Haber Detayı
10 Ağustos 2021 - Salı 15:31
 
YUNUS EMRE'NİN MEZARI
Belgelerde ki Yunus'un idama giden yaşamı...
DENEMELER Haberi


YUNUS EMRE’NİN MEZARI KIRŞEHİR’DE Mİ?

Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli ve Ahi Evren adına 2021 yılının onlara adanması gerekçesi ile bu bilgiyi sizlere açıklamayı görev edindim.  Biraz uzunca oldu ama elimden geldiğince kısaltmaya çalıştım. Daha fazla kısaltırsam gerçekliği bozulacaktı.

 

  Yunus Emre kendinden önce, büyük bir şiir birikimi olmayan o tarihsel dönemde, büyük şair olmanın olmazssa olmazlaından biri olan bu olanaktan yoksun olarak büyük şair olabilen bir insandır. Şu anda ülkemizde halkın diline inmiş kaç şair vardır? Halkın bağrına bastığı bu şair bölgecilik gibi insani olmayan bir anlayışı sahiplenerek, bu şairi kendi bölgesine mal etme çabası bundandır. Ölümü ve idam edilişini de belgeleriyle açıklayacağım. Onun yattığı yere saygı ile!

 

  Öne sürüler görüşlerden biri de Kırşehir Yöresinde Ulupınar mevkiindeki mezarın Yunus Emre’ye ait olduğu iddiasıyla Kırşehire mal edilmesidir. Kayalık alandaki bu mezar aynı zamanda türbeye çevrilmiştir. Şimdi belgelere dayandırarak bu konuyu gerçeğine uygun olarak bilgilerinize sunacağım. Daha Önce buradan Dünya Ulularından olan Ahi Evren hakkında aynı gerekçe ile belgeler sunmuştum.

 

  Önce mezarların iddia edeldiği yerleri adlarıyla açıklayalım.


1- Bursa: Sadi Tekkesinde, Kara Abdürrezzak Mahallesi.
2- Kula: Emresultan Köyü.
3- Erzurum:Tuzcu Köyü
4- Niğde, Aksaray. Bir tepe üzerinde.
5- Ünye: Sivas’a giden yol üzerinde
6- Isparta: 
7- Keçiborlu.
8- Bolu.
9- Sandıklı: Yeniçay köyünde.
10- Eğridir.
11- Sivrihisar, Sarıköy.
12- Karaman.
13- Kırşehir: Ulupınar mevkiinde

 

Ben bu mezarların bulunduğu yerlerle ilgili belgelere girmeden, çasıl mezarın bulunduğu yeri belgelerle açıklayacağım.


Cahit Öztelli’ye ait Yunus Emre kitabının 40. Sayfası.


Resmi belgelerin ve genellikle devletin bütün işlemlerinin saklandığı söylenen İ.H. Konyalı, belgeleri buradan aldığını açıklıyor.


Bugün Topkapı Müzesi’nden Başbakanlık Arşivi’ne getirilen 63. sayıda kayıtlı ve H. 924 / M.. 1518 YILINDA Yavuz Sultan Selim adına Karaman Eyaleti vakıflarını içine alan Defterin 335. Sayfasında Yunus’un bağlı bulunduğu AİLE REİSİ  İsmail Hacı’nın Horasan Cemaati ile Larende’ye ( Karaman) gelerek yurt edindiğinin kayıtlara alındığı öğrenilmiştir.

 

  “Belgenin aslı Şöyle: Kerye-i Şeyh Hacı İsmail an kaza-i Larende:
  Mezbur Şeyh Hacı İsmail an cemaat-in dervişleri ile Diyar-ı Horasan’dan gelmiş, aziz imiş.Bunda taavuttun edip badehü oğlu MusaPaşa bunda bir zaviye bina edip, etbaı ile sakin olup ellerinde ber vech-i vakfiyyet tasarruf yerleri vardır. Hariçten ziaat edenler öşürlerin vakfa verip zaviyede sarfolunup kendüleri ve dervişleri avarızdan ve resm-i ganemden ve resm-i çiftten müafdırlar.”

