Haber Detayı
13 Haziran 2021 - Pazar 21:51
 
KIRKAĞAÇ İÇİN GÜZEL DİLEK TUTMALI
Evet her hafta bunu tekrarlayalım. Adıda sohbet olsun.
RÖPORTAJ Haberi


-KTV : Merhaba abi. Yeni bir sohbetimizle devam edelim. Röportaj demeyelim buna artık. Sohbet diyelim olmaz mı?

-MG: Tabi ki çok doğru bir tespit. Türkçe olmalı her şeyin anlatımı.

-KTV : Ancak bir önerim var. Abi her hafta sonu bu sohbetle hem haftalık konumumuzu değerlendirelim, hem de sana sorulacak konuları birlikte götürelim. Ne dersin?

-MG: Harika derim.

-KTV : Başlayalım o zaman. Sen “Hayatımda solcu olmadım” dedin bu konu çok ilgi çekti. Bunu açmadın ama ısrarla soruyorum, solculuk ne o zaman?

-MG: Genç kardeşim solculuğu anlatmadan önce kavramlara olan bir büyük saldırıdan söz etmek lazım. Kavram kargaşası mutlak egemenlerin ekmeğine yağ süren bir olgudur. Çünkü insan oğlu sözcüklerle anlaşır, onlarla her şeyi anlama ve anlamlandırma durumundadır

Bir şeyi anlamsız kılmak için sözcüklerle, kavramlarla oynamanız lazım. Son zamanlarda nasıl olduysa oldu Cumhurbaşkanının Türkçe ilgisi çok önemlidir. Bunu fena tutuyorum. Ancak söylenenler, uygulamada karşılık bulsa keşke.

Neyse konumuza devam edelim.

Kavram kargaşası dedim ya, işte onu çok başarı ile bizi uyutanlar uyguluyorlar.

Onun için hiç birimizle anlaşamıyoruz, aynı konularda ayrı düşüyoruz, farklı kollardan aynı yola koşuyoruz. Bunu nasıl açıklayayım? Şöyle açıklamak sanırım anlaşılır olur; diyelim ki bize bir kova su lazım. Evet bir kova suya, bize yol gösterenler birimizi akan suya gönderiyor, birimizi durgun suya…İşte mesele burada, akan su mu, yoksa durgun su mu? Mesele su gibi berrak kardeşim. 

Akan suyun kullanılışı  ile duran suyun kullanılışını halkımız çok iyi bilir. Ve kavram olarak solculuk bir efsaneye dayatılır, İngiliz Parlementosu’ nda halkın temsilcileri sol tarafta oturur, burjuvanın temsilcileri ise sağ tarafta. İşte sağcılık- solculuk buradan çıktı derler. Bu bir yutturmacadır, hakikat böyle olsa bile yutturmacadır. Çünkü sosyoloji bir bilimdir. Bilim böyle hurefelerle ilgilenmez.

Oysa hakikat, yani gerçek öyle değildir.

Gerçek şu ki, solculuğun babası sosyal demokratlar, (Avrupa Sosyal Demokratları) Avrupa ülkelerinin, sömürge ettikleri ülke halklarından aldıkları ganimetlerin bir bölümünü kendi ülkelerinde ki emekçi sınıflar arasında, biraz daha adil paylaşımı savunma, projeleridir. Daha açarak anlatırsak kendi  egemenlerinin diğer halkların kaynaklarını sömürerek elde ettikleri değerden, kendi çalışan sınıfına biraz daha pay ayırmasıdır.

Ondandır hayretle bakarız Avrupa dan emekli olan biri burada 3500 euro  ( Bu günün kuru ile 35000 tl alır)  ile bey gibi geçinir, ama bizim emeklimiz zavallıdır.2500 tl. alır.

Avrupa’dan emekli biri 12 ay sonra 420 Bin tl. biriktirirken, ülkemizin emeklisi 30. Bin tl biriktirebiliyor. Bu oradaki emekçinin söürülmediği anlamına gelmez. Tam aksine emeğin değerini gösterir. 

Solculuk, Avrupa Sosyal Demokrasinin ülkemizde ki emekçileri dizginlemesinin bir yansımasıdır. Hep İsviçre’yi örnek gösterirler, Kuzey Avrupa ülkelerini. Oysa mesele öyle değil. Meselenin özünde sınıflar arasında ki milli gelirin sosyal paylaşım meselesidir.

Bizim ülkemizde ki savunucularıda aynı yolun yolcusu esasında..

Son tahlilde solculuk tehlikeli bir yoldur. Halkı ve emekçi kesimi aldatan çok önemli bir kancık ideolojidir.

Ondan hayatımda solcu olmadım. Asla, olamazdım, solculuğa karşı mücadelem emperyalizme karşı mücadele ile eşdeğerdedir.

-KTV : Çok açıklayıcı oldu sanki. Açıklamalarından tatmin olmayanlara demek istediğin bir şey var mı peki ?

-MG: Ne diyebilirim ki sorarsalar, tabi ki sorularını yanıtlarım. Bu kadar.

