Başkan Y. İsmail Gedüz “O KONTEYNER GECE YARISI KALDIRILDI” haberimizin altına bir açıklama metni yazmış. İlgisine teşekkür ederiz.(Aşağıda resmini koydum)

Ben kendisi ile yaptığım telefon görüşmesinde yanlış bir anlama ile Atatürk Heykelini perdeleyen malum konteynerin 'Kırkağaç Belediyesi Zabıta ekiplerince kaldırıldığını' yazdım.

Bunu  bir kasıtla değil, tamamen bilinçsizlik ve sorumsuzlukla oraya koyanların hatalarını, halkın tepkisi ile Başkan’ın 'duyarlı konumu giderdi' diye yazarak, konuyu duyurdum. Bu gayet iyimser bir düşünceydi bencileyin. Kamuoyu gereksiz gerilimlerden uzaklaştırılmalı inancıydı bende ki.

Yanlış anlamış olmam, belki de Sayın Y. İsmail Gedüz’e bu konu da kayıtsız kalmayı yakıştırmamış olmamdandı. Ki hala aynı düşünce de olmayı tercih ediyorum. Ona yakıştıramam bu sorumsuzluğu. Yakışmamalı ona.

Başkan burada 'başka yerlere' çekilecek bir durum görmüş. Doğaldır.

Bu benim hatam sayılmalı. Hatamı gidermek ise yine benim görevimdir.

Bunun için de, ilgili herkesten özür dileyebileceğimi ifade ettim. Ve özür diliyorum.

Bundan da başka yapacak bir şeyim yok. Ben özrümün değerini bilirim. Hakikate bağlılığın olmazsa olmazıdır hatayı kabullenmek.

Bir bardak suda fırtına koparmak aklın işi değildir. Ancak bir bardak suyu bile olmayanların, fırtına  dalgaları yaratması da, hiç kuşkusuz gerçekçi ve sürdürülebilir değildir.

Şimdi ben, Sn. Başkan Y. İsmail Gedüz’den rica edeceğim… 5 sorum olacak, “O KONTEYNER GECE YARISI KALDIRILDI” haberine gösterdiği ilgiyi bekleyeceğim kendisinden. Bunu bizden esirgemeyeceğine inancım tamdır ve sonuna kadar inanmak isterim.

-Soru 1 : Sevgili Başkan siz o konteynerin oraya, öyle uygunsuz ve sorumsuzca koyulmasını ne zaman fark ettiniz? O konteyner orada kaç gün siz görmeden durdu? Orada ki uygunsuz durum hakkında kimler aradı sizi?

-Soru 2 : Kırkağaç Belediye Başkanı, binlerce Kırkağaç’lının ulusal bayramlarda, (kendisi dahil) o Atatürk Heykeli önünde coşku ile kutlamalar yaptığı anılarının hatırına, bu sorumsuzluğa müdahale etmek için ‘görev yetki alanı’ mı aramalıydı? İlk gün buna müdahil olup, bir gece yarısı kaldırılması garebetinin önüne geçebilirmiydi? Neden o konteyner gece yarısı kaldırıldı? Bunu kim yanıtlayabilir?

-Soru 3 : Mustafa Kemal Atatürk bizim kurucu önderimizse ona saygıyı yasalarla mı sağlamalıyız?

-Soru 4 : Sn. Başkan lütfen bize subliminal tespitiniz olan ‘SÖZLERİMİZ BAŞKA YERLERE ÇEKİLMEMESİ’ diye örtülü tanımınızı açarmısınız? Kimler hangi yere çektiler,  çekebildiler yada çebilirler ve siz bunu önlemek için o, cümleyi neden seçtiniz?

Çok basit bir şantiye şefinin ihmali bu kadar büyütülmeye değermiydi? Yoksa bu bir şantiye şefinin değil de, toplumu germe adına ülkemizin bir çok yerinde gündeme sokulan kaos planının Kırkağaç versiyonumuydu? Lütfen bize bunu etraflıca açıklayın Sevgili Başkan !...

Çünkü ben sizinle konuşurken, bir art niyetin olmadığına inandığımı söyledim. Ancak sizi yanlış anladım demek ki. Yanlış bilgilerle haberimi yazdım. Hemde sizi, bilmediğim, ama sizin görüp ismini açıkça koyamadığınız bir töhmetin altına soktum. Tekrar sizden ve kamuoyundan özür dilerim.

-Soru 5 : Son sorum Sn. Başkan o, konteyner olayını etraflıca araştırıp, kamuoyunda çapsız söylentilerin önüne geçmek için, bir ‘basın açıklaması’ yapmak gerekir mi? 

İşte Sn. Başkan Y. İsmail gedüz'ün haberim altına yaptığı yorum.