Haber Detayı
28 Haziran 2021 - Pazartesi 04:06
 
HAYVAN SAYISI TARTIŞMASI
Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu büyükbaş hayvan sayısının doğru olmadığına ilişkin iddiasını sürdürüyor.
SİYASET Haberi


HAYVAN SAYISI TARTIŞMASI KOMİSYONDA DEVAM ETTİ

“İnanmıyorsanız Sayın”

TBMM İklim değişikliği Kuraklık Krizi ve Su kaynaklarının Verimli Kullanılması Araştırma Komisyonunda tarımın hayvancılığın sera gazı emisyonu etkisi konusunda gündeme gelen büyükbaş hayvan sayısının doğru olmadığına ilişkin tartışma Hayvancılık Genel Müdürünün toplantıya gelmesiyle yeniden gündeme geldi.

Komisyon Üyesi CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu büyükbaş hayvan sayısının açıklandığı kadar olmadığını iddia etmiş Tarım ve Orman Bakanlığı iddiaları yalanlamıştı.

Komisyon toplantısına çağrılan Hayvancılık Genel Müdürünün sunumundan sonra iddialarını yineleyen Bakırlıoğlu hayvan sayılarında artışın mantıklı bir açıklamasının olmadığını belirtti.

Bakırlıoğlu komisyonda yaptığı konuşmada;

Türkiye’deki sera gazı emisyonunun yüzde 14’ünün tarımdan kaynaklandığı, bu yüzde 14’ün yüzde 70’inin de hayvancılık faaliyetlerinden kaynaklandığı açıklandı. Bu durum hayvan sayıları ile ilişkilendirildi.

Türkiye’deki hayvan varlığı rakamlarına inanmıyorum demiştim. 8,5 milyon büyükbaş hayvan varlığı sayılarında tutarsızlık olduğu daha önce de tartışıldı ve ben bu konuda araştırma önergesi vermiştim.

Bu iddialar benim iddialarım değil. Veteriner Hekim Odaları, Ziraat Mühendisleri Odası Damızlık Sığır Yetiştirici Birlikleri ve akademisyenler bilimsel olarak gerekçeleri ile bu yanlışlığı ortaya koymuşlardır.

Hayvancılık alanında çok önemli bir isim olan değerli bir bilim insanı Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü öğretim Üyesi Prof. Dr. Numan AKMAN yazdığı bilimsel bir makalesinde hayvan sayısı istatistiklerinin dolayısı ile süt üretimi miktarının hatalı olduğunu açıkça ortaya koymuştur.

Numan Akman Hoca;  2017 yılı sığır sayısı, 2016 yılı sığır sayısından 1 milyon 863 bin baş yani yüzde 13,2 fazla olduğunu, bir sığır popülasyonun yıllık değişim hızının parametreleri olduğunu doğuranların veyahut da sağılanların oranı, ölüm oranı, bir yıl içinde kesilenlerin oranı -yani kasaplık güç- bunun yanında ithalat ve ihracat miktarlarına bağlı olduğunu belirtiyor. Normal şartlarda bu oran % 2 olması gerekiyor. Hiç ölüm olmaması halinde ise anca % 5’e çıkıyor.

Oysa 2017 yılında buzağı ölüm oranı % 15 yani her yıl 750 bin buzağı ölüyor. Bunun üzerine 2018 yılı buzağı yılı ilan edilmiş ve ölüm oranının % 5’e düşürülmesi hedeflenmiş.

Hayvan sayısını artıracak en önemli faktör ithalatı fakat bir önceki yıla göre değişiklik olmamış.

Bu durumda % 13’lük artışın doğru olmadığını ve buna bağlı olarak süt üretim rakamlarının da yanlış olduğunu makalesinde açıklıyor.

TBMM İklim değişikliği araştırma komisyonu toplantısında söz konusu tartışmada TÜİK Başkan Yardımcısı Tülay KORKMAZ eleştirilerimde haklı olduğumu sadece Hayvan sayıları değil bitkisel üretim rakamlarının da hatalı olduğunu, AB müzakerelerinde istatistik faslının tarımsal veriler yüzünden hala kapanmadığını belirtti.

Tarım ve Orman Bakanlığı iddialarım üzerine açıklama yaparak iddialarımın doğru olmadığını öne sürdü.

