HİLALİ TERSE DÖNDÜRDÜLER

Dün gece düşümde gördüm.

Yine gül yüzlü, ak sakallı ihtiyar geçti önümden ben silinen sayfaları ararken.

Kimliğimi fırlattı önüme aldım yerden baktım. Ben 10 yaşındayım orada. Nüfus kitabımın (o dönemde nüfus cüzdanları çok sayfalıydı, ondan kitap dedim) kapağına baktım, hilal sola dönük, yıldız olduğu yerdeydi. Yıldız hilalin iki ucunun tam ortasında üst ucu ile sağ alt ucu, hilalin iki ucuyla kesişik duruyordu.

Sabah uyandığımda gördüğüm rüyayı araştırmak geldi aklıma. Bilgisayarımı açtım. Arama bölümüne “TC Nüfus kağıtları” diye yazdım. “Geçmişten günümüze nüfus cüzdanları” diye çıkan linke tıklayıp inceledim…

Osmanlı’dan, Cumhuriyet’e gelene kadar değişen nüfus cüzdanları iki biçimdeydi, ilk nüfus kağıdı diyeceğimiz kişi bilgisi.

İlk kez "Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye Tezkiresi" ismiyle basılan nüfus cüzdanlarında, Osmanlı'dan bugüne birçok değişiklik yapıldı. "Sicilli Nüfus Ahali İdare-i Umumiyesi"nce dağıtılan bu nüfus belgeleri, tek yaprak çizgili kağıda Osmanlıca basılıyordu.

AA muhabirinin İçişleri Bakanlığı kaynaklarından derlediği bilgiye göre, 1836'da "Umuru Mülkiye Nezareti" adıyla kurulan ve 1838'de "Dahili Nezareti" ismini alan kuruma bağlı, nüfus hizmetlerini yürütmek için 1884'te "Nüfusu Umumiye Müdüriyeti" kuruldu.

Daha sonra 1889'da "Sicilli Nüfus Ahali İdare-i Umumiyesi" adı verilen bu kurum tarafından Osmanlı'nın ilk nüfus cüzdanı "Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye Tezkiresi" dağıtıldı.

Söz konusu dönemde bu nüfus tezkerelerinin, herhangi bir nüfus kaydına dayanmaması, tezkereyi taşıyan kişinin nüfus kütüğüne kayıtlı olmaması nedeniyle resmi işlemlerde pek yararlı olmadığı tespit edildi.

1904: İLK GENEL NÜFUS SAYIMI

İlk genel nüfus yazımı 1904 yılında yapıldı, elde edilen kayıtlardan ilk nüfus kütükleri ve bu kütük bilgilerine dayanılarak nüfus cüzdanları düzenlendi.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde uygulamaya konulan "Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye Tezkiresi", Cumhuriyet dönemine kadar üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmadan kullanıldı.

1928: HÜVİYET CÜZDANI DÖNEMİ

"Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye Tezkiresi", söz konusu yıl yapılan değişiklikle "Hüviyet Cüzdanı" adını aldı.

Bu belgede kişiye göre, "İş bu hüviyet cüzdanında isim ve şöhret ve hal ve sanatı muharrer olan ....bey/hanım, Türkiye Cumhuriyeti tabiiyyetini haiz olup, ol-suretle ceride-i nüfusda mukayyed olduğu müş'ir iş bu hüviyet cüzdanı ita kılındı" ifadeleri yer alıyordu.

Hüviyet Cüzdanı verilemediği durumlarda ise yerine geçen "İlm-ü haber" belgesi düzenleniyordu.

T. C. Nüfus Cüzdanı 1976 yılına kadar değişmeden geldi.

Buraya kadar anlattığım normal bir süreçti. Ancak 1976 yılında ne olduysa 1. M.C. Hükümeti’ni oluşturan Adalet Partisi, Millî Selamet Partisi, Cumhuriyetçi Güven Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi koalisyonu nüfus kağıtlarında ki hilali tersine çevirdiler.

Ne düşünerek bunu yaptılar bilinmez ama yaptıkları Türkiye Cumhuriyeti’nin simgesine yapılan büyük bir değişimdi. Sonucunu 12 Eylül Faşit Darbesi gösterdi.

Bu cehalet nihayetinde 1983 yılında Kenan Evren ve arkadaşlarınca yürütülen faşist darbe sonrası sözde “Türk Bayrağını Koruma” kanunu ile taçlandı. Hilal ve Yıldız terse çevrilmişti.

Evet sözde "Türk Bayrağı" korunuyor gösterilirken aslında Cumhuriyetin iliklerini kurutacak adımlar atılıyordu. Şeytan ayrıntılarda gizlenir.

Her şey bununla başladı diyemeyiz kuşkusuz ama en çıplak geriye dönüşe örnek diyebiliriz buna.

Sola dönük Hilal “İLK AY” dır. Aynı Evrelerine bakın göreceksiniz. Cumhuriyeti kuranlar onu ilk ay ve yıldızla sembolize etmişlerdi. Ama sonradan gelenler onu “Son Ay” la sembolize ederek 1980 darbecilerine fırsat yaratıp son şeklini verdiler. 22/09/1983 yılında çıkarılan 2893 sayılı kanunla artık yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti sembolü, Türk Hilal ve Yıldızı “İlk Ay” dan çıkıp “Son Ay” sembolüne bürünmüştü.

Mustafa Kemaşl Atatürk'ün nüfus cüzdanınıda görelim bari;

Bu sıradan bir olay mı, yoksa cehaletin yürüdüğü bir yol hikayesi mi?

Buna da siz karar verin artık.

Ben rüyamda gördüm. Sizler gerçek hayatta nereye koyarsınız bilemem.

Bir bilgiyi daha vereyim Mustafa Kemal Atatürk Gaziantep iline kayıtlıdır. Bunun sebebi mi?

Orası çok değerlidir. Bu tercih Mustafa Kemal Atatürk olmanın nedenlerinden biridir.

Gazi Antep Fransız işgalini kendi öz gücü ile yenmiş, Fransız’ı kendi milis güçleriyle yurdundan silip süpürmüştür.

Ve onun için Antep Türkiye’nin çok özel bir İlidir. Her ilin özelliğinden bir tutam Antep’te vardır ama Antep’te olan hiçbir ilimizde yoktur. 

Şahin Bey ve Kara Yılan isimlerinin öncelliğiyle tüm gazi ve şehitlerimize derin saygıyla... 

M.Güneş.

Kalın sağlıcakla.