20.05.2022 tarihinde yazdığım “PROTOKOL NE OLDU SN. GEDÜZ” başlıklı yazıda geçen şu paragrafa; “Ne oldu yemek yarışma birincisi ödülü? Aradan neredeyse 1 yıl geçti. Sen gibi düzgün insanları kandıracak bol malzemeleri var. (Ki bunu Facebook ta yazmıştım. Eminim okumuşsundur)” haberin altına Sema isimli bir okurdan şöyle bir yorum yazılmış;

“Çok yanlışsınız köstek olmayın yeter.

Bende bu projede gönüllü biri olrak kızımızın 2 ekimde düğünü var Sonrasında Amerikaya Eşiyle Birlikte gidecek Ekim Ayında gitme isteğide Dilara kızımızdan gelmiştir işlemler Başlatıldı Merak etmeyin Herşey çok güzel olacak Yani kırkağacın birtek sorunu Tarihi gurme şehrimi Bende size bunu soruyorum Göz göre göre koskoca tarihi şehir yok olmuş Bırakında Gurme derneği yada diğer derneklerde tarihi evleri restore etsinler Başkanımız ve Cahit uslu kardeşim uzaydan gelmediler Bizim kardeşlerimiz Kırkağaç için bir taş bile koyana saygı duyalım lütfen”

[ Yorumda hiçbir nokta ve virgüle dokunulmamıştır ]

Sema Hanım’a açıklamasından dolayı teşekkür ederim. Ancak yazdıklarına birkaç açıklama yapmam lazım.

1. Dilara kızımızın hak ettiği ödülü alacak olmasına sevinirim.. Ve ama merak etmeyi de sürdüreceğim. Çünkü merak insani bir davranıştır. Dilara kızımızın düğünü varmış, ömür boyu mutluluklar dilerim. Hayat onu hak ettiği yerlere getirsin.

2. “Köstek olmak” bu sözcükle uzak yakın ne ilgim olabilir? Düşünce açıklamak köstek olmak mı ? Düşünceden ürkmemeli bir insan. Hele merak etmenin sorumluluğu bambaşka bir şeydir. Bilgi ister, birikim ister, kendini gerçeğe adamışlık ister.

Okuduklarınızı anlamıyor olmanıza istinaden tekrar edeyim. Kırkağaç için bir bardak su taşıyana saygı ile eğilirim. Ancak burada elbette şahsi çıkar olmaz ise. Yani bir bardak su koyup, bir damacana suyu götürme anlayışı olmamalı. Damacana su götüreceklere de elimizden geldiğince karşı çıkarız…Herkes bu konuda hem fikir olmalı. Hırsıza, ahlaksıza, halkı soyanlara, yalancılara müsamaha gösterilmemeli.

3. “Her şey çok güzel olacak” sa bunun tüm topluma yansıması lazım. Sadece birileri için bir şeyler güzel olacaksa bunu sorgulayanlarda olacaktır.

O sorgulama işi, gizlisi saklısı olanları rahatsız eder. Etsin…!

Kırkağaç’ın derdi elbette bir tek şeye indirgenemez. Ancak çözüm diye sunulan işler, başka dertler yaratıyorsa buna da karşı çıkılması çok doğal değil mi Sema Hanım?

Dernekler dilediği gibi tüzüklerinde yazılanları hayata geçire bilirler. Bunda sıkıntı yok. Buyurun meydan sizin. Ama bu toplumun ortak değerlerini kirli oyunlara kimse alet edemez.

4. Benim derdim tüm Türkiye’nin, hatta tüm (Dünya) mazlum ulusların ortak değeri olan, ‘Mustafa Kemal Atatürk’ adını kullanıp, onu kirli bir eyleme alet edilmesidir. “Atatürk Evi” diye lanse edilen bir evin restorasyonu için “ABD Büyükelçilik Fonu” na başvuru yapmak ne demek Sema Hanın? Burası dingonun ahırı mı? Kurucu ve Kurtarıcı önderimizin adını şeytandan alınacak dolarlarla kirletmek de ne? Bu ülkenin parası mı kalmadı, her gün toprağa verdiğimiz şehitlerimizin kanlarında eli olanlara el açmayı öneriyorsunuz? Ar eder insan.

O kutsalımızın ismini alıp, savaşıp yendiği emperyalistlerin kapısına götürüp “bize bir az yeşil dolarlarınızdan verin, bu isim için bir ev restora edeceğiz” diyeceksiniz… (Ki bunu kendinize yakıştırmak da özgürsünüz. Hatta kendi adınıza dilediğiniz ülkenin elçiliklerine başvurabilirsiniz. Onlar böyle devşirme insanları satın almakta pek hünerlidirler. Tabi elinizde ülkenizi pazarlayacak ciddi doneler olmalı.)

Eee bu ülkenin yurtseverleri öylesine trene bakar gibi bakacak, sizin bu eyleminize, düşüncelerini yazamayacak öyle mi? Yazarsak “köstek” olacağız öyle mi?

Ah Sema Hanım ah, bunu böyle düşünmekle kusura bakmayın ama siz sadece cahil değilsiniz, aynı zamanda arsızsınız. (Üzülerek yazıyorum bu son sözcüğü ama başkaca durumunuzu açıklayan sözcük yok)

5. “Göz göre göre koskoca tarihi şehir yok olmuş” diyorsunuz. Pek doğru da bunu arkanıza aldığınız Belediye Başkanınıza da söylediniz mi ?

3 dönemdir Kırkağaç’ı yöneten biri O, dediğiniz “ YOK OLUŞA” çare bulamadı da sizinle mi çare  bulacak acaba?

Bak bunu da birden bire merak ettim. Merak işte elde değil insani dürtü…!

6. Bu madde ile de Sn. Gedüz’e seslenelim; Sayın Başkan, bak Sema hanım ( Adı gerçek mi, yoksa kimliğini gizliyor mu  bilmem, yazdığı gibi kabul ediyorum ben. Siz kim olduğunu belki tahmin edersiniz Başkan) diyor ki; “Göz göre göre koskoca tarihi şehir yok olmuş”… Ne dersiniz, bu konuda müzakere yaptınız mı?

Yapmış olduğunuzu varsayıyorum ki, bakın bir dernekle bir “yok oluşa” dur demeyi deniyorsunuz !

Not:  Bir başka hanımefendi var. O da mahalle baskısı yaratmaya çalışıyormuş hakkımda. Ona daha sonra yazmayı planlıyorum (Çünkü bu iş daha çok su kaldıracak gibi) ancak o hanım efendiye yol göstereyim buradan. Zorlanmasın yardımım olsun.

Siz elinizi kolunuzu sallayarak daha dün gelen 5 şehidimizin kanında elleri olan hainleri göklere çıkaracaksınız. Onları yücelteceksiniz ödül yapacaksınız, Kırkağaç Belediye Meclisini kandırıp onlara el açtıracaksınız ama biz susacağız öylemi?

Siz cahil değil tam zır delisiniz. Kendini geliştirememiş yarım akılsınız.

Bu ülke hukuk devleti, bu ülke Türkiye Cumhuriyeti şikayetiniz varsa savcılık orada…

Şikayetinizi büyük bir zevkle beklerim.

Hiç değilse yaptığınız hayati yanlış mahkeme kayıtları ile tarihe geçer.  ABD nin dostları benim mücadele edeceğim düşmanım dır. Hem fikri, gerektiğinde hem de fiziki…

Kırkağaç’a ABD seviciliğini bulaştıranlarla ben gücüm oranında karşı mücadelemi hayata geçirmeyi sürdüreceğim Hanımefendi. Ve yalnız olmayacağımı biliyorum.

Sizde ABD seviciliğinizle baş başa kalın.

Muammer Güneş