Bakanlık yaptığı açıklamada gerçekleri gizlemektedir. Sadece son iki yıla ilişkin büyükbaş hayvan sayısı artışı verilirken 2017 yılı artışına değinilmemesi olayın nasıl çarpıtıldığını göstermektedir.

Ayrıca 2001 yılından bu yana ülkede tarım ve hayvan sayımı yapılmamış. AKP gelene kadar on yılda bir yapılan tarım ve hayvan sayımı hiç yapılmamış. Bu bile sayıları tartışmalı hale getiriyor.

Ülkedeki büyükbaş hayvan sayısının Bakanlığın açıkladığı kadar olmadığını söylediğimde Komisyon Başkanı Veysel Eroğlu “inanmıyorsan say” demişti.

Benim diyorum ki ben iddialarımın arkasındayım inanmıyorsanız sayın!

 

AŞAĞIDA TBMM TUTANAĞINI VERİYORUZ.

İlgilenenler ulaşabilir.

----------

 

T B M M

Tutanak Hizmetleri Başkanlığı

Komisyon: İklim Değişikli, Kuraklık Ve Su Kaynaklarının Verimli Kullanımız Araştırma Komisyonu

Tarih: 23/6/2021 23 Haziran 2021 Çarşamba

BİRİNCİ OTURUM Açılma Saati: 14.00

BAŞKAN: Veysel EROĞLU (Afyonkarahisar)

BAŞKAN VEKİLİ: Nevzat CEYLAN (Ankara) SÖZCÜ: Semra KAPLAN KIVIRCIK (Manisa)

KÂTİP: Hasan KALYONCU (İzmir)

 

Şimdi, ilk soruyu Manisa Milletvekilimiz Ahmet Vehbi Bey soracak.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım. Geçen hafta Komisyonumuzda, ben bir iddiada bulunmuştum. O günkü sunumda Türkiye’deki -bugün de sunumunuzda yer verdiğiniz- sera gazı emisyonunun yüzde 14’ünün tarımdan kaynaklandığı, bu yüzde 14’ün yüzde 70’inin de hayvancılık faaliyetlerinden kaynaklandığı arz edilmişti .

