|
||||||||
19 MAYIS VE TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ | ||||||||
Ufuktan Öden | ||||||||
ufuktans@gmail.com | ||||||||
19 MAYIS VE TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ
19 Mayıs. Anadolu’nun kadim halklarının kurtuluşunun ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş fişeğinin ateşlendiği gün. Bundan tam 102 yıl önce bugün “Atatürk” isminde cisimleşen bir avuç yurtseverin önderliği ile kendi halkına, işçisine, köylüsüne, kadınına, gencine güveni ve inancıyla “Bağımsızlık” fikri etrafında kurtuluş ateşinin yakıldığı gün. Mazlum Anadolu halklarının emperyalizme karşı şanlı direniş destanının başlığının atıldığı gün. Şan Olsun!
Dönemin Osmanlı İmparatorluğu’nu yöneten anlayış kurtuluşu, bilmem hangi emperyalist ülkenin mandasını (sömürüsünü) kabul etmekte görüyorlardı. Anadolu, dönemin en güçlü emperyalist ülkeleri ve işbirlikçilerinin (İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan’ın /Japonya, Ermenistan, Hicaz Krallığı, Polonya, Portekiz, Romanya, Sırp-Hırvat- ve Sloven Krallığı, Çekoslavakya işgalci cepheyi desteklemişlerdir/ ) kuşatması ve işgali altındaydı. Osmanlı, Serv anlaşması ile çoktan teslim alınmıştı bile.
Oysa bu toprakları bize vatan yapan yurtseverler, Mustafa Kemal ve arkadaşları, kurtuluşun “EMPERYALİZME KARŞI BAĞIMSIZLIK SAVAŞI” nda olduğuna inanıyorlardı. “Bağımsızlık ve Özgürlük” ülküsü etrafında kenetlenmiş ve örgütlenmiş bir halkın karşısında hangi güç durabilirdi ki? Bu büyük mücadele Cumhuriyetle taçlandı. Bu zafer güneşi, sadece Anadolu topraklarının üzerine doğmuş olmakla kalmamış, aynı zamanda mazlum Ortadoğu halklarının da umuduna ışık saçmış, kılavuzluk etmişti. NE BÜYÜK ONUR!
Oysa bugün maalesef, ülkemizin “ Bağımsız ve Demokratik” bir ülke olduğunu söylemekten çok uzaktayız.
Özellikle 40’lı yılların sonu ve 50’li yılların başından itibaren, iktidar sahipleri sanki ülkenin bağımsızlığı ve kurtuluşu uğruna canlarını feda edenlere inat, ülkenin geleceğini tekrar emperyalizme bağımlılık ilişkilerine tutsak etmişlerdi. Marshall Yardımı, NATO üyeliği, IMF ve Dünya Bankası ile kurulan ilişkiler, dün savaştığımız emperyalist ülkelerle işbirliği, sözüm ona müttefiklik anlaşmaları yapılarak, ülkemiz tekrar emperyalist devletlerin ve tekellerin sömürge alanına dönüştürüldü. Halkımızın geleceğini uluslararası sermayenin çıkarlarına feda eden iktidar sahipleri “Küçük Amerika” olma hayalini büyülü bir mendil gibi gözlerimize çektiler. Oysa bugün hangimiz Amerika’nın, insanlık tarihinin başına gelmiş en eli kanlı bela olduğunu bilmiyoruz ki?
Peki bugün ülkemizin içinde bulunduğu koşullar nedir?
* Bugün artık ülkemizde maaşlarımızdan, soframızda ki ekmeğin fiyatına kadar her şeyin fiyatı emperyalist ülkelerin para birimlerinin (Dolar-Euro) değeriyle ölçülür oldu.
* Ülkemizde faaliyet gösteren bankacılık sektörünün %60’ı yabancı sermayenin kontrolüne terk edilmiş durumda.
* Borsanın %50’si yabancı sermayenin kumarhanesine dönmüş.
* Ülkemizin yer altı ve yerüstü zenginlikleri yabancı şirketler tarafından yağmalanıyor.
* GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) projesi ile sulanan binlerce dönüm verimli arazi yabancı devlet ve şirketler tarafından işleniyor.
* Son 5,5 yılda 18 milyon 464 bin 149 metrekare arazi yabancılara satılmış bulunuyor.
* Son günlerde pandemi koşullarında, ülkemizin en güzel tatil yörelerinde yabancı ülke vatandaşları lüks içinde özgürce tatil yapabilirken, bizim insanlarımızın denize girmesi bile yasaklanmış durumda.
* Enflasyon-pahalılık artık can yakıyor. Gün geçmiyor ki bir yurttaşımız çaresizlikten intihar etmesin.
* TÜİK verilerine göre (bile) işsizlik %20’ lere dayanmış. Genç işsizlik %25 lerde. Dile kolay her dört gençten birinin geleceği yok.
Hangi birini yazsam bir diğeri eksik kalıyor. Bugün bütün bunları yazıyor olmam, sizlerin tadını kaçırmak, moralinizi bozmak amacını taşımıyor elbette. Aksine; işte tam da bugün, 19 Mayıs’ın 102’nci yıldönümünde yine, yeniden bir uyanışa, yeniden bir kurtuluşa olan inancımı ve umudumu paylaşmak istedim sizlerle.
Bu cennet vatan, yeniden bağımsızlığın, barışın, kardeşliğin güneşinin doğduğu bir ülke olmayı ne kadar da çok hak ediyor diye düşünüyorum.
Bu anlayış sağcı-solcu, alevi-sunni, Türk-Kürt, ilerici-gerici demeden, sömürüye, savaşa, zulme, yoksulluğa, işsizliğe, adaletsizliğe karşı, asgari müştereği “Gerçekten Bağımsız ve Demokratik Türkiye” anlayışıdır.
Bu anlayış, her türden sömürü ilişkilerini elinin tersiyle iten, uluslararası kapitalist - emperyalist sömürü ilişkilerine ve düzenine karşı demokrasiyi, adaleti, eşitliği savunan bir anlayıştır.
Umutla…
|
||||||||
Etiketler: 19, MAYIS, VE, TÜRKİYE’NİN, GELECEĞİ, |
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.