Elbette bir alışkanlık oldu bu Sırça Saraylılar Döneminde, “yaparım, ederim, geçer giderim” alışkanlığı.   

Oysa artık öyle değil, nereye gidiyorsunuz arkadaş?   

Durun bakalım, süreç değişti, yok öyle ben istedim oldu dönemi, siz bu halkın değerlerini babanızın çiftliğinde ki armut ağacı sanmayın lütfen.   

İddialarınızda haklıysanız anlatın, açıklayın her şeyi, öyle çekilin köşenize "bitti bu iş arkadaş" yok.

Sen 15 koca yıl bu ilçeyi neye göre yönettin?

Aldın, sattın, ihale yaptın... İyi de ne yaptın? 

Bunu soruyor insanlar. Haksızlar mı? 

4 milyondan  fazla nakit parayla aldığın kasayı, 90 milyon gibi büyük bir borçla bıraktın. 

Ne yaptın arkadaş?   

Aldığın vergiler, hak edişler ve üstüne üstlük sattığın o kadar kamu mallarıyla elde ettiğin paraları nerelere harcadın?   

Ne yaptın ki, bu kadar borç kaldı yeni yönetime?   

Bunları soruyor insanlar hakları değil mi bunları bilmek?

Onlar için kullanman gereken paraların akıbetini soruyorlar arkadaş.

 Adamlık sosyal medyada 2 aylık, (60 günlük) bir yönetime ne harcadın demekle olmuyor. Olmamalı ya.

2 ay nereee, 15 yıl nere İsmail, 15 yılın hesabını bilmeli Kırkağaç !

Sonra iki ayıda sonrası 5 yılıda beraber sorarız merak etme.

Rakamlarla konuşacaksın kardeşim.

Senden istenen şey, bu halkı sadece rakamlarla ikna etmek.

Kırkağaç Belediyesinin aylık gelirini senden önce 2 dönem idare eden Rıza Başkan açıklıyor. Hiç değilse sende ilk, 2 dönemini açıkla. Son dönemini sormuyoruz. Mazeretin çok biliyoruz. Ülke olarak çakıldık. Ekonomi çöktü. Becerikli AKP iktidarı ülkeyi buraya getirdi.

İlk 2 dönemin kaba faturasını önceki yazıda çıkarmıştık. Rıza Başkan’ın verdiği rakamlardan yola çıktık.

Aylık 400.000 tl. kalıyordu tüm mecburi (ZARURİ) harcamalardan sonra.

Bu rakamı o günün kuruna vurursak Aylık 154.000 DOLAR eder. (2009 Dolar kuru 2.65 tl.)

Birde bunun üstüne sıfır borç + 4.000.000 tl ( 4 milyon lira) koy.

Bunu da o günün kuruna çevir  1,5 milyon  DOLAR.

Ne oldu bu para kardeşim?

Daha hesabın içine ilk ve 2. Dönemindeki gelirleri koymadık.

Onları da gel yuvarlak olarak hesaplayalım, belediyenin gelirleri hiç artmasın ilk aldığın günle kıyaslayalım;

Aylık 154 bin DOLAR para, 12 ayda 1.848.000 dolar eder.

5 yılda ne yapar hesap?

9.240.000 DOLAR. (Dokuz milyon iki yüz kırk bin dolar)

Gördün mü?

Sen hesap adamısın iki dönem ne eder peki? Tam 19.480.000 DOLAR yapıyor.

Örnek 15 yılda belediyenin ne kadar taşınmazını sattın?   

Kakara kikiriyle geçirdiğin 3 saatlik kamuya açık söyleşiyi (Hakan-Akın söyleşisi) hüner sayma kardeşim.   

TL. den altı sıfır silinmişti sen geldiğinde, hatırlatırım.

Bura da senden istenen, bu rakamların hesabını, rakamlarla vermek.

Kim bilir bakarsın her şey yolunda gitmiştir, Kırkağaç seni alkışlar, her zaman onurlu bir Başkan olarak anar.

Bak belediyeden hakkın olan aylık gelirine hiç dokunmamış 3.5 kilo altın yapmışsın. Bunu da hayır işlerinde kullanmaya karar vermişsin ne güzel. ( Ama onu vasiyetle değil kendi ellerinle hemen şimdi yaparsan hakkaniyete uyar. Yoksa “yaz buza al güze” hesabı olur bu söz.)

Cevap ver  İsmail...   

Peki imid gelelim Belediye İnşaatına.

Bu belediye inşaatının planlarını kime ve neye göre yaptınız Allah aşkına? 

Kırkağaç’ta ki tüm kamu kurumlarını bir binada toplayacaksan ne ala.

Yok sadece Kırkağaç Belediyesi personeli içinse Allah’tan korkar insan kardeşim.

O başkanlık katı ne öyle, 2 kale koy 11 e 11 maç yap.

Hiç mi Allah korkunuz yok ya?

Hani “israf haramdır” ilkesi?

Belediye personeli şu anda Kaymakam Atilla Yaşa tarafından yapılan yere sığmışken o binayı nasıl dolduracaktın arkadaş?

Hiç mi düşünmedin senden sonra başka biri gelir ve yeni gelen adam helal süt emmiş biri olursa, (ki öyle) yaptığın bu savurganlığı halka anlatır, diye arkadaş?

Belediye binası değil saray yavrusu sanki.

Bu kadar şatafat, bu kadar gösteriş merakının bedeli neden tüyü bitmemiş yetimden çıksın?

İsmail cevap vermelisin. Bütün bunların makul bir açıklaması olmalı. Bunu da ancak sen yapabilirsin. Çünkü hiç gitmeyeceksin gibi durmuşsun, oturmuşsun o koltukta.

Doğrudur “her Firavunun bir sineği olur” o küçücük sinek hayatını karartabilir, tıpkı söylencelerde olduğu gibi.

Kendi döneminin için sinek yaratma çık o sinekleri yok et. Haklıysan, doğruysan  sen alkışlayıp hak ettiğin yere çıkaralım.

Sevgi ve sağlıkla kal.

M.GÜNEŞ yazdı.

-------------------------------------------------------------------------

Not: Kırkağaç'ta haber yapan arkadaşlara önerimdir, ( Evren Şaki hariç ama) gençler bu haberi neden Kırkağaç halkından sakındınız?

Yapmayın !

Böyle olmaz.

Halk deve kuşu değil.

Sizde değilsiniz, olmamalısınız.

Bu işler böyle olmamalı.

Anlıyorum sizi.

Sıkıntınıza da biliyorum ama süreci, aklınızla ve halkın haber alma hakkına bağlılıkla götürürseniz, elbettte hak ettiğinizi alabilirsiniz. 

Kırkağaç'ta ki tüm kasapları gezin hepsinden reklam alabilirsiniz artık.

Temel slogan "bizde eşek eti satılmaz" olabilir çocuklar.

Ama halkın doğruları bilmesine ne engel, nede alet olmayın, bu size bir ağbi önerimdir.

Kırkağaç bu haberle çalkalanıyor ama sizden bir tık yok.

Bu size hiç yakışmadı. Umuyorum ki yarın gereğini yaparsınız.

Emekleriniz için sizi öpüyorum, işinizi yapın.