Kırkağaç’a Belediyeciliği öğreten Sevgili Kaymakam Atilla Yaşa’ydı. Bu gün geçici Belediye hizmet binası olarak kullanılan o bina, otel, hamam ve çevredeki konut olarak kullanılan binalar 1980 sonrası Atilla Yaşa’nın Belediye Başkanlığına vekalet ettiği dönemde temelleri atılıp, bitirilerek Kırkağaç’lıların hizmetine sunulmuştu. Ve o sokağın adı “ATİLLA YAŞA SOKAĞI”dır.

Sevgili Kaymakam Atilla YAŞA aynı zaman da Kavun ve Şair Eşref heykelini Kırkağaç’a kazandıran efsane kaymakamımızdı. Ondan sonra gelenlerden Sevgili Mehmet Fahri CAN, Kırkağaç’ın sosyal yaşamına önemli dokunuşları olan ve insanlarımıza devletin şefkatli olabilirliğini göstererek yaşatan önemi soy ismi gibi ‘Can’ dan bir insandı.

Sonrasın da Sayın Mustafa Kemal KESKİN. Sevgili Keskin Kaymakamımızla aramız önceleri pek sıcak geçemiyordu. Çünkü bizi korsan yayın olarak görüyordu. Kendince yasalara son derece bağlı ve opsiyonu olmayan bir devlet adamıydı. Küçük Çam’da yapılan Huzur Evi açılışına gelen Manisa Valisi Sn. Necati ÇETİNKAYA’nın önüne kamera ve mikrofonumuzla çıkana kadar. O açılış hikayesi ayrı bir yazı konusu aslında. Ondan sonra Sevgili Keskin Kaymakam’ımız Kırkağaç’ta farkımızı htirdi.

Ve nihayet Kırkağaç’a Cengiz Gökçe geldi.

(Tarihleri tam olarak yazayım diye Kırkağaç Kaymakamlığı web sitesine girdim. ‘Kaymakamlık’ sekmesindeki 7 sayfadan 6 sayfaya erişim var ama 1 sayfaya erişim yapılamıyor. Oda önceki görev yapmış kaymakamlarımız. ‘Görev Yapmış Kaymakamlar’ sekmesi çalışmıyor. Bunu da Sn. Murat BÜYÜKKÖSE’ye buradan söylemiş olalım.

Sayın Büyükköse; bu ihmal gözden kaçırılacak bir konu değil. Devletin hafızasına ihmal mazeret yapılamaz. Yapılmamalı. Sizin bundan haberdar olduğunuzu sanmam. Ama web hizmetlerine seçtiğiniz görevli kimse bu konuda yeterli birikime sahip olmadığı yada başka bir şeyin görevlisi olduğu çok açık. Kırkağaç Kaymakamlığı Resmi Web sitesinde bir link boşa düşüyor. Bu konu sıradan bir konuysa demek ki geçmişe dönük arşiv bilgisine karşı bir ihmal var demektir. “ https://www.kirkagac.gov.tr/kurumlar/kirkagac.gov.tr/isay/gorev-yapan-kaymakamlar/gorev-yapan-kaymakamlar_donusturuldu.pdf “ bu link resimde görüldüğü gibi erişime kapalı. Bu şu demektir; PDF dosya sunucuda mevcut değil, yada başka isimle mevcut. Her iki durumda da bu işle ilgili görevli görevinin farkında ve yeterliliğinde değil. )

Neyse konumuza dönelim.

Kırkağaç’a Cengiz GÖKÇE geldi demiştim. Evet Gökçe Kaymakam artık Kırkağaç Kaymakamıydı. Kırkağaç’lılar buna tanıktır. Kırkağaç’ta devletin tüm kurumları onunla beraber bir ivme almıştı. Vatandaşın her işi her kurumda saygı ve güler yüzle yerine getiriliyordu. Kimse “şu kurumda işim vardı olması gerekirken olmadı” demedi hiçbir zaman. Çalışanlarda huzurluydu, vatandaş’da.

Şimdi şu aşağıda ki resme bakın bakalım.

Bina’nın açılışında yaptırılan tabelaya hiç mi müdahale edecek bir yetkili çıkaramadı şu Kırkağaç?

O bina Şair Eşref Spor kompleksinin yanına tamamen Kırkağaç Kaymakamlığının çabaları ile yapıldı. Dönemin Belediyesi Nazım Planı, İmar planlarından kafasını kaldırsaydı “Kırkağaç Kent Arşivi” olabilirdi. Ama olmadı. Fakat bu gün gelinen noktada orası atıl bir duruma geldiyse, (özellikle tabelasının okunamaz durumu içler acısı)  bu Kırkağaç’ı yönetenlerin vefasızlığıdır. Ve Kırkağaç’ın kimler tarafından idare edildiğinin çıplak bir göstergesidir.

Askerlik yapanlar bilir. Özellikle asteğmenler arasında bir gelenekmiş geçmiş, yıllarda öğrenmiştim (askerlik dönemimde) teskere alan her asteğmen gözü gibi baktığı  üzerine zimmetli silahına not bırakırmış, kendinden sonra gelen asteğmene. Bu çoook çok eskilerden gelen bir gelenekmiş. İlçe yöneticileri mutlak sonsuz değildir. Vefa dedikleri böyle bir şey olmalı. Valiler, Belediye Başkanları, Kaymakamlar, kendinden öncekileri saygı ile anılacak yerlere koyarsalar, onlarda yarın o saygın yerde anılırlar. Ama bunu dikkate almazlarsa yarın onlarda aynı kaderi paylaşmaktan kaçamazlar.

Son cümlem uyarı olsun.

Sayın Kaymakam Büyükköse, lütfen “Kaymakam Cengiz Gökçe Spor Tesisleri “ tabelasını ya onartın. Ya da o tabelanın onarımını Kırkağaç TV olarak görev verin, ben yaptırayım. Bu konuda gönüllüyüm. Saygılar sunarım.

Vefa sadece İstanbul’da bir semt değildir. İyi insanların yaşamının her döneminde duyup yaşayarak önem kazandığı bir duygudur.

M.Güneş