Türk Dil Kurumu restorasyonu şöyle açıklıyor;

Fransızca bir sözcüktür. Ve anlamı; Eski bir yapıda yıkılmış, bozulmuş olan bölümleri aslına uygun bir biçimde onarma ve yenileme işlemidir. (Nokta)

Erbakan Hoca’nın dili ile bunu “Sakallı Hüsnü’ye” anlatalım.

Sakallı Hüsnü dinle; bir yeri restora edeceklerse onu yok etmezler, bak aşağıda ki resimlerde görüldüğü gibi aslına uygun yenilerler…

Anlatabildim mi Sakallı Hüsnü bey amcam?

Yıkmak yeniden yapmak değil. esisine sadık kalıp, onarmaktır restorasyon.

Osmanlı döneminde tren yolları işletmesini alan İngilizler, demir yolundan içeri 30 mil (1 mil yaklaşık olarak da 1,609 km ) mesafede ki (yaklaşık 48 km) kömür madeni, taş ocağı ve ormanları kullanma hakkını da beraberinde aldı aldı. Burada tarihi soygunlar görmezden gelindi.

[1851 – Osmanlı topraklarındaki ilk demiryolu inşaatı İskenderiye-Kahire (211 km) arasında imtiyaz sahibi olan İngilizler tarafından başlatıldı.

1856 – 23 Eylül 1856’da Anadolu’daki ilk demiryolu olacak İzmir-Aydın hattı için İngiliz Ottoman Railway Company (ORC) firmasına imtiyaz verildi. Firma, bu imtiyaz ile hattın her iki yanında 30’ar millik sahada kömür madeni, taş ocağı ve ormanları kullanma hakkı aldı.]

Anlaya biliyor musun Hüsnü? Bu bilgiler yabancıya güven olmaz dememi anlatmak içindi.

Şimdi tekrar dönelim konumuza Hüsnü.

Hüsnü restorasyon yıkıp yeniden yapmak değildir. Hele ki yıkılan yüz yıllık bir eserse o tamamen katliamdır Hüsnü bey amca...!

Aşağıda ki resimlere iyi bak Sakallı Hüsnü onlar restorasyon sonucu olan yapılardır. Birde sen etrafına bak bakalım haydi.

Sakallı Hüsnü Erbakan Hoca’yı rahmetle anıyorum. Umarım sende anlayıp anıyorsundur.

Bak buda yok olmuş eskiyi yenilemek için tasarlanan bir resim. O ayağı yıkıp yeniden yapmayacaklar. Eskiye uygun biçimde yenileyecekler. Anlatabildim mi "Sakallı Hüsnü" bey Amca?