|
||
PAPAZ LA MOŞEN VE İSMAİL... | ||
30 yıl öncesi yaptığım haberlerin aynını yapmak kader mi acaba bana? Hem de olmaz dediğim birinden... | ||
MAKALE Haberi | ||
Kırkağaç'a otobandan giriş yapmak isteyen biri, meşhur kavunumuzun olduğu kavşaktan girip Menderes caddesine varmak istese neye uğradığını şaşırır... Işıkların yeşil yandığı bir noktada yol bitti. Eee ne yapacak Kırkağaç'ı bilmeyen? Kardeşim "el insaf" nerede denir acaba? Bu yolları allak bullak edenler hiç mi planlama bilmez? Küçücük bir işletmede bile üretim planlaması denen kavramı kimse es geçmezken koca bir ilçeyi köstebek yuvasına çevirenlerin hiçmi bir çalışma planı olmaz. Arkadaşlar bu kara mizahtan öte bir şey. Yollar kazılıyor. Pek tabi Kırkağaç'ın buna elzem ihtiyacı var. Kazılsın. Değiştirilsin şu kanserojen kaynağı su boruları. İyi de bunun bir planlaması olmaz mı? Kazıp kapattığın yeri yürünür yapıp, sonra ikinci üçüncü planlanan bölümlere başlamak çözülmez bir denklem mi? Kim yapıyor bu işlemleri bunu bilen var mı? Kırkağaç'ın belli günlerinde resmini koyup kutlama talebini yazdıran İsmail Gedüz, bunları anlaması için Hasan Karaosmanoğlu'n dan ders alması lazım sanki.(Hayır hayır şaka değil...Çok açık ve net. Gitsin Hasan Karaosmanoğlun'dan ders alsın. Zira bir süre sohbet ettim kendisi ile yeminler olsun ben ders aldım. Onada tavsiye ederim.) İnsan bir bez parçasına yarım kilo plastik boya ile oraya uyarı levhaları yapabilir. Yol yada çalışma her neyse, "Bu çalışmalar x kurumu tarafından yapılmaktadır. İleride yol kapalıdır." diye yazmaz mı? İsmail, küçük kardeşim, ne oldu sana ? Bu kadar çaresiz olmamalısın. Silkin bir kendine gel. Görmezden gelmek konuların yok sayılması anlamına gelmiyor. Sen iyi niyetli biriydin benim bildiğim. Ne oldu sana? Kırkağaç'ta geziyormusun hiç? Yaya olmasa bile bin birinin otomobiline gez bakalım... Çocuk düşürtür bu yollar... Yaklaşık 27 yıl önce yaptığım bir haber vardı, hastahane yolunda ölmüş bir at ceseti kala kalmıştı uzun bir süre, ona istinaden "SEM TV" de yayımlanmıştı, "Papaz'la Bahçıvan Moşen" hikayesi. Rahmetli Pantül yerine vekalet bırakmıştı bir abimizi (adını yazmayayım) tel açmıştım ama duymazdan gelmişti sesimi. Hikaye sevgili Yüksel Süvari'den alınmıştır bu arada. Büyük saygımla selamları kendisini. Hikaye şöyle; Kiliseni şarapları her gün inanılmaz ölçüde eksiliyor. Papaz durumu fark ediyor. Bunu yapma olasılığı en yüksek olan bahçevan Moşen bir pazar günah çıkarmak için kiliseye gidiyor, ve papazın örgülü kafesinin önünde oturuyor. Papaz efendiye günah çıkarmak istediğini söylüyor. Tabi papaz efendi yakalamış Moşen'i hemen patlatıyor soruyu; -Söyle bakalım Moşen kilisenin şaraplarını kim aşırıyor? Moşen örgünün hemen dışında; -Papaz efendi sesiniz duyulmuyor. Diyor. Papaz sinirleniyor; -Nasıl duyulmaz Moşen nefesinde ki kokuyu alıyorum şu anda? Diyor. Moşen; -Efendim gel yer değiştirelim bakalım buradan oranın sesi duyuluyor mu? Papaz bir hışımla çıkıyor yerinden; -Geç bakalım Moşen, duyuluyormu, duyulmuyor mu bakalım. diyor. Moşen oturuyor günah çıkarılan yerin koltuığuna, Papaz dışarıda ... Moşen - Papaz efendi söyle bakalım Moşen'in karısını her gece kim ahıra çağırıp onunla halvet oluyor? diye soruyor. Papaz bin pişman konuşuyor; -Haklısın Moşen buradan ses duyulmuyor. diyor. 27 yıl önce bu haberi yapmıştım. Vekil Başkan abimiz üzülmüştü. Çok değerliydi kendisi ama Kırkağaç'ı yönetecek kabiliyette değildi. Aca diyorum 30 yıl sonra Kırkağaç aynı kaderi mi sürdürüyor? Ne yalan söyleyeyim bir kaç aylık tanıklığım ve Pazar günü Sevgili Hasan karaosmanoğlu ile sohbetimizden sonra bu kanıya vardım.
|
||
|
||
Etiketler: PAPAZ, LA, MOŞEN, VE, İSMAİL..., |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.