Vallahi bulunmaz.

Neresinden, hangisinden başlayayım bilmiyorum.

Gelenbevi İsmail Efendi; bu gün T.C.  numaralarımızın sistematik numaralandırılmasının oluşturulmasında kullanılan Logaritmanın atasıdır. 

Osmanlının son Matematikçi bilgindir kendisi. (Gelenbevi İsmail Efendi (d. 1730 - ö. 1790?) Türk matematikçi.)

Hakkında şöyle bir öykü anlatılır: 'Bazı silahların hedefi vurmaması, padişah III. Selim'i kızdırmış ve bunun üzerine Gelenbevi'yi huzuruna çağırarak ona uyarıda bulunmuştur. Gelenbevi bunun üzerine hedefe olan uzaklıkları tahmin ederek gerekli silahlardaki düzeltmeleri yapmış ve topların hedefi vurmalarını sağlamıştır. Gelenbevi'nin bu başarısı padişahın dikkatini çekmiş ve padişah tarafından ödüllendirilmiştir.
Gelenbevi, Türkçe ve Arapça olmak üzere 30'dan fazla eser bırakmıştır. Türkiye'ye logaritmayı ilk getiren Gelenbevi İsmail Efendi'dir. 

Onun torunu Şair Eşref Türkiye’de Namık Kemal’le eş değer tutulan Türk Devrim Tarihinin üçüncü Mihenk taşıdır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün beslendiği kaynaktır ONLAR.

Eee Kırkağaç bunlardan hangisini şimdiye kadar kullandı, andı ve sahiplendi?
Atilla Yaşa Kaymakamımız ve ondan sonra gelen Mehmet Fahri CAN, Mustafa Kemal KESKİN ve Gengiz GÖKÇE’nin değerli çalışmaları ve hizmetlerine saygıyla eğiliyorum.

Sayın Kırkağaç’lı arkadaşlar, içinizden çıkan değerler bunlar, bunlara sahip çıkmadığınız gibi onların yaptıklarından ilham alan yeni gelenlere de sahip çıkmadınız, onun için yıllardır yaşam kaliteniz diplere vurdu. Yükselmediniz kardeşim !

1980 faşist darbesinin arifesinde belki de Türkiye de ilk olan “Sanata İlk Adımlar” ismiyle bir yazın seçkisini Kırkağaçlılar çıkardı. Kırkağaç buna imza attı. Ama Kırkağaçlıların haberi yok.

Mehmet E. Bağış, Mehmet Yakıt ve emeği geçen diğer dostları hatırlar mısınız?

Hatırlamazsınız biliyorum.

Yakup Yıldırım hocamızın o konuda yaptıklarını anımsar mısınız?

Onu da anımsamazsınız biliyorum.

Çünkü o değerlerinin sizin tarihsel birikiminizden geldiği, sizlerin umurunuza girecek bir yaşam-eğitim süreciniz olmadı ve ne yazık ki olmuyor hala.

Özüm olarak ben kendimden bilirim memleket sevdasını.

Babamı Kırkağaç’ta kayıp edip onu Kırkağaç Mezarlığına gömdükten sonra beni kim bu memleketten soyutlayabilir ki?

Bir insan bir yere gömülmüş canını bırakınca, artık o insan, o memleketlidir. Kimse onu oradan sökemez.

Geçenlerde zevzek biri, yarın nerede olacağı belli olmayan bir zevzek beni “ilçemize bekleriz” dedi de, güldüm içimden. 
A zevzek benim orada gömülü canlarım var, sen hangi hakla beni yurduma davet edersin?

A zevzek, a kifayetsiz provokatör? Dedim kendi kendime.

Konumuza dönelim bedava kazandım sanarak, kolay harcıyorsun ey Kırkağaç !

Nuray Artış ismini yazın bir kenara.

Gazeteciliğin bu günkü koşullarda onurlu duruşunu sergileyecek akademik kariyeri olan ve bir o, kadar da dünya görüşüyle halkına adanmaya hazır değerli bir ismidir Kırkağaç'ta.

Hani 3. sayfa haberleriyle değil, sipariş haber hiç değil, halkın haber alma hakkı adına, gazetecilik adına iş yapan bir diplomalı insan O…

Nuray Artış Kırkağaç’ta donanımlı bir gazeteci, değerini bilin. 

Eğitimli bir gazeteci ve hatta kim bilir, bir gün gazetecilik derslerine girebilir bu ilçede.
Kolay buldunuz yine, hep olduğu gibi biliyorum, hoyratça harcamayın lütfen.

