Haber Detayı
14 Ekim 2021 - Perşembe 23:55
 
DAHA YAŞANIR BİR KIRKAĞAÇ MÜMKÜN
Her yeni gelen gün geçen günleri aratıyorsa orta yerde bir sorun var demektir. Sorun varsa bu kendiliğinden çözülemeyeceği gibi, mutlaka bir sorumlusu vardır.
MAKALE Haberi


Geçenlerde yaşça benden büyük birkaç Kırkağaç'lı güzel insanın sohbetine kulak misafiri oldum... Hey gidi 90’lı yıllar diyerek başlayan sohbetleri günümüze kadar uzandı.

 

Öyle keyifle bahsediyorlardı ki; o yıllardan ve ilçemizin o, yıllardaki halinden, bir an bahsettikleri yılları düşünürken kendimi buldum.

 

Hakikaten hey gidi yıllar hey dedim içimden.

 

Onlar kadar farkında olmasam da yaşamak o, yıllarda daha keyifliydi sanki.

 

Mesela  Çam'a giderken pek bir keyiflenir, sabırsızlanırdık.

 

Çam mesire alanı daha doğaldı, şimdiki gibi her yer parke taşı değildi.

 

Çadır kurup dedemle birlikte yattığımız o güzel günlerin sabahında, mis gibi çam havasını içime çekerek uyanmanın keyfini asla unutamam.

Kalabalık yer sofraları, çam ağacına urgan atılarak kurulan salıncaklar, kan, ter içinde diğer çocuklarla, çam toprağına basarak yaptığımız futbol maçları, yakan top, el topu, çarpışan arabalar ve daha niceleri…

Kırkağaç'lı olup o, dönemi yaşayanların şimdi özlemle o günleri aradığını  görür gibiyim.

 

Sadece büyük çam değil, bizim bir de 'Küçük Çam' ımız vardı...

“Neden vardı diyorsun, hala orada duruyor ya” diyenler olacaktır.

 

Yaşları daha küçük olan gençlerimiz henüz hayatta değillerken, küçük çamın içine o, koca, koca binalar henüz dikilmemişdi, genciyle, yaşlısıyla yapılacak ağaç katliamına dur demek için verilen mücadeleyi dün gibi hatırlarım...

(Haci abi ile Niyazi Dal arasında ki, parti içi muhalif olmak rivayettir Küçük Çam konusu....  Niyazi Ağbi anlatırsa yeni kuşaklar öğrenir. )

Üzülerek söylüyorum ki, şimdiki haline baktığımızda, benim ve o yıllarda yaşamış bir çok kişi için, artık 'Küçük Çam' anlamını yitirmiştir.

Sadece bu kadarıyla da kalmıyor özlediklerim.

Her gün muhacir mahallesinden Kırkağaç Lisesi'nin ortaokul bölümüne yürürken, kullandığım o siyah-beyaz kaldırımları da çok özlüyorum örneğin.

Bu kaldırımlarda yürümek bile keyifliydi. ( 30 yıllık sağlamlık sembolüydüler.)

 

Yürürken kendi uydurduğumuz oyunları oynardık.

 

Sadece siyahlara basarak yürümek bile bize keyif verirdi.(Bunu duyar mı birileri? Onşarda bu kaldırımşarda büyümüşlerdi çünkü !)

 

Sahi ne oldu bizim kaldırımlarımıza?

 

Törenlerimizi yaparak, Ata'mıza şükranlarımızı sunduğumuz meydanımıza ne oldu örneğin?

Bugünlerde köstebek çukuruna dönen yollarımızdan memnun olan çok yoktur sanırım var mı?

Pardon belki sanayimizdeki birkaç otomobil tamircisi hariç. ( Bu tabi işin şakası)

90’lı yıllarda tren istasyonuna yürünürdü.

 

İnsanlar çoluk çocuk, genç yaşlı çiğdem çitliyerek yürüyüş yapardı.

Sahi artık neden bu alışkanlıktan vazgeçildi hiç düşündünüz mü?

Daha neler vardı neler, saymakla bitmez.

Vesselam o yıllar daha bir güzeldi, ha ne dersiniz?

Ve sormalı; o yıllar güzeldi de bu yaşadığımız yılları kurban mı etmeli?

 

Vaz mı geçmeliyiz yaşadığınız bu günlerden?

 

 

Kaynak: (KYS) - Kırkağaç Yazın Seçkileri Editör: M.Güneş
 
Etiketler: DAHA, YAŞANIR, BİR, KIRKAĞAÇ, MÜMKÜN,
Haber Videosu
Yorumlar
Alıntı Yazarlar
Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı