Haber Detayı
05 Aralık 2022 - Pazartesi 00:44
 
DEMOKRASİ ŞEYTAN VE OYUNCAKLAR
Doğrularımızı kullanan yanlış adamların dünyasına bakmalıyız.
GÜNDEM Haberi


ŞEYTAN, DEMOKRASİ VE KURTLA YOL YÜRÜMEK

Kırağaç ve sosyal mücadele diye de başlık atılabilirdi. Aslında doğrusu da bu olabilirdi ama işin içinde ”şeytani duygular” olunca işin rengi karmaşık hal aldı.

Bende o başlığı uygun gördüm.

Konu kişilerle açıklanamaz. Onun için süreç ve sürece etki eden sosyal olaylarla işin rengini açıklamak daha akılda kalıcı olur diye düşündüm.

 

Sosyal yaşamı anlamak için o sosyal yaşam koşulları bilimsel kıstaslarla gözlemlemeli. Bireylerle sosyal yaşamı gözlemlersek sapmalarımız çok derin olur. Onun için olayların gelişimine etki eden ekonomik ve sosyolojik etkilere doğru yerden bakmalı.

 

O zaman soru şöyle sorulmalı; “Doğruya mı bakmalı, Şeytan’ın Demokrasi havariliğine mi aldanmalı?”

 

Evet, soru bence böyle sorulup sosyal yaşam öyle gözlemlenmeli.

 

Ülke bazın da ülkemizin derin çelişkilerine ışık tuttuğunu söyleyenlere bakıyoruz, bu ülkenin en kişiliksiz lumpen takımı baş roller de. Ülkemiz kala kala bu ahlaksız adamların çıkar çatışmalarından ortaya dökülen pisliklere mi kaldı? Bu ülkenin yaşadıklarını bilen hiç mi aydını kalmadı? Ya da söylenen o kadar doğruları görmeyip bir avuç pis ilişkilerin yetiştirdiği sapkın adamların laflarına mı kaldık?

Ülkemiz böylede, ilçemiz daha mı iyi durumda?

Onun için soruya “Şeytan’dan” başlayalım.

Şeytan doğrularla yaşayamaz, katlanamaz doğruya. Şeytan yanlışlarla yaşar ve saldırır.

Doğruyu yaşamak emek ister, alın teri ister, hakkaniyet ister. Ama şeytani davranışların emeğe ve doğruya ihtiyacı yoktur. Onun için demagoji yaratacak fırsatları vermek yeterlidir. Ona o, fırsatı verirsen onu tutamazsın. Nitekim bu her zaman, yaşamda gözlemlenen bir olgudur. Şeytana fırsat vermeyeceksin.

 

Konuyu daha daraltalım.

 

Kırkağaç Ziraat Odası bir genel kurul kararı alıyor. Karar doğru ( ve yasal gereklilik) ama başlangıç yöntemi yanlış. Kırkağaç Ziraat Odası, geniş bir katılımdan kaçınması hatalı ve yanlış. Kendini tanımamazlık denebilir buna. Okyanusları aşan birinin dereden korkmasıdır aslında.

Bu saflıktır.

Art niyet aramıyorum. Sadece saflık bulunabilir burada.

 

Ziraat Odası sosyal medya da olsun, normal yaşam içinde olsun çok doğru işlere imza atarak devam ediyor. (Kişilere odaklı yazmıyorum) Çiftçi üyelerine dönük son yıllarda hissedilir bir farkındalıkla işlerine devam ediyor. Gün yok ki yeni bir projeyle sosyal hayata dokunmasın. Saymaya kalksam sayfam az gelir.

 

“Kırkağaç’ta STK lar ve sosyal yaşama etkileri” diye bir başlık açsak, altını neyle doldurursunuz?

 

Çok açık ve net bir soru.

 

Lütfen sorun bu soruyu ve vicdanınızla doldurun altını.

 

Ben öyle yaptım.