 

 Buraya yerleşip arazi edinenler 50 kişi kadardırlar ve Şeyh İsmail, Yunus Emre’nin dedesidir.


 Belgeye devam edelim:  “Ve cemaat-i evlad-ı İsmail Hacı’nın Obruk kuyu ve Aça Kenise ve Biy Kuyusu ve güvegi ve şuayb Hacı ve Çukur Köy ve Ömer Hacı ve Güvenç Obruğu ve Sungur Burun Çukur Kuyu ve Göllü Kuyusu ve Biniş Ağıl ve Öksüz Ömler Obruğu ve zikr olan mevazı bila niza kadimden yurtlarıdır ve Kızık Üyük kadimden suvatlarıdır ama cemaat-i Muştemur-dan Esed oğlanları dahi BUNLARLA OTURA GELMİŞTİR. Şeyhzadeler dah-i niza etmeyip ve mevz-i Karaca karabansaray dahi müşarünileyh İsmail Hacı’nın kadimden yurtlarıdır. Amma, sümeişli Cemaatinden Kara Turgut ve Kara Mehmet dahi bunlara hemsaye olup, kışlak bile olup amma yazlık oturmayıp göçüp giderler deyü tarafeyndan muselaha olunmuştur. Bunlardan gayri Turudhan ve Selman Nam kimseler dahi mezkurlar ile bile sakin olur, men olunmaz ve kulaca  ve Şakirlü nam  mahaller dahi cemaat-i İsmail Hacı’nın suvatlarıdır. İbrahim Bey kadıaskerlerinden hüccetleri vardır. Amme yerce nam yeri bu cemaatten YUNUS EMRE fevt oldukta evladına intikal etmiştir.”  

 

 Açıkça görülüyor ki Yunus Emre, Karamanoğlu, İbrahim Bey’den Yerge adındaki yeri satın almıştır.

 

  Başka bir belge: “Tapu Kadastro Müdürlüğü eski kayıtlar arşivi, yeni 584 eski 254 , Konya Efkafı’nın  H. 992/M. 1584 TARİHLİ YAZIMINDA Larende’deki (Karaman)Yunus Emre’nin zaviyesinden söz eden bölümünde Yunus  Emre’nin babasının adının da İsmail olduğu bildirilmiştir.

Kayıt şöyledir. 
  
“Vakf-ı Zaviye-i Yunus Emre İbn’i  İsmail’in meşhur bi Kirişçi Baba der nefs-i Larende.”

  Yunus Emre o zamanlar halk arasında Kirişçi Baba olarak anılırdı.Yunus Emre Zaviye’sinin hemen ardında dabaklar çarşısında bir kirişhane vardır. Adı geçen arşivde (No: 104 bulunan H. 996/ M. 1587 TARİHLİ Konya Velayeti Evkafı’nı  gösteren defterde İsmail Zaviyesi şöyle yazılmıştır.

 “Vakf-ı Zaviye’i Hacı İsmail Horasanı der karye-i evlad-ı Hacı İsmail der tasarruf-i evlad-ı Mezkur. Hariçten ekenlerden dahi öşrü zavuiye-i mezbureye deyü İbrahim Bey’den Mektup var, an karye-i Hacı İsmailtabi-i Larende.”

Yine aynı arşivde 255 sayıda kayıtlı ve H. 906/1500 tarihli ikinci bayezit adına yapılmış bir karaman Eyaleti evkafı yazım  defterinde Kirişçi Baba Zaviyesi  ve torunu Nureddin Emre Hakkında şunlar görülmektedir. “Vakfı Zaviye-i  kirişçi baba, der nefs-i Larende , der tasarruf-i Emre bi hükm-i Şahi.” (sayfa 67 A)

 

  Evliya Çelebi’den...