-KTV : O zaman gündeme dönelim. Nedir bu “Asbest” konulu haber dizisi abi?

-MG : Bak arkadaşım bu haberin kökü ta 1994 lere gider. Bu haberi o zaman da yapmıştık. Ancak çok değeri olmadı, tıpkı bu gün gibi. Ancak o zamandan bu zamana bir fark var. O zaman SEM TV de canlı  “Günün Yorumu” diye, her akşam yaptığımız bir programda (sevgili Erol Demirezen’le yapardık) orada geçmişti bu konu... Ama bu gün bir fark var. Yazılı bu haber. Görüntüler bitti haber yok olmuyor şimdi. Orada duruyor, tapu gibi bir soru bu; “Kırkağaç Zehir mi içiyor ?”… Bunun sorumluları dünden gelen bir dizi kurum ve isim olarak önümüzde duruyor.

Bize Asbestli borulardan suyu satanlar ve buna sessiz kalanlar bundan sorumludur. Bu olay Kırkağaç’ın her şeyden önemli ve en acil sorunudur. Kimse bana mısın demiyor… Çok delice bir durum.

Bu partiler üstü bir konudur. Ama partiler ne yazık ki konunun büyüklüğünden olsa gerek altına girmek istemiyorlar. Bu konu her şeyin önünde bir sorun. İnsanımızın zehirli bir suyu para ile satın alma gibi bir sorunu olmamalı. Bu konu çok isimi töhmet altına sokacaktır. Bundan kuşkum yoktur. Çünkü mesele insan sağlığı. Hemde öyle böyle değil, 7 den 70 e herkesi yakından ilgilendiren bir sorun. Bu işin partisi politikası yok. Bu bir insanlık sorunudur.

Konu çok nettir. İnsan sağlığı zaman aşımı ile ölçülendirilir mi?

Anında hemen şimdi…Denecek bir müdahale lazım.

Ama buna halkın büyük ölçüde desteği lazım.

Buna Belediye Başkanı ne yapsın?

Kaymakam ne yapsın?

Buna çözümün yolu,  halkın kendi sağlığına sahip çıkması ile mümkündür...

-KVK: Son saatlerde yaptığınız haber var. Uyuşturucuyla Mücadele. Bu konu sanki Asbestli borular kadar önemli. Peki bu konuda ne düşünüyorsunuz?

-MG : Evet Asbestli borular kadar çok önemli bu haber. Çünkü mesele gençlik. Gençlerimizi kayıp ediyoruz. Ucundan ucundan alıyorlar onları bizden. En verimli olanların yarın en berbat durumlarda olmasına yol açan bir illetle karşı karşıyayız.

Uyuşturucu. Özellikle esrar, kimyasal haplar, artık 9 yaşında ki çocukların ulaşacağı kadar içimize girmiş durumda

Bu konuda ihmale gelmez zamandayız. Yarın çok geç olur. Hemen şimdi, “hemen şimdi” durumundayız. Yarın kapımızı çocuğumuzu kayıp ettik diye çalacaklar. Ondan yarın geç olacak. Bu konuda polisiye tedbirlerle kalınmamalı. Herkes, ama herkes bu konuda seferber olmalı. Evet herkes seferber olmalı. Öyle ki Kırkağaç kavunu ile yarışır hale gelmiş Kırkağaç ta yetiştirilen esrar…

Kimse kusura bakmasın ama Ege Çukurunda bu söyleniyor. Kırkağaç Esrarı çok tutuyormuş. Kırkağaç’lılar bu söze şaşırmakta haklılar, çünkü bunu yapacak bir Kırkağaç lı bulmak zor. Ama Kırkağaç’lı olmayıp, Kırkağaç ta olanlar, bunun sorumlusu sanki. Bunu yarın Emniyet Müdürümüzle görüşeceğim. Umuyorum bir yol bulunur. Ki bulunacağına şüphem yok.

-KTV . Son sorum olsun bu uzadı çünkü. Acar İdman Yurdu Spor Kulübü.ile Belediye arasında bir sıkıntı var. Sıkıntıdan öte sanki. Ne dersin?

-MG : Aslında bu konu çok kolayca çözülecek bir konu. Tarafları sadece Acar Yönetiminden dinledim. Acar İdman Yurdu Başkanı genç bir arkadaş. Genç olmasına rağmen başarılıda ama. Anlattıklarından çıkarıyorum çok başarılı ama. Bu konuyu önümüzde ki haftaya bırakalım istersen. Çünkü konu henüz yeni ve mutlaka Kırkağaç için bir anlaşma ve karar çıkar diye umut ediyorum.

-KTV: Başkan dan dinlemediniz mi yani bu konuyu?

-MG: Hayır dinlemedim. Aramadım.

Kaynak: (KYS) - Kırkağaç Yazın Seçkileri Editör: M.Güneş
 
Etiketler: KIRKAĞAÇ, İÇİN, GÜZEL, DİLEK, TUTMALI,
Haber Videosu
Yorumlar
Alıntı Yazarlar
Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı
UA-37277569-1