 

Kırkağaç’ta var olan STK lar için de Ziraat Odası’nın görünürlüğü “Google amcaya” soruyorum Belediye’den daha yüksek rakamlar veriyor bana. Sizde sorun Google Trende… farkı göreceksiniz. Kömürden gübreye, ziraai ilaçtan ziraat araçlarına, işçi yerleştirmeden işçi bulmaya, yoksul barınma ihtiyacı olandan toprak tahliline kadar daha saymadığım bir çok alanda aktif ve çözüm arayışında bir STK. Hatta öylesine daha ileri atıflarda bulunuyorlar ki… Anlatmak için zamanlama gerek.

 

Şimdi böylesi bir STK’nun bir açığını bulup, cürmü kendi olduğu kadar yeri yakamayacak hareketlere girişmek kimseye bir şey kazandırmayacağı gibi, rüzgara karşı iş*mek değil de nedir?

 

O sıvı gelir yüzünüze bulaşır, yapmayın a gürültücüler !

 

Şimdi geriye ne kalıyor?

 

Geriye kalan bu konuyu biraz daha ileri götürüp, gerçek yüzlerini teşhir etmek kalıyor bu girişimde rol alanların.

Onun için de Kırkağaç küçük ve geçmiş daha çok yakındır.

 

Kim kimdir, nedir?

Yaşamın perdesinde affedilir hatalarla affedilmez hatalar vardır. Çorap söküğü gibi bunlar bir bir ortaya dökülür. hazırmısınız bunlara bay gürültücüler?

 

Aslında ortaya dökülmesine gerek yoktur. Bir tek hareket var; “arlı arından korkar, arsızda sanır ki benden korkar” özdeyişini aşmak.

Onu aşacak kudrette açık sözlü insanlar mutlaka çıkacaktır. Ve vardır.

 

Şeytan için “Kral Çıplak” diyip bilineni yüksek sesle haykırabilirler.

 

Onun için bekleyelim görelim.

 

Doğrular, ne demokrasi havarilerine ne de şeytanlara boyun eğmemeli. Doğru hatalı sapma yapabilir, yeter ki düz olmaya açık olsun. Yolunu doğrultup iyi şeyler için yürüyebilir. Çünkü doğrunun yolu, engebeli, dikenli ve taşlı yoldur. Her an yan basıp, dikene denk gelebilir. Yeter ki dikeni çıkarıp yürümeyi seçebilsin.

 

O yol engel tanımaz. Gürültücüleri de takmaz.

 

Şeytanın başı her zaman yere bakar !

 

Gülünce göbeği sallanmaz !

 

Karda yol alamaz, Güneş'den utanır bakamaz !

Doğru; Güneş'le dosttur, kara kışta kar olmaz, taşı eritir, dikenede aldırmaz.

Yolunda emin biçimde yürür, sapmaz.

 

Düşünün ki kirlenmiş bir camı kirli bir paçavrayla temizleyemezsiniz. O kirli camı tertemiz bir bezle temizleyebilirsiniz.

Kirli bir bezin haddine mi o, kirli camı temizlemek?

 

 

Bu tipler tolumda rol çalarlar, kendi geçmişlerinden gelen kirlerini örtmek için gürültücülük yaparlar.

 

Gürültücülerin toplumu aldatmasına izin verilmemeli.

 

Yaşamın doğrularından, suskun bir toplum içinde kendilerini paklayacak fırsatları bunlara vermemeli.

 

Toplumun doğrularını toplumun iyileri seslendirmeli ve şeytanı onurlandırmamalı.

 

Onun içindir ki şeytandan korkmamalı.

 

M. Güneş yazdı.

Kaynak: (KYS) - Kırkağaç Yazın Seçkileri Editör: M.Güneş
 
Etiketler: DEMOKRASİ, ŞEYTAN, VE, OYUNCAKLAR,
Haber Videosu
Yorumlar
Alıntı Yazarlar
Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı
UA-37277569-1