  Evliya Çelebi 1648 yılında Karaman’a da gelmiş, her zaman yaptığı gibi camileri, türbeleri, söz edilmeğe değer yerleri dolaşmış, bunlara ait bilgileri, varsa kayıtlarını, kitabelerini yazmış, kitabına koymuştur.

İşte Evliya Çelebi’nin Karaman da gördüğü yerlerden biri de Yunus Emra Türbesidir.

Evliya Çelebi Şöyle diyor;

“Kirişçi Baba Camiinde Yunus Emre Hazretleri Merkadı. Türkice Tasavufvufane ebyat-u eş-arı, ilahiyatı meşhur-i afaktır.8.c.9,s,315”

Cahit Öztelli'nin Yunus Emre kitabının 44 sayfasından:
  “Siyasi olaylara karışmıştır. Bir hükümet olayına katılmış ve idam edilmiştir.”   


Bu konu aşağıda belgelenecektir. 

  Bir belge daha: Konya Salnamesi:
  1330/ 1915 tarihli Konya Salnamesi şunları yazmaktadır.
“Karaman’da Kirişçi Baba mahallesinde vaki Kirişçi, NAMI DİĞER, Yunus Emre Cam-i şerifi ve Zaviyesi olup evkaf-ı mülhakadan cami ve zaviye mevcut ve mamurdur. Cami-i Şerifin, inşa tarzı kargir, zaviye ise ahşaptır. Mahallinde yılda400 kuruşa yakın varidat getirir akarı vardır. Evkaf  hasinesinden yılda keza 400 kuruş ki, cem-an 800 kuruş varidatı olup, imam, hatip,  hafız-ı Kur-an , vaiz, müezzin zaviyedarı, sair hademeleri vazife ifa ederek işbu 800 kuruş vazifelilere sarfedilmektedir.”

  F ”Cami-i şerifin içinde mübarek eşyadan sakal’ı şerif bulunduğu gibi, bitişiğindeki ufacık bir hücre içinde dahi Yunus Emre ile Taptuk Emre’nin mübarek kabirleri Müslümanlar tarafından ziyaret edilmekte ve şifa elde olunmaktadır.Cami içindeki avlusunda bir de sarnıç ve safiye olup , zaviye içerisinde ayrıca mevcut olan havuz ile yeşillik görülmektedir.İnşaa tarihi 750(M.1349-50) SENESİNDEDİR.”


 Caminin adı Yunus Emre Camisi’dir. Zaviye yine aynı adla anılmaktadır.        

  İdamı: Cahit Öztelli kendi beyanında Karaman Devlet Arşivini incelerken  yargılanışıyla ilgili belgelere rastladığını, yargılandığını, ve idam edildiğini, arşivlenmiş olduğu mahkeme dosyasından kütük ve sayfa numaralarını vererek açıklamıştır. 

  Bu belgeleri okuyunca Yunus Emre’nin asi, hak hukuk bilmez biri zannına kapılabilirsiniz. Konuyu o zamanın koşullarına göre düşününce durumun böyle olmadığı anlaşılmaktadır. 

O zamanın Amerikası Moğollar, birkaç senelik aralıklarla Anadoluya ordularıyla girer, girdiği her yerleşim bölgesini talan eder, insanları kılıçtan geçirir, çıkarlarına uygun kişileri sultan tayin eder, her sene için on binlerce büyükbaş, yüzbinlerce küçük baş hayvan ve yüzbinlerce altın vergiye bağlayarak ve geriye viran olmuş bir ülke bırakarak dönerlerdi. Moğollardan güç alan sultan ve diğer beyler halka kan kustururlartdı. Elbette ki o büyük güzellik duygusu bu olaylarla barışık olamazdı. Şiirlerinde bu acılarla ilgili pek çok dizesine rastlanır.

