CHP, 31 Mart Yerel Seçimleriyle Türkiye'de bir dönemin sonunu noktaladı.

AKP tükendi. 2. parti olarak iktidarda ki "ana muhalefet" oldu. Türkiye siyasetinde bu bir ilktir.

AKP de ilklerin partisiydi aslında.

14 Mart 2008 tarihinde "Anayasa Mahkemesi'nin bir üyesi dışında 10 üyesi, iktidar partisi AKP'nin laikliğe karşı eylemlerin merkezi olduğu yönünde tespit ve değerlendirmesiyle, 22 yıldır bilinen dönemin sonu işte yaşadığımız gibi oldu.

CHP Türkiye'nin % 90 vergi aldığı tüm illerde yerel yönetimleri aldı. Ve AKP nihayet 2. parti olma tadını tanıdı.

CHP tarafından iktidar partilerinden alınan belediyelerde lağımlar patladı  kokusu inanılmaz derecede toplumu sardı.

Adamlar ebedi kalacaklarmış gibi hiç bir israftan çekinmemişler.

Osmanlı sultanlarını kıskandıracak şatafatla yaşamışlar o kısacaık görev sürelerinde. Bir değil, beş değil ya tümünde demek yalan sayılmaz.

Manisa  Merkez İlçesi Yunusemre Belediyesi inanılmaz şeylere sahne olmuş.

Yeni Başkan Semih Balaban gösterdi, akıl almaz işler olmuş, halkın 1 milyar yüz milyon lira borcu var. Oysa o belediyenin yıllık bütçesi 1.4 milyar. 31 Mart'ı 1 nisana bağlayan gece yarısı saat 05.oo e kadar 100 milyon lira ödeme çıkarılmış, çekler kesilmiş. Akıl alır gibi değil.

Bunları yazdık.

Nihayetinde yeni seçilen CHP li Belediye Başkanları son 22 yıllık AKP döneminden başka dönem görememiş olabilirler. Bu gayet doğal. Ancak şimdiye kadar gördükleri Belediye uygulamaları ve yaşantı örneklerini, aman genel anlamda bu işler böyle olurmuş demesinler. Sakın, ama sakın bu düşünceleri varsa silsinler akıllarından.

Aldıkları seçimleri kesinlikle (harcamışlarsa ) paranın gücü sanmasınlar. Aldıkları seçim sonuçları bu halkın çektiği sıkıntıların sonucudur. Aman ki kendi kara kaş kara gözlerinin halkta kabul gördüğünü sanmasınlar. Kuşkusuz kendilerinde de bir hüner vardır ama belelirleyici olan o değildir.

Belirleyici olan AKP nin artık bu ülkeyi sürdürülebilir bir politikadan yoksun olmasıdır.

AKP nin tüm politikaları iiflas etti.

Ne saraylarında ki şatafatlar, ne kibirli olmaları, ne din tüccarlarının halkın üzerinde ki sahte itibarları, ne de yalancı gündemleri artık halkımızı ikna etmiyor. Asıl belirleyici olan budur. Diğer CHP adaylarının güzel, gül yüzleri ve inandırıcı vaadleri etkisizdir demiyorum ama belirleyici olan bu değildir. 

İşte tüm bu somut durumda yaşanan şu çok kısa bir zaman diliminde (bir ay bile değil) CHP li Belediye Başkanlarının AKP nin 22 yıldır halkımızı alıştırdığı uygulama ve algı yönetimine benzer işlerden uzak durmalarıdır. Duramazlarsa salgın olması muhtemel, AKP lileşme salgınından paylarına düşeni almaktan kaçamazlar. AKP lileşirler. 

Yazık olur.

Geçmişde yaşadığım bir olayı anlatmam elzem oldu.

Sene 1994.

Mehmet Pantül (rahmet olsun) Belediye'yi Kazım Kayadipli'den (rahmet olsun) Belediyeyi, Kırkağaç ittifakıyla Ana Vatan Partisinden aday olarak aldı.

Kırkağaç'ta büyük bir umut yükselmişti.

O dönemin söylemleriyle "Kayadipli hanedanlığı yıkılmıştı" deniliyordu. Doğruydu Demirel'in hanedanlığı yıkılmıştı. Rahmetli Kazım Kayadipli Ege Bölgesindi Süleymen Demirel'in önemli bir adamıydı. (Tanığıyım bunun)

Devam edelim.

