|
||
YUNUS EMRE'NİN MEZARI | ||
Belgelerde ki Yunus'un idama giden yaşamı... | ||
DENEMELER Haberi | ||
YUNUS EMRE’NİN MEZARI KIRŞEHİR’DE Mİ? Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli ve Ahi Evren adına 2021 yılının onlara adanması gerekçesi ile bu bilgiyi sizlere açıklamayı görev edindim. Biraz uzunca oldu ama elimden geldiğince kısaltmaya çalıştım. Daha fazla kısaltırsam gerçekliği bozulacaktı.
Yunus Emre kendinden önce, büyük bir şiir birikimi olmayan o tarihsel dönemde, büyük şair olmanın olmazssa olmazlaından biri olan bu olanaktan yoksun olarak büyük şair olabilen bir insandır. Şu anda ülkemizde halkın diline inmiş kaç şair vardır? Halkın bağrına bastığı bu şair bölgecilik gibi insani olmayan bir anlayışı sahiplenerek, bu şairi kendi bölgesine mal etme çabası bundandır. Ölümü ve idam edilişini de belgeleriyle açıklayacağım. Onun yattığı yere saygı ile!
Öne sürüler görüşlerden biri de Kırşehir Yöresinde Ulupınar mevkiindeki mezarın Yunus Emre’ye ait olduğu iddiasıyla Kırşehire mal edilmesidir. Kayalık alandaki bu mezar aynı zamanda türbeye çevrilmiştir. Şimdi belgelere dayandırarak bu konuyu gerçeğine uygun olarak bilgilerinize sunacağım. Daha Önce buradan Dünya Ulularından olan Ahi Evren hakkında aynı gerekçe ile belgeler sunmuştum.
Önce mezarların iddia edeldiği yerleri adlarıyla açıklayalım.
Ben bu mezarların bulunduğu yerlerle ilgili belgelere girmeden, çasıl mezarın bulunduğu yeri belgelerle açıklayacağım.
“Belgenin aslı Şöyle: Kerye-i Şeyh Hacı İsmail an kaza-i Larende:
Buraya yerleşip arazi edinenler 50 kişi kadardırlar ve Şeyh İsmail, Yunus Emre’nin dedesidir.
Açıkça görülüyor ki Yunus Emre, Karamanoğlu, İbrahim Bey’den Yerge adındaki yeri satın almıştır.
Başka bir belge: “Tapu Kadastro Müdürlüğü eski kayıtlar arşivi, yeni 584 eski 254 , Konya Efkafı’nın H. 992/M. 1584 TARİHLİ YAZIMINDA Larende’deki (Karaman)Yunus Emre’nin zaviyesinden söz eden bölümünde Yunus Emre’nin babasının adının da İsmail olduğu bildirilmiştir. Kayıt şöyledir. Yunus Emre o zamanlar halk arasında Kirişçi Baba olarak anılırdı.Yunus Emre Zaviye’sinin hemen ardında dabaklar çarşısında bir kirişhane vardır. Adı geçen arşivde (No: 104 bulunan H. 996/ M. 1587 TARİHLİ Konya Velayeti Evkafı’nı gösteren defterde İsmail Zaviyesi şöyle yazılmıştır. “Vakf-ı Zaviye’i Hacı İsmail Horasanı der karye-i evlad-ı Hacı İsmail der tasarruf-i evlad-ı Mezkur. Hariçten ekenlerden dahi öşrü zavuiye-i mezbureye deyü İbrahim Bey’den Mektup var, an karye-i Hacı İsmailtabi-i Larende.” Yine aynı arşivde 255 sayıda kayıtlı ve H. 906/1500 tarihli ikinci bayezit adına yapılmış bir karaman Eyaleti evkafı yazım defterinde Kirişçi Baba Zaviyesi ve torunu Nureddin Emre Hakkında şunlar görülmektedir. “Vakfı Zaviye-i kirişçi baba, der nefs-i Larende , der tasarruf-i Emre bi hükm-i Şahi.” (sayfa 67 A)
Evliya Çelebi’den... Evliya Çelebi 1648 yılında Karaman’a da gelmiş, her zaman yaptığı gibi camileri, türbeleri, söz edilmeğe değer yerleri dolaşmış, bunlara ait bilgileri, varsa kayıtlarını, kitabelerini yazmış, kitabına koymuştur. İşte Evliya Çelebi’nin Karaman da gördüğü yerlerden biri de Yunus Emra Türbesidir. Evliya Çelebi Şöyle diyor; “Kirişçi Baba Camiinde Yunus Emre Hazretleri Merkadı. Türkice Tasavufvufane ebyat-u eş-arı, ilahiyatı meşhur-i afaktır.8.c.9,s,315” Cahit Öztelli'nin Yunus Emre kitabının 44 sayfasından:
Bir belge daha: Konya Salnamesi: F ”Cami-i şerifin içinde mübarek eşyadan sakal’ı şerif bulunduğu gibi, bitişiğindeki ufacık bir hücre içinde dahi Yunus Emre ile Taptuk Emre’nin mübarek kabirleri Müslümanlar tarafından ziyaret edilmekte ve şifa elde olunmaktadır.Cami içindeki avlusunda bir de sarnıç ve safiye olup , zaviye içerisinde ayrıca mevcut olan havuz ile yeşillik görülmektedir.İnşaa tarihi 750(M.1349-50) SENESİNDEDİR.”
