emirhan siz gençlerdeki ilgi ve azmi, çok az da olsanız, çok ama, çok değerli buluyorum. Önce bunu söylemeliyim. Çok azsınız ama çok değerlisiniz. Kırkağaç sizlerle yükselecek bir gün. Bu kesin garantidir.
Sorduğun soru çok geniş ve çok kapsamlı olmakla beraber www.kirkagactv.com platformunda yeni bir sayfa açmayı dayatıyor bana. Bunu yapmalıyım. “Bilgi paylaşım hattı” adını uygun görüyorum şimdilik. Başkaları “ihbar hattı” diyor ama ben bunu tutmuyorum. Çünkü biz asayiş ya da o, göreve soyunmuş birileri değiliz ki… Bu olsa olsa, en akla yatkın “Bilgi paylaşım hattı” olmalı diye düşünüyorum.
Evet devam edelim.
Kırkağaç’ta neler olmuyor ki Emirhan?
Öncelikle önümüz kış. Kış ayı soğuktur.
Soğuk geçer Kırkağaç’ta kışlar.
Doğal gaz şu anda Kırkağaç’ın en önemli konusu. Ve ne bahtsızlık ki bu konuda Sn. Gedüz büyük baskı altında.
Bu baskı haksız değil. Kime ve neye, nasıl güvendiyse 2020’de doğal gazın müjdesini vermişti. Gün dolandı, geceler aydınlığa erip zamanı geldi ve geldi de geçti.
Bu yaz sokaklar kazıldı vs. vs. İnsanlar evlerinde gelecek doğal gaza göre tadilatlar yaptı. Kömürle ısınma donanımlarını tasfiye etti. Ve kış geldi, kapıya dayandı.
Fakat ortada henüz doğal gazın kokusu desem yalan olur, evlere çekecek servisi bile yok.
Ve ne olacağından da kimsenin haberi yok.
Ne olacak evinde tadilat yapıp doğal gaza göre döşenmiş ısıtma sistemi yapanlar ? İsmail'e duamı okuyacaklar? Çocuk oyuncağımı bu, pış pışlayıp avutacaksın insanları yani? Açıklayacaksın sorunu ve çözümü için insanlarla beraber olacaksın. Tabi bu işin içinde yamuk bir konumun yoksa eğer !
Konuşmuyorlar, açıklamıyorlar.
Deve kuşu misali gömmüşler kafalarını kuma… Oysa liyakatli bir yönetici bunu çıkıp halka anlatır. Kuşkusuz mantıklı bir açıklaması vardır bunun. Neden açıklamadıkları hakkında ki düşüncemi açıklamalasa mı?
Sen sormadan yani Emirhan, bu gün Kırkağaç’ı yönetenlerin Kırkağaç’lıyı önemsediklerine bir şey demem, ama şunu yüksek sesle söyleyebilirim, bu arkadaşlar cahil, yönetme cahili bu arkadaşlar. Yoksa bunu İsmail Gedüz kasıtlı mı yapar, ya da elinde olanak varda mı yapmıyor?
Hayır bunların hiç biri değil.
Bir insanın yönetme kabiliyeti varsa olumsuz olan bir şeyi çıkar halka, açık yüreklilikle anlatır. Bundan gocunmaz, üstüne de almaz. Çünkü olayların olumsuz yansıması kendi elinde olan imkanlarla değilse, tamamen kendi dışında ki, elinde olmayan koşulların sonucudur.
Ve bunu çok basit bir yolla anlatır. Konunun sorumlularını halkına söylemekten çekinmez. Tabi ilişkileri doğruysa. (!)
Ama liyakatsiz olmak, işte sanki bunun kesin sorumlusu kendisiymiş gibi algılatır insana ve kafasını kuma gömer. Ne duyar, ne görür, nede buna bir yanıt verir.
Şu an da olan bu.
Duymuyor, görmüyor ve susuyorlar. İsmail’i severim ona hitap etme adına konuşayım bu cümleleri izninle;
“Nereye kadar İsmail?
Dostum nereye kadar görmezden geleceksin, duymayacaksın, nereye kadar sana yalancı denilmesine katlanacaksın? Sen bu değildin ne oldu sana İsmail? Civan çocukların vardır eminim. Hepsinin gözlerinden öperim. Sen bu değilsin. İhtiyacında yok bu karmaşadan çıkacak değerlere.
Kendin ol…
Çık açıkla sorumluları… Kendine yakışanı yap.
Yazık sen bu değildin !”
E.Duman – Sen olsan ne yapardın abi?
M.Güneş - Bu saçma bir soru. Ama yinede yanıt vereyim. Ben olsam halkı Belediyenin önüne çağırır sorunu bütün çıplaklığıyla anlatırdım. Sonrasına halk karar versin. Onlar ne karar verirsede onlarla beraber olurdum. Her şeyimi kayıp edebilirim belki, ama onurumu kayıp etmem. Burası garanti. Bundan daha erdemli ne olabilir ki ?
E.Duman – Abi Geçen gün CHP İlçe Başkanı Sn. Özcan Kaçar, Sn. Gedüz’e “yalacısın” dedi. Ama hiçbir ses duyulmadı aradan neredeyse bir hafta geçti?
M.Güneş – Bu konularda artık şaşırmıyoruz ülke olarak. Kırkağaç’taysa hiç şaşırmamak lazım. Ama işin esası şudur. Kamu görevi görmenin kamu ahlakı diye bir sorumluluğa sarılması lazım. Kamu ahlakı aile ahlakına benzemez. Kamu ahlakı liyakatin yarattığı bir durumdur. Şöyle anlatayım; örnek yani, İsmail küçükken okullu olduğu dönemde babası onun bir hatasını görmüş pataklamış olsun. Ne olur? Pataklamayı gidip okulda anlatmaz elbette, nede okulda kimse ona pataklandın mı İsmail diye sormaz. Ama kamu yöneticiliğinde bu böyle yürümez. Kamu ahlakı kayıtlıdır. Devlet kayıtları bizim gibi geçmiş binlerce yıla dayanan toplumlarda kayıtlar saklanır. 100 yıl sonra da olsa o, kayıt çıkar insan oğlunun önüne gelir. Onun için kamu ahlakı, aile ahlakına benzemez. DİK DURMAYI İSTER. DİK DURACAKSIN YANİ...
İsmail çıkıp bunun sorumlularını halka anlatsın ve rahat etsin. Şaşırtıcı gelebilir ama bunun sorumlusu sözleşme ve o sözleşmeyi imzalatan yüklenici firmadır. İsmail bundan çekinirse sırtına kaldıramayacağı yük alır demektir. Yazık olur ona.
Özcan Kaçar’a yalancı olmadığını ama aldatıldığını söyleyebilir, yada yüklenici firmayla halka anlatılamayacak kata külli işler var demektir.
Doğal gaz konusunu bu kadarla kapatalım Emirhan. İstersen devam edelim benim en çok önemsediğim ve takip ettiğim konuya gelelim.
Gurme konusunda aldatılan ilçemizin en verimli gençlerini uyandıralım. Birde dernekler masasına bakan görevlilere pas atalım.
Ne dersin ? E.Duman.........
Devam edecek |
||
|
||
Etiketler: KIRKAĞAÇ'TA, DOĞAL, GAZ, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.