|
||
ESKİ GÜNLER NE GÜZELDİ İNSANLIĞIMIZ | ||
MAKALE Haberi | ||
Zaman akıp gidiyor, yıllar dur durak bilmeden geçiyor. Dün koşturduğumuz kaldırımlarda, bugün yavaş adımlarla yürüyerek ülke kurtarıyoruz. Ne çok anı biriktirmişiz, ne çok insan…
Esnaf dükkanı önü, çay sohbetlerinde hatırlıyoruz geçmişi ve yitirdiğimiz güzel insanları. Kimi gülerek, kimi hüzünlenerek anlatılan hatıraları bazen uzaklara dalarak anımsıyoruz. İçtiğimiz çayın tadı bile değişti denerek başlıyor muhabbetler. Şunu hatırlıyor musun, bunu bildin mi derken koyulup gidiyor sohbetler. Ne güzeldi eskiler, ne güzeldi yeri doldurulamayan o insanlar. Emin Hocamın anılarında geçer mesela,nam-ı değer Kürt Abdullah’ın şovalye yüzüğünü satıp ilçe takımını maça göndermesi. Ya da 1993 yılında Alacalar - Yağmurlu köy takımlarının maçındaki tribünün coşkusu. Fuji Mehmetlerin, Mustafa Denizlilerin büyük çamda antrenman yapması mesela. Yaşayan tarihlerden bunları dinlemenin keyfi de cabası. İhsan abiden rahmetli berber Sedat’ı dinlemek, Süvari Yüksel’in fıkralarında kahkahalarla kendinden geçmek, Nevzat hocamdan şimdi koca koca adamlar olmuş öğrencilerinin haylazlıklarını işitmek, daha neler, neler…
Kentleri insanlar yaşatır derler. İşte bu güzel insanların bıraktıkları hatıralar ve yaşayanların samimiyetleri , bizleri bu ilçeyi daha çok sevmemize neden oluyor. Yaşları bana yakın olan Kırkağaç’lı arkadaşlarım Arizona Bilardo salonunu unutamazlar. Özellikle ortaokul ve lise döneminde burada okuyan gençlerin uğrak noktası olan salon, bir çok hatıranın da başrolüydü. Dünya iyisi Necmi kardeşim ile Ahmet abinin işlettiği mekan gençlerin vazgeçilmeziydi . O dönemde herkes usta bilardocu olmuştu. Herkesin burasıyla ilgili unutamadığı mutlaka bir hatırası vardı. O günler geri gelmese bile hoş bir seda ile anıldığından eminim.
Radyolarımız vardı. Mustafa Ardan ve Ahmet Pakna (şimdi rahmetli oldu-ışıklar içinde olsun) abiler kurmuştu. Sonra Kaya kardeşlerin kurdukları radyolardan tanıdık isimleri duyardık istek programlarında ve daha sonra "Manisa’nın ilk Kırkağaç'ın tek televizyon kanalı" Kırkağaç’taydı. Sokaklarımızı insanımızı ekranlarda görmenin keyfini yaşardık. O dönemin gençliği yetiştikleri ortamın gereği belki de iyi okulları kazanırlardı. Tıp okuyan vardı, hukuk okuyan, yüksek devlet memurluğu sınavlarını başarı ile geçen abilerimize özenirdik. Onlar gibi okulları kazanmak için dersler alıp, onlar gibi entelektüel olmanın gereklerini yerine getirmeye çalışırdık. Büyük Park’ta, Atatürk Parkı’nda yaz geceleri toplanan aileler kalabalık olurdu masalar, sandalye bulmak zordu. Herkes biri birini tanır masalardan masalara çaylar ikram edilirdi. Kentin dokusu bozulmamıştı bu günkü gibi.
Çocukların gece yarılarına kadar sokakta oynadıkları, gençlerin kalabalık gruplar halinde yürüyüş yaptıkları, teyzelerin kapılarının önünde çiğdem çitleyip örgü ördükleri günlerdi. O günleri özlemiyorum desem vallahi yalan olur. İnsanların ceplerinde milyonlar yoktu ama yüzleri gülerdi. Evleri arabaları belki yoktu ama bu kadar dertleri de olmazdı. Bir arkadaşına seslenirken veya sohbet ederken acaba kırılır mı, daralır mı diye düşünüp, iki susup bir konuşurdu. Komşusunun derdiyle dertlenip, sevinci ile mutlu olurdu.
Kısacası insanlar mutluydu arkadaş! İnsanların yüzündeki gülümsemeyi, mutluluğu kim çaldıysa acilen geri versin. Zira ben bu zamanı sevmedim, sevemedim. Haydi kalın sağlıcakla… |
||
|
||
Etiketler: ESKİ, GÜNLER, NE, GÜZELDİ, İNSANLIĞIMIZ, |
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.