İdamı: Cahit Öztelli kendi beyanında Karaman Devlet Arşivini incelerken yargılanışıyla ilgili belgelere rastladığını, yargılandığını, ve idam edildiğini, arşivlenmiş olduğu mahkeme dosyasından kütük ve sayfa numaralarını vererek açıklamıştır. Bu belgeleri okuyunca Yunus Emre’nin asi, hak hukuk bilmez biri zannına kapılabilirsiniz. Konuyu o zamanın koşullarına göre düşününce durumun böyle olmadığı anlaşılmaktadır. O zamanın Amerikası Moğollar, birkaç senelik aralıklarla Anadoluya ordularıyla girer, girdiği her yerleşim bölgesini talan eder, insanları kılıçtan geçirir, çıkarlarına uygun kişileri sultan tayin eder, her sene için on binlerce büyükbaş, yüzbinlerce küçük baş hayvan ve yüzbinlerce altın vergiye bağlayarak ve geriye viran olmuş bir ülke bırakarak dönerlerdi. Moğollardan güç alan sultan ve diğer beyler halka kan kustururlartdı. Elbette ki o büyük güzellik duygusu bu olaylarla barışık olamazdı. Şiirlerinde bu acılarla ilgili pek çok dizesine rastlanır.
Şikari’de Şeyh Yunus, yani Yunus Emre’yi görelim: “Karaman Mektup yazıp Kaya Beyi ve Şeyh Yunus’u Konya’ya gönderdi.Divana girip Mektubu Sultana sundular.” (Sayfa 25)
“Ezincanip: Karaman, Süleyman Şah’ın karındaşı ile bir olup tahta geçtiğin deyip heman Hacı Kutlu Şah ve Kasım ve Saadettin ve Şeyh Yunus ve Halil İbrahim Hacı Beyler ve Taceddin-i cem edüp kimin vezir, kimin kethüda edüp on yedi bin er Kasım’ı tahta geçirdiler. Saadettin ve Hacı Beyle oğlu toplayıp etraf-ı vilayeti zapt etmeğe başladı.” (SAYFA 62)
“Ravi eydür: Hainler Karaman’la yirmi sekiz bin adem ile Larende’yi zapt eyledikleri zamanda, Alaaddin Bey gelüp Karaman’ı tutup habseylemiş idi. Bunlar bir araya gelüp, mektup yazıp hacı Beyle Oğlu Halil ile İbn-i Kürd’de gönderdiler. Halil üç bin er ile Larende’den mahfi firar edip İbn-i Kürde gelip Konya’da buluşup mektubu verdi. Demiş ki, Karaman ve Sadettin ve Şeyh Yunus ve Kasım, Karaman Oğlu Süleyman Bey vezirleri fırsat gözedir. Siz oradan zuhur ettiğiniz gibi, biz Larende’yi zapt ederiz, demiş.” (s . 75.)
Ezincanip: Ertana bin Mehmet, Veled’i Esen, Bahşayiş ve Bahtiyar; Babuk Han oğluna adam gönderip, dediler ki ”Bize yardım edesin. Alaaddin Haleb de iken oğullarından Larende’yi alalım. “ Moğol bu sözü işidip yirmi bin er ile Tarsus’a geldi. Andan sonra Şeyh Yunus ve Bozdoğanlı ve Hoca Yunus Tarsus’a geldiler. Cümle otuz bin adam olup Larende’ye azm kıldılar.” (Sayfa 153)
“Alaaddin Şah eydür: Bire zalim, Süleyman Şah’ın her gün ekmeğin yedin, sana ne eyledi ki, helak eyledin. Cevap vermedi. Emreyledi. Pare pare eylediler. Andan sonra Hacı Beyler oğlu Halil’i helak eylediler.Andan sonra Şeyh Yunus’u götürüpHelak eylediler. Bu Süleyman Bey’in şeyhi idi.” (SAYFA 99)
Bu bir halk hareketi idi ve bu işe Yunus da karışmıştı... “Alaaddin yeniden hükümetin başına geçer, suçluları yakalar, hepsini siyaset meydanında idam ettirir. Bu arada Şeyh Yunus’da idam edilir.”
Şikari’nin verdiği bu bilgiler yalnız kalsa idi, belki önem taşımaz idi. Fakat Hazine-i Evrakta ve sayım defterintde (Kuyudat-ı kadime defterleri) Yunus ile ilgili belgeler elde olmasa idi. Bu eski tarihi belgelerin ışığında Şikari Tarihinin verdiği bilgiler değer taşımakta, Yunus bakımından ayrı bir önem kazanmaktadır. (Cahit Öztelli, Yunus Emre kitabı, sayfa 48) Asım Gönen |
||
|
||
Etiketler: YUNUS, EMRE'NİN, MEZARI, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.