 

  Şikari’de Şeyh Yunus, yani Yunus Emre’yi görelim:

  “Karaman Mektup yazıp Kaya Beyi ve Şeyh Yunus’u Konya’ya gönderdi.Divana girip Mektubu Sultana sundular.” (Sayfa 25)

 

“Ezincanip: Karaman, Süleyman Şah’ın karındaşı ile bir olup tahta geçtiğin deyip heman Hacı Kutlu Şah ve Kasım ve Saadettin ve Şeyh Yunus ve Halil İbrahim Hacı Beyler ve Taceddin-i cem edüp kimin vezir, kimin kethüda edüp on yedi bin er Kasım’ı tahta geçirdiler. Saadettin ve Hacı Beyle oğlu  toplayıp etraf-ı vilayeti zapt etmeğe başladı.” (SAYFA 62)

 

  “Ravi eydür: Hainler Karaman’la yirmi sekiz bin adem ile Larende’yi zapt eyledikleri zamanda,  Alaaddin Bey gelüp Karaman’ı tutup habseylemiş idi.  Bunlar bir araya gelüp, mektup yazıp  hacı Beyle Oğlu Halil ile İbn-i Kürd’de gönderdiler. Halil üç bin er ile Larende’den mahfi firar edip İbn-i Kürde gelip Konya’da buluşup mektubu verdi. Demiş ki, Karaman ve Sadettin ve Şeyh Yunus ve Kasım, Karaman Oğlu Süleyman Bey vezirleri fırsat gözedir.  Siz oradan zuhur ettiğiniz gibi, biz Larende’yi zapt ederiz, demiş.” (s . 75.)

 

  Ezincanip: Ertana bin Mehmet, Veled’i Esen, Bahşayiş ve Bahtiyar; Babuk Han oğluna adam gönderip, dediler ki ”Bize yardım edesin. Alaaddin Haleb de iken oğullarından Larende’yi alalım. “ Moğol bu sözü işidip yirmi bin er ile Tarsus’a geldi. Andan sonra Şeyh Yunus ve Bozdoğanlı ve Hoca Yunus Tarsus’a geldiler. Cümle otuz bin adam olup Larende’ye azm  kıldılar.” (Sayfa 153)


 Ezincanip: Hainler Kasım’ı tahta geçirdiler. Saadettin ve Hacı Beyle oğlu vezir olup her biri bir mansıp zapt edip muradlarına erdiler…” (sayfa 90)

 

  “Alaaddin Şah eydür: Bire zalim, Süleyman Şah’ın her gün ekmeğin yedin, sana ne eyledi ki, helak eyledin. Cevap vermedi. Emreyledi. Pare pare eylediler. Andan sonra Hacı Beyler oğlu Halil’i helak eylediler.Andan sonra Şeyh Yunus’u götürüpHelak eylediler. Bu Süleyman Bey’in şeyhi idi.” (SAYFA 99)  

 

  Bu bir halk hareketi idi ve bu işe Yunus da karışmıştı... “Alaaddin yeniden hükümetin başına geçer, suçluları yakalar, hepsini siyaset meydanında idam ettirir. Bu arada Şeyh Yunus’da idam edilir.” 

 

  Şikari’nin verdiği bu bilgiler yalnız kalsa idi, belki önem taşımaz idi. Fakat Hazine-i Evrakta ve sayım defterintde (Kuyudat-ı kadime defterleri) Yunus ile ilgili belgeler elde olmasa idi. Bu eski tarihi belgelerin ışığında Şikari Tarihinin verdiği bilgiler değer taşımakta,  Yunus bakımından ayrı bir önem kazanmaktadır.  (Cahit Öztelli, Yunus Emre kitabı, sayfa 48)   

Asım Gönen

Kaynak: (KYS) - Kırkağaç Yazın Seçkileri Editör: M.Güneş
 
Etiketler: YUNUS, EMRE'NİN, MEZARI,
Haber Videosu
Yorumlar
Alıntı Yazarlar
Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı
UA-37277569-1