Pantül Belediye'yi alır almaz ziyaretler, kutlamalar gırla gidiyordu. Aradan yaklaşık iki ay geçmesine rağmen halka dokunur bir hareketlenme olmamıştı. O zaman SEM TV vardı ve biz iyi bir habercilik - gazetecilik örneği sergiliyorduk. Buna Kırkağaç tanıktır.Hemde hiç bir profesyonel deneyimimiz olmamasına rağmen. Ama şu yanımız profesyoneldi, HALKIN HABER ALMA HAKKINA İPOTEK KOYDURMAMAK VE HALKIN HABER HAKKINI SATMAMAK işte bunlar yaşama felsefemizle çizilmişti. Ondan asla tavizimiz olmadı.

Ben SEM TV nin yayın sorumlusu olarak söz verdiğim gibi "hiç bir partiye oy vermediğimi" açık açık söylemiştim. Öylede yaptım hiç bir partiyeoy verip taraf olmadım. Halkın haber alam atarafıydım. Kimseye oy vermediğimi seçimden sonra açık, açık söyledim, bilenler bilir ( Süleyman OLU hayatta Ahmet AKŞAR'da bilir.) ama bunun onurlu bir davranış olduğunu kabul etmek yerine alınanlar oldu. Anlamadılar "HALKIN HABER ALMA HAKKI KUTSALDIR, HALKIN TARAFI OLMAK BİR SEÇENEKTİR. 

Sonrasın da karşı tarafin bizi (beni) Pantül'cü, Pantül'cülerin de karşı taraflı olma ithamıyla yüzleştik.

Oysa halkın tarafı olmayı bilemedikleri için beni anlamaları kuşkusuz normaldi. Onun için kimseyi bu konuda kınamadım.

Hala "Halkın Haber Almak Hakkı" adına bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Bu terk edilemeyen bir yaşama biçimidir. Bu bizim seçtiğimiz devrimci bir tutarlılıktır. Ölene kadar da böyle gider bu iş. Her şeyi ile helal olsun halkımıza.

Konumuza dönersek şöyle devam edebiliriz; arkadaşım bu günkü ülkemizde yaşanan, bu dip dalgayla herkesin omuzunda ağır bir görev yükü vardır. AKP nin 22 yıldır halkımıza alıştırdığı "yoksullaştır yönet, vaad et, devam et" dönemine son vermelisiniz.

Bu döneme son vermek onun yaptıklarıyla değil, yep yeni alışkanlıklarla mümkündür.

Balık verme, balık tutmayı öğret arkadaş.

İhale açma kurumsallaş, geçici işçi yönetemiyle bölgende işsizliğe çare bul. Her sokağı o sokak sakini işsizlerle çözüme kavuştur.

SADAKA DAĞITMA KARDEŞİM. HERKESE EMEĞİNİN HAKKINI ALACAK İŞ KONUSU YARAT.

Sonra "duymadım, görmedim, bilmiyorum" basitliğine asla sığınmayın. 

Neden?

Çünkü buna muhatap olanlar sizin bildiğiniz insanlar olmaya bilir.

Onlar halkın davasına çıkarsız ve hesapsız sarılan yurtseverlerdir.

Aman olaki onları başkalarıyla karıştırmayasınız.

HERKESE EMEĞİNİN KARŞILIĞINI VERECEK İŞ KONUSU YARAT.

Bunlar denenerek başarılı sonuçlar alındı. Bu yolu seçin.

Çıkarsızca yaşayan, mesai harcayan deneyimli, test edilmiş kafalarla irtibat kurmaktan çekinmeyin.

Onların sizlerden bir beklentisi olmaz ki, olamazki... Onlar halka çıkarsız hizmet etmeyi yaşamanın bir anlamı olarak görüdüler arkadaş. Böyle yaşanıldığında hayatın tadılmaya değer olduğunu biliyorlar çünkü...

AKP'lileşmek önümüzde ki süreçte salgın bir hastalık olma durumunda arkadaşlar.

Çünkü 22 yıldır yaşadık, diyalektik yaşamı gözlemleyerek yorumlar; "düşündüğünüz gibi değil yaşadığınız gibi düşünürsünüz"... Öngörüm o ki; kehanetim değil, kazanılan CHP Belediyeleri önlem alınmazsa AKP'lileşmeleri kaçınılmazdır. Özellikle genç başkanların aldıkları belediyeler... Yanlarında deneyimli olanlardın olmaması yada ittifak oldukları kimselerin yetersizlikleri onları AKP'lileşmeye yatkın hale getirecektir.

Haydi önümüzde bir kaç ay var.

Göreceğiz.