Bugün de sunumunuzda buna yer verdiniz. O zaman ben şunu iddia etmiştim -TÜİK'in sunumunda vardı bu- evet, siz bu rakamları veriyorsunuz ama ben, Türkiye’deki hayvan varlığı rakamlarına inanmıyorum demiştim, gerçeği yansıtmadığını söylemiştim. Sayın Bakanımız da o esnada evet, bir espri yaptı Nasrettin Hoca misali “İnanmıyorsan say.” dedi ve daha o sonra basında yer bulmuş. Esasında basında yer bulması -bir şeye vesile oldunuz- iyi bir şey çünkü bugün, bu tartışıldı. Esasında bu konu daha önceden de tartışılıyordu yani Türkiye’deki özellikle büyükbaş hayvan varlığı sayılarında tutarsızlık olduğu daha önce de tartışılıyordu ve ben bu konuda zannedersem geçtiğimiz sene bir araştırma önergesi vermiştim Meclise, bu konunun araştırılması gerektiği konusunda. Daha sonra Sayın Bakanım, iş biraz daha büyüdü. Bizim, basında yer alan iddialarımızın Tarım ve Orman Bakanlığının resmi sitesinde, bir basın açıklamasıyla asılsız olduğu -hatta benim ismimi de vermişler- konusunda bir açıklama yaptı Tarım ve Orman Bakanlığı. Ben, neden böyle bir iddiada bulundum? Birincisi, biz, sahada gezen, bir tek Manisa’da değil Türkiye’nin birçok yerinde gezen, dolaşan oradaki sivil toplum kuruluşlarıyla, üreticilerle bir araya gelmeye çalışan, gezen bir milletvekiliyim. Sahada veteriner hekimlerle hatta odalarla yapmış olduğumuz görüşmelerde bana veteriner hekimler, bu rakamlarda ciddi bir sapma olduğunu söylemişlerdi. Daha sonra ben, bu konudaki makaleleri okudum. Ben veteriner hekim değilim, Zootekni konusunda pek bilgim yok ancak istatistik bölümü mezunuyum yani rakamlarla aram iyidir. Zootekni konusunda önemli isimlerden bir tanesi -siz de biliyorsunuzdur- Profesör Doktor Numan Akman, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Hocası, bu konuda yazılmış çeşitli makaleleri var, isterseniz size de gönderebilirim. Hoca özellikle şunu söylüyor. Bu sayılarda hayvan ve tip istatistiklerinde, hayvan istatistiklerinde 2012 yılıyla 2017 yılına dikkat çekiyor. Özetle, şunu söylüyor: “Bu yıllardaki artışlar yani 2011 yılından 2012 yılına, 2016 yılından 2017 yılına, özellikle kültür ırkı melezleri sığır sayısının değişim hızları diğer dönemlerden oldukça fazladır.” diye söylüyor. Daha sonra sıralıyor: Örneğin, 2011 yılından 2012 yılına kültür ırkı ve kültür ırkı melezi ve toplam sığır sayısında yıllık ortalama artış hızları; sırasıyla, kültür ırkı için yüzde 17,4 -bir yıldaki artış- kültür ırkı melezi yüzde 12,8 ve toplamda da yüzde 12,3 olurken 2012 ve 2016 döneminde söz konusu gruplardaki yıllık değişim hızları; yine sırasıyla, kültür ırkında yüzde 3,8. Bir yılda yüzde 17,4 artış olmuş, beş yılda yüzde 3,8’lik bir artış olmuş; kültür ırkı melezinde 10 binde 7 ve toplamda d a binde 3’lük bir artış olmuş yani hiç artmamış. Buna dikkat çekiyor. Daha sonra “2017 yılı sığır sayısı 2016 yılı sığır sayısından 1 milyon 863 bin baş yani yüzde 13,2 fazladır.” diyor ve bunu bilimsel olarak açıklıyor: “Bir sığır popülasyonun yıllık değişim hızının parametreleri var: Bir, doğuranların veyahut da sağılanların oranı, 0-12 yaş/yaş grubu ile daha yaşlılardaki ölüm oranı, bir yıl içinde kesilenlerin oranı -yani kasaplık güç- bunun yanında ithalat ve ihracat miktarlarına bağlıdır yani değişkenler, parametreler budur ve bu parametreler içerisinde yapılan bir hesaplama var. Bu hesaplamaya göre -uzun uzun anlatıyor- Türkiye’de doğuranların oranının yüzde 40, kesilenlerin oranının yani kasaplık gücün yüzde 30 kabul edildiği bir sığır popülasyonunda yaşlı ve gençlerde bir yıl boyunca hiç ölüm olmazsa yıllık artış hızı yüzde 10 olur.” diyor. Bakın, hiç ölüm olmayacak, “Yaşlı ve genç genç sığırlarda hiç ölüm olmazsa yüzde 10 olur.” diyor. Oysa Türkiye’deki buzağılarda ölüm oranı yüzde 15. “Bu şartlar altında hesap yapılırsa bu oran yüzde 2’ye geriler, bir yılda yüzde 2’lik artış normaldir.” diyor.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU – Yüzde 2 hangi ırkta?

