Haber Detayı
26 Ağustos 2025 - Salı 01:12
 
CHP'NİN VAZ GEÇEMEDİĞİ HASTALIK
Cumhuriyet'in kurucu partisinin on yıllardır yakalandığı kronik hastalık bu gün bile devam ediyorsa sorunu bir yerde artık kesip atmalı. Ama nasıl ve kimlerle? Mesele burada.
SİYASET Haberi


CHP’de “delegelik” meselesi, aslında partinin kuruluşundan bu yana süregelen bir örgütlenme biçiminin yarattığı sorunlardan biri. İlk dönemin doyurucu mazereti vardı, bunu 'Kurtuluş ve Kuruluş' sürecinde açıkça görebiliyoruz elbet.
Ancak o kurucu iradenin ardılında ki süreçleri, hiçde iyi niyetle isimlendirmek mümkün değil. "7 Düvel" denilen Emperyalizmi yenmek ne kadar kolaydı ?
Aklın yönettiği vicdanlar buna hakim kuşkusuz.

 

Bu durumun “kronik” hale geldiğini söyleyen pek çok aydın, siyaset bilimci ve gazeteci var oldu yıllardır. Sebeplerini çoğunlukla şöyle sıraladılar:

 

  • Parti içi demokrasi sorunu: Delegeler, ilçe ve il kongrelerinden gelip kurultayda oy kullanan kişiler. Ancak çoğu zaman üyelerin iradesini tam yansıtmaktan çok, blok liste veya grup bağlılığı üzerinden hareket ediyorlar. Bu da tabanın söz hakkını zayıflatıyor.
  •  
  • Siyasette kariyer yolu: Delegelik bir tür “küçük iktidar” aracı haline gelmiş durumda. İlçe siyasetiyle ilgilenen biri için delegelik, ileride belediye meclisi üyeliği, milletvekilliği ya da başka görevler için bir basamak olabiliyor. Bu yüzden delege seçimi sürekli bir pazarlık ve güç mücadelesi yaratıyor.
  •  
  • Süreklilik (kroniklik) meselesi: Yıllardır her kurultay öncesi aynı tartışma yapılıyor: “Delege sistemi kalkmalı, her üye doğrudan oy vermeli.” Ama bu talep örgütlü yapının alışkanlıkları, dengeler ve mevcut yöneticilerin çıkarları yüzünden bir türlü hayata geçirilemiyor.
  •  

Yani evet, bu durum kronikleşmiş denebilir; çünkü hem parti içinde bir alışkanlık haline gelmiş hem de değişim taleplerine rağmen kolay kolay kırılmıyor.

 

Ama unutmamalı ki; Kronik sorunlar çözümsüz değildir.

 

Bunun çözümü halka ve halkın yaşadığı süreci doğru okuyan siyasetçilerle mümkündür.

 

Eğer CHP gerçekten üyelik temelli bir “önseçim” ve “her üyenin oy hakkı” sistemine geçerse, bu delegelik hastalığı zamanla tedavi olabilir.

 

Ona çok uzak mıyız?  

Göreceğiz.

 

Dünyada ki CHP tipi bir kaç diğer partileri sorgulayalım dilerseniz;

CHP’deki delegelik sistemi aslında birçok ülkede farklı biçimlerde uygulanıyor, ama aradaki fark şurada: bazı partiler bu sistemi daha “şeffaf” ve tabana dayalı yürütürken, CHP’deki model genellikle “güç odaklı” ve “tepeden tabana” işliyor.

 

1. Almanya – SPD (Sosyal Demokrat Parti)

  • SPD’de de kongrelere delegeler katılıyor, ama delegeler üyelerin iradesini daha doğrudan yansıtıyor.
  • Örneğin SPD’nin genel başkanı veya önemli kararlar için “üyeye referandum” yapılabiliyor. 2013’te CDU ile koalisyon kurma kararını SPD, 470 binden fazla üyesinin oyuna sundu.
  • Yani delege, sadece teknik bir temsilci. Son sözü taban söyleyebiliyor.

CHP’de ise üyelerin doğrudan oyu nadiren devreye giriyor. Delegeler çoğu zaman “il başkanının veya güçlü bir hizbin adamı” oluyor.

 


2. İngiltere – İşçi Partisi (Labour Party)

  • Labour’da kongreye sendikalar, yerel parti örgütleri ve üyeler delege gönderiyor.
  • Fakat en kritik nokta: lider seçimi doğrudan tüm üyelerin oyuyla yapılıyor. Yani genel başkan kim olacak diye binlerce üye elektronik veya posta yoluyla oy kullanıyor.
  • Bu yüzden 2015’te Jeremy Corbyn gibi “sistemin dışındaki” bir aday, örgüt elitlerini aşarak lider olabildi.

CHP’de liderlik seçiminde üyeler değil, sadece delegeler oy kullanıyor. Dolayısıyla “tabandan sürpriz çıkması” imkânsız hale geliyor.

 


3. İspanya – PSOE (İspanyol Sosyalist İşçi Partisi)

  • PSOE, 2017’de Pedro Sánchez’i geri getiren süreçte, tüm üyeleri kapsayan önseçim (primarias) yaptı.
  • Delegeler kongrede rol oynasa da, üyeler doğrudan sandığa giderek lider belirledi.
  • Bu, partiye hem dinamizm getirdi hem de “elitlerin veto hakkını” kırdı.

CHP’de 2010’dan beri “önseçim” talebi çok konuşuluyor ama gerçek anlamda tabana inen, üyeyi doğrudan merkeze alan bir sistem kurulmadı.

 


4. Türkiye’den örnek – Demokrat Parti geleneği

  • 1950’lerde Demokrat Parti delege sistemini çok yoğun kullanmıştı. Zamanla delege kavgaları parti içi bölünmeleri doğurdu.
  • Bu “delegelik hastalığı”, aslında Türk siyasetinde genel bir problem. Ama CHP’deki kroniklik, onun “kurultay partisi” geleneğinden daha belirgin şekilde görülüyor.
  • Son Kurultay olağan üstü süreçlerin olağan üstü kararlarına uygun olarak “tek liste” ile toplumsal bir mesaj verdiyse de taban da, tavan da bunun ayracında değil henüz.
  •  

Sonuç:
Avrupa’daki sosyal demokrat partilerde delegelik var ama ya dengeleyici mekanizmalarla sınırlı (referandum, önseçim, elektronik oylama) ya da üyeye doğrudan söz hakkı verilerek çözülüyor. CHP’de ise delege sistemi, adeta “parti içi iktidar oyunu” haline geldiği için kronikleşmiş durumda.

 

Bundan dolayı da yıllardır CHP ülke iktidarına değil ama parti içi iktidarına odaklanmış kısır kadrolarla yürüyüp ülkenin yıllarını heba etti. Şimdi durum ne olacak?

 

Bu kronik hastalığı CHP yenemezse eğer olacak olan; öncelinde olanlardan farklı olmayacak. Kayıp edenler kazananların altını oyacak ve olan da Türk Demokrasisine sonuç olarak Türkiye Cumhuriyetine olacak.

Nokta.

 

M.Güneş

 

Kaynak: (KYS) - Kırkağaç Yazın Seçkileri Editör: M.Güneş
 
Etiketler: CHP'NİN, VAZ, GEÇEMEDİĞİ, HASTALIK,
Haber Videosu
Yorumlar
Alıntı Yazarlar
Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı