Haber Detayı
24 Ağustos 2021 - Salı 00:12
 
2.ADAM İSMET İNÖNÜ
Ben Emirhan Duman Kırkağaç TV de yeni bir seri olan kitap inceleme serisine başlıyorum.
BİYOGRAFİ Haberi


71. yaşına basarken kendisine hatıralarını yazması gerektiğini söyleyenlere gülerek, 
“Ne hatırası, hatıra olacak zaman olmadı ki; daha dün bir, bugün iki” diye takılmış, sonra ciddileşerek, “Devlet kurmuş olanların hatıra yazmaları kolay değildir. Hatıralarda her şeyin söylenmesi ve doğru olarak söylenmesi lazımdır. - Kolay olmayan da budur” demişti. 

Ben Emirhan Duman Kırkağaç TV de yeni bir seri olan kitap inceleme serisine başlıyorum. Bu incelemeye kişisel olarak ilgi duyduğum İsmet İnönü’nün bir zaati kendi eseri olan anı yazılarından başlayacağım.  Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü hakkında bilgi sahibi olmaya davet ediyorum.
 Kitap dört ana bölümden oluşmaktadır. Sizlere kısa kısa özetler halinde değil detaylı bir inceleme yazını sunacağım.
                                                     İsmet İnönü HATIRALAR

Tahsil Hayatım,
Çocukluğum,
1884 yılında İzmir’de doğdum. Babam Adliye memuru olduğundan dolayı çocukluğum farklı şehirlerde geçmişti.  Çocukluğuma en çok iz bırakan yerlerden birisi de Sivastır. Sivas’ta okuduğum okullarda ve çevresinde fark edilir bir çocuktum. Mülkiye İdadisi sonrası İstanbul’a gelip burada Topçu Lisesi’nde okudum. 1903 yılında ise teğmen rütbesi ile Harbiye’yi tamamladım. Bu dönemde çıkan Rumeli ayaklanmaları genişleyince piyade, süvari ve topçular alalecele mezun edilmişti. Ben  İsmet Efendi’nin de askeri mesleği sahra topçusu olduğundan dolayı bu acele mezunlardan birisi oldum. Başarılı bir öğrencilik geçirdim ancak hiçbir zaman en başarılı öğrenci değildim.
Tahsil hayatını sınıf başı olarak bitirmek, hayatta arkadaşlarından ilerde bulunmak için bir esas teşkil etmez. Aksine, her millette, yüksek istidatların sonradan öncülük ettileri çok görülmüştür.(arial-black)
 Eğitim hayatım hakkında ise başarı veya başarısızlıklarını değil dalgalı olan eğitim hayatımı konuşmayı tercih ederim. Altı senelik askeri okulun yaz tatillerini İzmir’de dayımın yanında geçirirdim. Dayım doktor ve edebiyat meraklısı birisiydi. Bundan dolayı burada Fransızca dergiler okur edebiyat ile ilgili kendimi geliştirirdim. İzmir kendimi geliştirmek ve özgürlük adına on üç ve yirmi iki yaşlarında gözde şehri olmuştur. 

 

Kurmaylık Tahsilim
O zamanlarda Erkanıharbiye Mektebi’ni bitirenler yüzbaşı oluyordu. Ben 1906 yılında yüzbaşı oldum. Aynı dönemlerde okuldan değerli öğrenciler yetişmişti bunlar; Kazım Karabekir, Atatürk, Fethi Okyar, Asım Gündüz, Ali Fuat Cebesoy, Enver Paşa gibi bir çok değerli kişilerdir. 
Bağdatlı ve Şamlı okul arkadaşlarıyla iyi geçinirdik. Ancak Şamlı olan arkadaşların milliyet alınganlığı diğerlerine göre daha fazlaydı.
Lisan öğrenmek büyük bir ihtiyaç olduğu için bu dönemde Fransızcamı geliştirdim. Almancayı öğrenmek için çabalıyordum. Almanca öğrenme çabası Erkan-ı harp Yüzbaşısı Ali Fuat (Erden) ile zaatı muhterem ben İsmet Efendi arasında ki tanışıklığı dostluğa dönüştürmüştü. 
Cuma geceleri, Fuat'ın Taşkasap'taki evine giderdim. Goltz Paşa'nın “Millet-i Müsellaha” adlı kitabını Almancadan Türkçeye tercüme ederdik. Çalışmalarımız üç saat sürerdi, Bir zaman sonra, Fransızca kitaplar okumaya ve okuduğumuz parçalar üzerinde münakaşa etmeye geçtik, Bunlar, sosyolojiye, felsefeye, siyasete ait kitaplardı. 


Yazın cumaları sabahtan Paşabahçe'ye gider, Fuat'la buluşup, Beykoz ormanında dolaşırdık. Yanımızda daima bir kitap bulunurdu. Okuduğumuz kitapların adını şimdi hatırlayamıyorum, Ama çok enteresan şeylerdi. Ufkumuz açılıyor ve tatlı sohbetlere sürükleniyorduk. Yeni bilgiler, bizde, memleketin, halinin gördüğümüzden daha korkunç olduğu intibahını uyandırıyordu. 


Biz Akademideyken, 1905 Rus-Japon seferi olmuştu. Mektebin her sınıfında sefer, heyecanla takip edilirdi. Okuduğumuz dersler ve hazırlandığımız meslek için büyük ölçüde tatbikat karşısındaydık. Pek güçlükle malumat alabilirdik. Büyük ecnebi gazeteleri bulmak nadir ve zor bir fırsattı. Hocalarımızdan bize anlatmalarını ısrarla isterdik. Hangi sınıfta, hangi hoca, bir şey anlatmışsa hemen duyardık. 


Mektepte çok alakadar olduğumuz seferleri bize göstermezlerdi. Pek müteessir olurduk. Üç sene Erkânıharp sınıflarında bize 1876-77 Rus seferlerini okutmamışlardı. 1854-55 Kırım seferinden bile ancak pek mahdut misaller geçmiştir. 1897 Yunan seferini de, cereyanı ve tenkitleriyle göstermemişlerdir. Bu hal, tabii, hocaların ihmalinin değil, devrin siyasi âdetinin neticesi idi. Pek gücümüze giderdi.

O zaman Fransa'da neşrolunan ufak kitaplar serisinden Gazi Muhtar Paşa'nın hareketlerini, Gazi Osman Paşa'nın Plevne'sini nasıl hasretle öğrenmeye çalıştığımızı hâlâ heyecan ile hatırlarım. Gene çok alakadar olduğumuz yakın seferlerden biri, Sırplarla Bulgarlar arasında olan muharebe idi. Bulgarlar, daha ilk devirlerinde Sırpların taarruzuna karşı kendilerini müdafaa edebilmişler ve başarılarının en kıymetlisi olarak nefislerine güven kazanmışlardı. Bunları bize mektepte niçin göstermediklerini bugüne kadar anlayabilmiş değilim.

Devam edecek.

Kaynak: (KYS) - Kırkağaç Yazın Seçkileri Editör: M.Güneş
 
Etiketler: 2.ADAM, İSMET, İNÖNÜ,
Haber Videosu
Yorumlar
Alıntı Yazarlar
Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı
UA-37277569-1