|
||
SEYYİD NESİMİ | ||
Sonraları güzeller güzeli bir dostum beni uyardı. Semih şarkı değil dostum "deyiş" dedi. | ||
DENEMELER Haberi | ||
Sevgili Canlar! Şöyle başlayalım. Sosyal medya hesaplarım üzerinde paylaşımlar incelerseniz bu çocuk "Alevi-Bektaşi" geleneğine mi mensup? Dersiniz. Değilim. İlgin nerden geliyor? Sorusu diğer sorunuz olacaktır. Şöyle söyleyeyim; ben saz aşığı birisiyim. Saz çalmayı en iyi becerenler "Alevi-Bektaşilerdir." Mahzuni, Neşet, Tolga Sağ, Arif Sağ, Musa Eroğlu... Daha nicesi buraya eklenebilir. Saz iyi çalıyor diye Alevi şarkısı paylaşamazsın diyebilirsiniz. Öncelikle ben de başlarda hata yapıyordum. Sonraları güzeller güzeli bir dostum beni uyardı. Semih şarkı değil dostum "deyiş" dedi. Ben kendisinden hatam için özür diledim. Şimdi deyyiş demek ilahi demek aslında. Lakin bizim ilahilerimizden farkı işin içerisine sazı koyması ve sazı ön plana çıkarması ben uzunca süreden beridir bu bektaşi anlayışını araştırıyorum. Semih sen nasıl bir insansın hiç yorulmak bilmiyor musun? Diyebilirsiniz. Evet, yoruluyorum lakin vazgeçmek yok... Kopuz Türklerin tarihinde önemli bir tutar. Yazılı tarihimiz yok denecek kadar azdır. İşte o açığı-eksikliği atalarımız Kopuz’la kapatmışlar. Sözlerle, destansı sözleri kopuz sayesinde günümüze kadar taşımışlar. Yani Gök tanrı inancında vardır bu gelenek. İki kabile savaşırken kopuzu ortaya koyan şaman söz taşıyıcısı savaşı bitirebiliyormuş. Kopuzu ezip geçmek yokmuş törelerde. İşte o kopuzla başlayan gelenek sonrasında İslamiyet’i seçen Türk Boyların da özellikle Horasan dan gelen Ahmet Yesevi öğretisi, Hacı Bektaşi Veli ve ondan sonra ki dervişler tarafından Anadolu da bu geleneği sürdürmüşlerdir. Pir Sultanlar, Yunus Emreler, Karacaoğlanlar, Köroğlulları, Dadaloğlular tümüne bakacak olursak hemen hemen hepsi Bektaşi geleneğini sürdürmüş ve hepsi yoksul köylünün yanında olmuş, düzen karşıtlığıyla türlü baskı ve zulümlere uğramış, birçoğu bunu canıyla ödemiştir. Peki, ne zaman saz ortadan kayboldu. Baktığınız zaman bu 1500-1560'lı yıllara buluyor. Ebu Suud devirlerine... Bunu belki ilerleyen günlerde değiniriz. Şimdi konuyu çok dağıtmadan Deyiş üzerinden gidelim. Deyişler Allah aşkını, Muhammed aşkını, Ali aşkını İNANMAYI öyle güzel anlatıyor ki, sormayın gitsin. Bununla beraber onların kutsalları 7 Ulular, 40'lar Cemi, 12 İmamlar, Semah... Daha nicesi bu deyişlerde yer alıyor. Şimdi benim yazımın asıl konusu şu olacak "SEYYİD NESİMİ" Haydi bakalım ufaktan bir giriş yapalım. 14. yüzyılda yaşamış olan Divan Şairi Nesimi'nin hikayesine şöyle bir bakalım.
Öncelikle Nesimi neye inanmış olsa olsun, kendi dönemine göre kesinlikle devrimci bir şairdir. Bunun tartışmasına girmeye kalkmayın bozuşuruz. Bunu şiirlerindeki korkusuz dilinden ve 700 yıl öncesinin dünyasının dar görüşlülüğüyle mücadelesinden baştan aşağı anlıyoruz.