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) – Toplamda “Bütün Türkiye sığır sayısında.” diyor. “Eğer, 12 aydan küçük yaş gruplarında ölüm oranını yüzde 8’e getirirsek aynı hesaplamayı yaparsak bu sefer de yıllık artış yüzde 6’ya yükselir.” diyor ki bizim ülkemizdeki buzağı ölüm oranı yüzde 15’lerde bildiğim kadarıyla hatta 2017 yılında 2018 yılı buzağı yılı ilan ediliyor o günkü Bakan tarafından çünkü yüzde 15’lerde olduğu söyleniyor. Hedef bu oranı yüzde 5’e indirmek. Her yıl 750 bin buzağı ölüyor, bunu 250 bine çekmemiz lazım. Eğer 500 bin buzağı yaşatırsak yurt dışından hayvan ithal etmek durumunda kalmayız da deniyor. Yani 2017 yılında buzağı ölüm oranlarının çok olduğundan da bahsediliyor. Ayrıca bu konuda il ilde çalışma yapılmış. Hoca, özetle şunu söylüyor arkadaşlar: “2017 yılında 2012 yılındaki bu artışları bilimsel olarak kabul etmek mümkün değil. Ne yapmak lazım?” diyor. Ne yapmak lazım? “Sayım yapılması lazım, hayvan varlığının sayılması lazım.” diyor. En son 2001 yılında herhalde hayvan varlığı sayılmış, normalde her on yılda bir sayılması gerekiyor fakat 2001 yılından Bugüne kadar hayvan varlığı sayılmamış, tarım varlığı sayılmamış bir kere bunun sayılması lazım.” diyor ve “Bu sayımı yaparken sorumlu aranmaması lazım.” diyor. Çünkü burada bürokratlara da, taşra teşkilatındaki insanların da bu işte kusuru var “Biz bu işte sorumlu aramayalım.” diyor, daha sağlıklı bir s ayım olması için bunu söylüyor. Şimdi, başka bir olay, farklı bir olay, bu basında da çıktı mesela Ali Ekber Yıldırım soruyor, 2017 yılının rakamlarıyla ilgili konuşuyor: “Hayvan sayısı artarken et üretimi düşer mi?” 2017 yılında hayvan sayısında müthiş bir artış var ama bakıyorsunuz et üretiminde düşüş var, birbiriyle bu ne yazık ki çelişiyor kaldı ki geçen toplantıda -basında o yer almamış-

TÜİK Başkan Yardımcısı Tülay Korkmaz da benim iddiam sonrasında aynen şu ifadeyi söyledi, okuyorum: “Ayrıca bu bahsi geçen hayvancılık üstüne bitkisel üretimi de katalım. Evet, hayvancılık verilerinde sıkıntı var bunun üzerine bitkisel üretimi de etkileyebilirsiniz Sayın Vekilim. Sayın Vekilim, tarımla ilgili tüm başlıklar; haklısınız. Biz de aynı eleştirilerde hem kendimize dönüyoruz, var olan idari kayıtların iyileştirilmesiyle ilgili tüm bakanlık yetkilileriyle en alt detayda, en alt uzmanla ve en üst yöneticiyle gerekli irtibatı kuruyoruz. Şu anki yönetim özellikle -TÜİK’ten bahsediyor- tarıma eğildi çünkü istatistik faslının, Avrupa Birliğiyle istatistik faslının, kapanmasının iki kriterinden biridir tarım; bir, sosyal hesaplarla ilgili millî gelirdir, o konuyla ilgili işi tamamladık, 2016’da yayınladık. Tarımı kapatırsak eğer, hani, müzakereler devam eder etmez bilemeyiz, teknik taraftan bakınca tarımın kapanması için ihtiyaçların tamamını bakanlık yetkilileriyle görüşüyoruz.” diyor. “Yani tarım sayımının yapılması, hayvancılıkla ilgili istatistiklerin iyileştirilmesi, artı söylüyorum, bitkisel üretimle ilgili konunun iyileştirilmesi bizim de masamızda olan konulardır.” diyor. Yani bu iddia benim iddiam değil, ben bu iddiayı ortaya koyarken bir: Veteriner hekimlerle görüştüm, hekim odalarıyla görüştüm. İki: Bu konudaki bilimsel yayınları okudum ve bunun bir kısmını sizinle paylaştım, gazetelerde çıkmış, yansıyan haberleri araştırdım, taradım; hayvan sayısındaki bu aşırı artışla et üretimdeki düşüş arasında bir çelişki olduğunu ortaya koyduk artı geçen hafta buradaki Komisyon çalışmalarında TÜİK Başkan Yardımcısı Tülay Korkmaz da yapmış olduğu konuşmada benim söylediğim iddiamı kuvvetlendirdi ve doğruladı. “Bırakın hayvan verilerini bitkisel verileri de buna katalım, bu konuda ciddi sıkıntımız var, istatistik faslını tarım konusunda kapatamıyoruz.” dedi. Şimdi, Başkanım o gün esasında bir espri yaptı, tabii, tutanaktan basına geçirmişler “İnanmıyorsanız, sayın.” dedi biz de güldük. Şimdi, ben hassaten şunu istiyorum: İnanmıyorsanız sayın, Sayın Genel Müdürüm. İnanmıyorsanız, ben bir iddiada bulundum, ben diyorum ki “Bu ü lkede hayvan varlığı söylendiği gibi değil.” Bir iddiam var benim, iddiamın argümanlarını da biraz evvel anlattım size -süremiz kısıtlı- daha da fazla anlatabilir, bu iddiam var, bu iddiamın gerçek olup olmadığının bilinmesi için sayım yapılması lazım ki zaten kanun olarak sizin sayım yapmanız lazım. Bakanım espri yapmıştı “İnanmıyorsan say.” demişti. Ben de şimdi size diyorum: İnanmıyorsanız siz sayın, biz de kim haklı, kim haklı değil onu öğrenelim.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) – Tahminin var mı?