1993 yılından 1996 yılına kadar her akşam Ayten Demir Güneş, (Sevgili eşim) % 100 yerli haberlerle en az 30-45 dakika arası haber sundu, 3 çocuğunu ev de bırakıp stüdyoya gelirdi, her gün 30 sayfayı geçkin metin yazılırdı o haberler için. Ve o düzgün diksiyonu mikrofonik sesiyle SEM TV nin haber sunucusuydu. 

Kırkağaç sen bunların hiç değerini anlamadın, anlatamadık belkide.

İflas etme pahasına önümüze sürülen rüşvet çekini almak yerine HABER yaptık o çekin hikayesini.

Haberin var mı Kırkağaç?

Kolay harcadın değerlerini ey Kırkağaç, ama sonuçta bu harcadıklarını mağdur etti de, seni yüceltti mi?

Hayır, işte yaşadık görüyoruz, ne haldesin kardeşim?

İşsizlik, gırtlağına kadar yaşadığın bir gerçek. Gettolaşman cabası...

Eğitim yerlerde sürünüyor.

Her yıl eğitimini verdiğin kaç öğrenci üniversite sınavlarında başarılı yerlere gidiyor haberin var mı?

Bizim çocuklarımız onlar, yarınlarımız…

Biz buradan soruyoruz ama yanıt veren var mı?

Hayır yok.

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bu sorulara kör ve sağır.

Duymuyor görmüyor ve işin hazin tarafı umursamıyor.

İşte onun için bu platform Kırkağaç için can suyu, yaşaması sizlerin gerçekleri görmeniz için çok değerlidir.

“Bilgili insanlar susarsa aptallar çoğalır” diyor, Nelson Mandela.

Susalım mı arkadaş?

Sen sus dersen bile, biz susarmıyız?
Susmayız elbet.

Nitekim hiç susmadık.

Susmayacağız.

Yeni yerel yönetim sahipleri, kırkagactv.com platformu sizlere de angaje değil, ama sizlerden umut besliyoruz.

Olur mu olur, olsun diliyoruz.

Bizi yalakalarla karıştırmayın lütfen.

Dobra dobra neyse hayat onu aksettirmeye devam edeceğiz.

-----------------

Bu yazıyı yazarken Önceki Efsane Kaymakamlarımızdan Cengiz Gökçe'ye şöye sordum whatsApp tan;

Cengiz GÖKÇE (nam-ı diğer Gökçe Kaymakam)

 3 sorum olacak uygun görürseniz, lütfen kısaca yanıtlarmısınız? (Yayınlayacağım bir makalemde)

1- Sizin görev yaptığınız bir dönemde böyle bir olay yaşansaydı bunun halk tarafından bilinmesi adına yapılacak haberlere tepkiniz ne olur du?
2 - Bunu haber yapan gazetecilere mi yoksa bunu haber yapmayan gazetecilere mi sempati duyardınız?
3 - SEM TV döneminde buna benzer olaylarda SEM TV nin yaptığı bir haber var mı tepki duyduğunuz?
4 - SEM TV sizde hiç azar işittimi?
5 - SEM TV yi hatalı ve su istimal bir yayınını gördünüz mü?

Yanıtı şöyle oldu Gökçe Kaymakam'ın;

"Basın,hiç kimseye muhtaç olmayacak kadar mali olanaklara sahip hale getirilmelidir.

Basın organları sadece halkın taleplerini,şikayetlerini yöneticilere duyurmalı, yönetimin yaptıklarını takip ederek halkın yararına olmayanları eleştirmelidir.

Basın iktidarda dahil hiç kimseye muhtaç olmamalıdır

Bu teoride böyle ama uygulanması için iktidarın ve halkın bu teoriye inanması ve sahip çıkması gerekir.

SEM TV yi, sizi herzaman taktir etmişimdir.

Gökçe ailesi, SEM TV nin Çiçek Abbası'dır.

Sizi Kırkağaçta ters ilişkiler konusunda ilçede rahatsızlık yaratır diye uyarmıştım.

Ama hiç infial yaratmadı.

Çünkü siz Kırkağaçı iyi taniyordunuz.

Siz kaymakamlığın yanındaki kahvede taksi şoförünün sevgilisiyle ilgili bir olay anlatınca sonradan size hakverdim.

Hoşca kal.

--------------------------

Kaymakam dediğiniz işte budur.

Gerisi hikaye.

Sağ olun.

Efsane olmak demek ki böyle bir şeymiş.

O boşuna efsane değil bu ilkçede ve görev yaptığı her yerde.

Bakın google denilen yere göreceksiniz.

Sadece Cengiz Gökçe yazın yeterli.

Muammer Güneş yazdı