O dönemde yaygın olan tarikatlardan birine üye Nesimi: Hurufilik Şimdi nedir bu Hurufilik? Şimdi önce şunu söyleyeyim. Arşî, Muhitî, Misalî (Gül Baba), Viranî Abdal gibi büyük nice şair Hurufidir. Yani kalkıp bir Nesimi Hurufi demek doğru olmaz. Gelelim Hurufiliğe; daha çok felsefi ve mistik konuların işlendiği, varlık ve sayılar arasında bağlantıların kurulmaya çalışıldığı harflerin ebced değerlerinden metnin düz anlamı ile ilgili olmayan, telmih, ima, işaret gibi ikincil anlamlar çıkartan ve bu anlamlar üzerinden yeni anlayış ve kavrayışlara yol açan yaklaşımlara verilen addır. Bu anlayıştaki insanlar çok derin şiirler yazıyorlar. Eee tabi okuma yazma oranı Osmanlı da %10 bile değilken o dönemleri düşünün bir de bu adama insanların ne diyeceğini... Herkes ona “zındık” diyerek bağırmasına sebep olacak şiirler kaleme alıyor ve dahi bunu dinlendiriyor. Daha gerilerde Hallac-ı Mansur var. O başlı başına bir ders konusu aslında.
Edebiyatla az çok ucundan bucağından ilgilenenler mutlaka bilir, ‘vahdet-i vücut’ kavramını. belki hala tartışılan bir kavramdır, herkes farklı yorumlar. bazıları savunur bazıları şirk der. Yanlış yazmak istemediğim için viki’de ki anlamını yapıştırıyorum: “tasavvuf düşüncesinde, yaratanla yaratılanın tek ve "bir" olduğunu savunan görüştür.” böyle kulağa çok hoş geliyor belki ama o dönemin insanları anlayamıyor, bunun üstüne bir de Nesimi ‘ben allahım’ (Enel Hak) diyor. Burada anlatmak istediği; her şeyi o yarattıysa her şey onun parçası. Biz onun kendisiyiz, kendi parçasıyız. Ben onda var olmuşum ya da onda yok olmuşum, zaten ben O’yum diyor. Bir dal ağaçları yaratır, ağaçlar da ormanı yaratır diyor bir nevi. Ve bu görüş Yunus’ta da vardır.
Asıl olay bundan sonra başlıyor tabii. dönemin din alimleri onu kafirlik ve buna benzer laflarla üstüne yürüyor, halkı ayaklandırıyor. Çünkü herkes onlar gibi düşünmeli, susturulmalı ya da ölmeliydi. Hatta bir hikayeye göre dönemin alimi olarak görülen bir kişi parmağını kaldırarak “bu öyle bir kafirdir ki kazara pis kanı insanın bir uzvuna temas etse orasını kesmek lâzım gelir.” deyip aşağılamış. O sırada derisi yüzülen Nesimi’nin bir damla kanı adamın parmağına sıçramış. İzleyenlerden biri parmağının kesilmesini söylemiş fakat alim kendisiyle çelişerek parmağını yıkamış.
Nesimi onlar gibi düşünmedi, susmadı ama herkesin önünde derisi yüzülerek öldürüldü. Ondan bize bir çok şiir kaldı. Velhasıl Nesimi katledildi. Lakin öyle bir şiiri kaldı ki bize ben daima onu dinler ve dillendiririm. Bu şiirler onu anmak istiyorum. Şimdiden herkese selamlar.
Sorma be birader mezhebimizi Biz mezheb bilmeyiz dost dost yolumuz vardır Çağırma meclis-i riyaya bizi Biz şerbet içmeyiz, dolumuz vardır Bizim söyleyecek canım, canım sözümüz vardır, medet
Biz müftü bilmeyiz, fetva bilmeyiz Kıl-ı kal bilmeyiz, ifta bilmeyiz Hakikat şehrinde hata bilmeyiz Şah-ı Merdan gibi Alimiz vardır Bizim söyleyecek canım, canım sözümüz vardır, medet
Nesimi özünü farşa etme sakın Ne bilsin ham ervah dost, dost likasın hakkın Hakkı bilmeyene hak olmaz yakın Bizim hak katında elimiz vardır Bizim söyleyecek canım, canım sözümüz vardır, medet...
|
||
|
||
Etiketler: SEYYİD, NESİMİ, , |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.