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) – Hiçbir tahminim yok, zaten “Yapamayız.” diyor yani uzun uzun açıklayamadığım…

OTURUM BAŞKANI VEYSEL EROĞLU – Ama Vehbi Bey, hukukta bir prensip var: Müddei, iddiasını ispatla mükellef.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) – O zaman ben sayacağım. Ben başlayayım o zaman saymaya.

MURAT BAKAN (İzmir) – Hayvancılık Genel Müdürlüğünün sayması lazım.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) – Ama şunu yaparım: İsterseniz gideriz, ufak bir örneklem alalım belli bir bölgede bir araştırmaya ben yapayım eğer orada bir farklılık varsa o zaman deriz ki “Burada hata var, bütün Türkiye’de hata vardır.” Onu yaparız isterseniz. Ben oturayım bir hafta çalışayım kendi bölgemde, tek tek ahırları gezeyim, o çalışmayı yaparım onda problem yok ama bu hakikaten önemli, neden önemli? Bakın, hayvan varlığımızın ne kadar arttığından bahsediyorsunuz yani şimdi, şöyle bir sorun var: Dünyada yüzde 13 artmış 2002’le 2019 arasında, bizde yüzde 72 arttı. Zaten sıkıntı bu kadar atmaması lazım diyoruz biz. Avrupa Birliğinde azalmış, Türkiye’de yüzde 72 artmış. Dünyada bizim kadar hayvan varlığını artıran başka bir memleket var mı? Dünyada bizim kadar hayvan varlığını artırıp da hâlen daha canlı hayvan ithalatı yapan başka bir memleket var mı? Bu soruların bir kere cevaplanması lazım. Bir de ben en son 2017 yılındaki güncel buzağı ölüm oranını bakanın açıklamasından biliyoruz yüzde 15, şu anki oran nedir? Hedef yüzde 5’ti. Teşekkür ederim.

 

TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI HAYVANCILIK GENEL MÜDÜRÜ ZEKERİYYA ERDURMUŞ – Efendim, öncelikle zatıalinizin şeylerinden başlayayım… “Yem fiyatları” denmişti, sizde de… Özellikle pandemi kaynaklı fiyat artışları var dünya piyasalarında, emtia fiyatları arttı; yine, bu süreçte döviz fiyatlarındaki hareketlilik… Özellikle soya -bizim hayvansal beslemede en önemli sıkıntımız soya efendim, yüzde 95 ithalatla karşılanıyorfiyatlarındaki artış da bizim üreticilerimizin yem fiyatlarında artışlara sebep oldu, bu da otomatik olarak hem kırmızı et sektöründe et fiyatlarının maliyet artışına, sütte maliyet artışına, yine kanatlı sektöründe de maliyet artışlarına sebep oldu. Burada aldığımız tedbirler tabii ki üretim i artırmakla beraber… Şu anda bu işle görevli olan Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğümüz geçtiğimiz yıl da benzer uygulama yapmıştı, üreticilerimize doksan gün vadeli arpa ve mısır gibi faaliyet alanındaki yem hammaddelerini sübvansiyon olarak vermişti. Yine bu sene gerek kuraklığın da etkisiyle -çünkü hem arpada hem de buğdayda meteorolojik verilere baktığımızda, bir miktar rekolte kaybı olacak- hem gıda arz güvenliğini tehlikeye düşürmeme adına hem de fiyatlarda aşırı bir yükselmeyi engelleme adına Toprak Mahsulleri Ofisimiz gerekli planlamasını yaptı efendim, ilgili bakanlıklardan da iznini aldı.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU – Onu da bir takip ederseniz memnun oluruz.

TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI HAYVANCILIK GENEL MÜDÜRÜ ZEKERİYYA ERDURMUŞ – Efendim, çok hassasiyetle takip ediyoruz çünkü bizi en çok etkileyen alan şu anda.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU – Sizin ilgilendirir. Onu takip edip bize de bilgi verirseniz… TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI HAYVANCILIK GENEL MÜDÜRÜ ZEKERİYYA ERDURMUŞ – Başüstüne Sayın Bakan. Burada, Toprak Mahsulleri Ofisimiz geçtiğimiz yıl unda yapmıştı efendim; un sanayicilerine buğday verdi ve karşılığında da verdiği sübvansiyonlu buğdayda “Unu şu fiyattan satacaksınız.” gibi bir barem koydu. Şu anda aynı uygulamada yem sanayiciliğiyle anlaşmasını yaptı, sisteme katılanlarla. Burada özellikle arpada -şu anda arpa fiyatları 2.600 TL bandında, tonu- Toprak Mahsulleri Ofisi piyasaya 1.950 liradan arpa vermek suretiyle şu andaki yem fiyatlarındaki bu artışı bir miktar geriye çekip aşağı yukarı 2022 Mayıs sonuna kadar da bu yemdeki spekülatif hareketleri tamamen ortadan kaldırmaya yönelik adımları attı. İnşallah orada başarılı olursak hem kırmızı et üreticileri hem de süt üreticileri yem maliyet indeki fiyat artışından etkilenmeyecek; keza, kanatlı sektörü de. Yemle ilgili bunu arz etmiş olayım. Yine, efendim, sayın vekillerimizin genel sorularında süt fiyatları… Süt fiyatlarında 1 temmuzdan geçerli 3,20 TL artı 20 kuruş destek olarak toplam 3,40’lık bir fiyat açıkladık. Toprak Mahsulleri Ofisimizin bu müdahalesiyle yem fiyatlarında bir miktar gerilemeyle -bizim süt camiasında, hayvancılık camiasında “1 litre sütle 1,30 kilogram yem alınması” diye bir metot vardır efendim- 1 litre süt satış fiyatıyla 1,30 kilogram yem alınmalıydı, bunu sağlayacak bir parite dengelendi. Tabii, şu anda, 1 temmuz itibarıyla yem fiyatlarının bir miktar geriye gitmesini öngörüyoruz. Elbette böyle bir gidiş olmasa da üretici maliyetleri açısından yine gereken tedbirler alınacaktır. Sayın vekilimizin, bu hayvan sayısıyla ilgili… Efendim, siz Komisyona girerken ben sayın vekilime özel arz ediyordum o konuyu. Gerçekten, bizim doğru planlama yapabilmemiz adına elimizdeki istatistiki metotların da doğru olması lazım, rakamların da doğru olması lazım; bu son derece hassas olduğumuz bir alan. Efendim, burada bizim eleştirildiğimiz alan Türkvet Hayvan Kayıt Sistemi. Bura, hayvan sayısının tespitinden ziyade, orada hayvanların hareketini, hayvanların sağlığını izlediğimiz bir alan; dolayısıyla, orada gerek doğumlarda gerek kesimlerde vatandaşlarımızın gününde , zamanında bildirmemesinden kaynaklı olarak bir miktar sapma olabiliyor. Ancak bizler TÜİK’le yaptığımız çalışmalarda asla sadece onu baz almıyoruz ; dolayısıyla, bizim başka istatistiki metotlarımız ve sistemlerimiz var, Bakanlık olarak TÜİK’le ortak paylaştığımız “İstatistik Veri Ağı sistemi” dediğimiz gerek bitkisel üretim tarafında gerekse de hayvansal üretim tarafında. Hayvanların bire bir yerinde tespiti… Tamamına değil, random usulü örnekleme yöntemiyle sayının kontrolü yapılıyor. Elbette