|
||
BARIŞ DOSTER YAZDI | ||
Vahşi kapitalizmin insanlığa sunduğu adalet; "Kazanç Özele, Zarar Kamuya". Barış Hoca anlaşılır bir dille yazmış. | ||
MAKALE Haberi | ||
Peki, bu sorunlarla mücadeleyi salt ekonomik program temelinde mi kavramalı? Yoksa ekonomi politik temelli, sınıf odaklı bir ideolojik itirazı mı yükseltmeli? Elbette ikincisi. Ama nasıl? Çünkü böylesi bir yönelim, mevcut koşullarda zor.
Fazlasıyla sağa kaymış bir sosyal demokrasi yerine, İngiliz İşçi Partisi’nin eski ideologlarından Anthony Giddens’in ünlü “üçüncü yol” stratejisi yerine, neoliberalizm, postmodernizm ve kimlik siyaseti yerine, ideolojik berraklık, politik tutarlılık ve kavramsal bilinçte ısrar etmek, emeği, eşitliği, Aydınlanmayı, bağımsızlığı, emperyalizme karşı mücadeleyi öncelemek zorunlu. Büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bunu yapmıştı. Zoru başarmış, mazlum milletlere örnek olmuştu. 1980 öncesinde katledilen Aydınlanma şehitlerimizden, seçkin toplum bilimcimiz Cavit Orhan Tütengil, o nedenle şöyle demişti: “Mazlum milletler, üçüncü dünyanın göbek adıdır”.
KURAMSAL VE KAVRAMSAL TARTIŞMA
Bu tarihsel alıntıdan sonra tekrar gelelim günümüze. Salgın hastalığın da bir kez daha ortaya koyduğu gibi, kapitalist sistem; zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapıyor. Kapitalizmde kârlar özelleştiriliyor, zararlar kamulaştırılıyor. Bizim gibi ülkelerde ise durum daha da ağır. Orta sınıf eriyor, yoksullaşıyor, tükeniyor. Emperyalist baskılar ve gelişmiş ülkelerin kendi işçi sınıfına sunduğu olanaklar, uluslararası sınıf dayanışmasını boğduğundan, zengin ülkelerin emekçileri, dış talandan aldıkları payla, ulusal ve küresel ölçekte sınıf mücadelesinden vazgeçiyorlar. Kendi devletlerinin, sermayedarlarının, başka ülkeleri ezen, sömüren politikalarını destekliyorlar.
Çözüm; üçüncü yol denen sağcı politikalardan değil, üçüncü dünyacı, halkçı, kamucu, toplumcu, devrimci, eşitlikçi, antiemperyalist politikalardan geçiyor.
Fazlasıyla sağa kaymış bir sosyal demokrasi yerine, İngiliz İşçi Partisi’nin eski ideologlarından Anthony Giddens’in ünlü “üçüncü yol” stratejisi yerine, neoliberalizm, postmodernizm ve kimlik siyaseti yerine, ideolojik berraklık, politik tutarlılık ve kavramsal bilinçte ısrar etmek, emeği, eşitliği, Aydınlanmayı, bağımsızlığı, emperyalizme karşı mücadeleyi öncelemek zorunlu. Büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bunu yapmıştı. Zoru başarmış, mazlum milletlere örnek olmuştu. 1980 öncesinde katledilen Aydınlanma şehitlerimizden, seçkin toplum bilimcimiz Cavit Orhan Tütengil, o nedenle şöyle demişti: “Mazlum milletler, üçüncü dünyanın göbek adıdır”.
KURAMSAL VE KAVRAMSAL TARTIŞMA
Bu tarihsel alıntıdan sonra tekrar gelelim günümüze. Salgın hastalığın da bir kez daha ortaya koyduğu gibi, kapitalist sistem; zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapıyor. Kapitalizmde kârlar özelleştiriliyor, zararlar kamulaştırılıyor. Bizim gibi ülkelerde ise durum daha da ağır. Orta sınıf eriyor, yoksullaşıyor, tükeniyor. Emperyalist baskılar ve gelişmiş ülkelerin kendi işçi sınıfına sunduğu olanaklar, uluslararası sınıf dayanışmasını boğduğundan, zengin ülkelerin emekçileri, dış talandan aldıkları payla, ulusal ve küresel ölçekte sınıf mücadelesinden vazgeçiyorlar. Kendi devletlerinin, sermayedarlarının, başka ülkeleri ezen, sömüren politikalarını destekliyorlar.
Çözüm; üçüncü yol denen sağcı politikalardan değil, üçüncü dünyacı, halkçı, kamucu, toplumcu, devrimci, eşitlikçi, antiemperyalist politikalardan geçiyor.
|
||
|
||
Etiketler: BARIŞ, DOSTER, YAZDI, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.