sapmalar olacaktır ancak bu sapma asla standart sapmayı ihlal edecek seviyede değildir. Şu anda 18,1 milyon büyükbaş hayvan varlığı belki 100 bin aşağı, 100 bin yukarı çünkü yani bir köye gittiğimizde, geldiğimizde doğumlar, ölümler olduğunda anlık dijital bir sistem olmadığı için -manuel bir sistem küpeleme sistemi- düğmeye basıp anlık hayvan sayımının mümkünatı yok, küçük küçük sapmalar var ancak rakamlarımızın da -gerek küçükbaşta gerek büyükbaşta farklı istatistiki modellemelerimiz de var- sağlıklı olduğunu, bizim hayvansal üretim açısından herhangi bir şüphemiz olmadığını ifade edeyim. Yine, Sayın Vekilim, bu, Numan Hoca’nın yaptığı bilimsel çalışma. Doğrudur, Numan Hoca bizim de çok değer verdiğimiz bir Hoca ve özellikle ıslahla ilgili çalışma yapan birliğin, üretici örgütünün de yıllarca danışmanlığını yaptı. Orada o rakamların o hâle gelmesinde Sayın Hocam’ın da mutlaka bilgisi vardır ancak rakamlara baktığımızda, toplam hayvan sayısı rakamlarına baktığımızda elbette ki doğum ve ölümle ilgili bilimsel veriler vardır. Ben bunu size detaylı olarak elimizdeki… BAŞKAN VEYSEL EROĞLU – İnceleyin, ona göre, o da uzun bir şey. TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI HAYVANCILIK GENEL MÜDÜRÜ ZEREKİYYA ERDURMUŞ – O uzun bir şey, detaylı olarak vereceğim. AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) – Ama şöyle, Sayın Genel Müdürüm, burada yalnız... Tutanaklara geçmesi için Başkanım… BAŞKAN VEYSEL EROĞLU – Şöyle yapalım Ahmet Bey, tamamlasın ondan sonra… AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) – Yani, şöyle, TÜİK Başkan Yardımcısının beyanı orada bir sıkıntı olduğunu… BAŞKAN VEYSEL EROĞLU – Onu söylediniz zaten Ahmet Bey. Şimdi, Ahmet Bey, şöyle yapalım, bir çalışma yapsın, bize sunacak; gerekirse bir rapor sunar, onu tekrar müzakere ederiz isterseniz çünkü bu konu hassas bir konu, biliyorum. Tamam mıdır? CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) – Sayın Bakanım, Zekeriyya Bey’in bir rakamını teyit edebilir miyim? Kafama takıldı, 1 kilo süt için 1 kilo 30 gram mı dediniz? TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI HAYVANCILIK GENEL MÜDÜRÜ ZEREKİYYA ERDURMUŞ – 300 gram, 1,3 kilo. CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) – O zaman onu düzeltelim, başa baş gelir. BAŞKAN VEYSEL EROĞLU – 1 litre süt… TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI HAYVANCILIK GENEL MÜDÜRÜ ZEREKİYYA ERDURMUŞ – Süt sattığında 1 kilo 300 gram yem alabiliyor olması lazım, kabul edilebilen değer budur, doğrudur efendim. Bu, hayvan ıslahıyla alakalı, yerli hayvanların korunmasıyla al akalı sayın vekillerimizden genel bir soru geldi efendim, bu noktada yaklaşık on beş yıldır Bakanlığımız, yerli yem kaynaklarının korunması noktasında ve ıslahı noktasında Halk Elinde Islah sürüleri oluşturdu. Şu anda hem büyükbaşta hem küçükbaşta hem de kanatlı sektöründe Halk Elinde Islah sürülerimizde yerli yem kaynaklarımız genetik kapasitesi korunarak ıslah ediliyor. Yine, soy kütüğü çalışmaları da yapılıyor.

HASAN KALYONCU (İzmir) – Kuraklıkla alakalı çalışma var mı o konuda, ıslahta?

MURAT BAKAN (İzmir) – Göçebe hayvancılığı desteklemek için ne yapıyorsunuz?

TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI HAYVANCILIK GENEL MÜDÜRÜ ZEREKİYYA ERDURMUŞ – Efendim, şimdi, soruları hızlı hızlı… Merayla ilgili… Mera benim Genel Müdürlük olarak faaliyet alanım değil ancak meraların sayın vekillerimizden birisi sormuştu “Çıkarılıyor ve kiralanıyor.” diye. Meraların tahsis amacı değişikliği kanunla korunmuş, bazı özel şartlarda, ulusal güvenlik ya da imarla ilgili yapılabiliyor. Meralar, tahsis amacı değiştirildikten sonra asla amacı dışında kullanılamıyor, dolayısıyla onu da izah etmiş olayım efendim. Marka peynirle alakalı bizim de çok da üzerinde… Efendim, zatıaliniz de sordu bunu. Türkiye şu anda kabaca 250 milyon dolarlık peynir ihracatı yapan bir ülke ama ihraç ettiğimiz ürünler “mozerella” ve “labne” dediğimiz, orijinini dış ülkeden alan peynirler, bizde daha uygun fiyat olduğu için bunları ihraç ediyoruz. Dünyada en büyük labne ve mozerella ihracatçısı ülke Türkiye. Bizim yerli damak tatlarımız, Anadolu’da -ön çalışması yapıldı, şu anda bilimsel çalışması yapılıyor- köy köy, kent kent taranıyor şu anda, aşağı yukarı 300’e yakın, peynir çeşitlerimizi üniversitedeki hocalarımızla beraber… Hem bir hikâyesi var o peynirlerin, sadece peynir değil; Anadolu’da hikâyeler yazılmış o peynirlere, o peynirleri tespit ettiriyoruz efendim. İnşallah o peynirleri işte yurt dışındaki örnek verilen -1 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşan ithal peynirler var yurt dışında- o peynirlere ulaştırma noktasında şu anda çalışmamız başladı. İnşallah 2022 yılında biz sizlere, Türkiye’de ne peynir üretiliyor, Anadolu’nun her ücrasına giderek ve bunlar içerisinde de T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı İncelenmemiş Tutanaktır Komisyon: İklim Tarih: 23/6/2021 Saat: Kayıt: Araştırmaiklim Stenograf: Uzman: Sayfa: 47 dünya mutfağına hizmet edebilecek, dünya ticaretine konulabilecek peynir çeşitlerimiz de inşallah ihracat yoluyla da kazandırmış oluruz.

MURAT BAKAN (İzmir) – Konya’nın obruk peyniri var, gastronomi açısından çok önemli bir peynir.

TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI HAYVANCILIK GENEL MÜDÜRÜ ZEREKİYYA ERDURMUŞ – Karaman’da o, mağarada üretilen bir peynir var efendim.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) – Küflü peynir, rokfordan çok daha pahalı.

TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI HAYVANCILIK GENEL MÜDÜRÜ ZEREKİYYA ERDURMUŞ – Efendim, şu anda hassasiyetle çalıştığımız, inşallah 2022’de sonuçlarını alacağımız bir çalışma. Benim özetle, kısaca bu efendim.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU – Diğer soruları yazılı olarak verin. Bir de bal ormanıyla ilgili bilgi geldi, şu anda 596 adet orman içinde bal üreten tesisler kurulmuş, 596 bal ormanı var. TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI HAYVANCILIK GENEL MÜDÜRÜ ZEREKİYYA ERDURMUŞ – Efendim, zatıalinizin de o zamanki çalışmasıyla hem balcılıkta hem de küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde -koyunda- şu anda 8 milyon hektar orman içi mera küçükbaş üreticilerimizin emrinde. Orada, elbette ki kuralları var, ormanlara zarar vermeden 8 milyon hektar meradan faydalanıyorlar.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU – Bir de ben, İzmir’de Saanen keçisi için bir çalışma yapmıştım, acaba bir gelişme var mı?

TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI HAYVANCILIK GENEL MÜDÜRÜ ZEREKİYYA ERDURMUŞ – Saanen keçisi efendim, İsviçre Alplerinde yetişen -orijini orası- bizim Anadolu’da da özellikle Çanakkale, İzmir, o bölgelerde… Tabii, biraz süt verimi, verim yönü yüksek olduğu için sadece otlatmayla ihtiyacını karşılamıyor, ilave yem masrafına ihtiyaç duyuyor. İzmir’de güzel Saanen sürülerimiz var efendim.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU – Evet, teşekkür ederiz.

 

Kaynak: (KYS) - Kırkağaç Yazın Seçkileri Editör: M.Güneş
 
Etiketler: HAYVAN, SAYISI, TARTIŞMASI, ,
Haber Videosu
Yorumlar
Alıntı Yazarlar
Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı
UA-37277569-1