METALAŞTIRILAN  6 MAYISLAR MI YOKSA SİYASAL 6 MAYIS MI?

Ali Elverdi'yi duydunuz mu? Tanırmısınız?

Ankara 1 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanı olarak görev alan Elverdi, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idam kararlarını veren mahkemenin başkanıydı. 1975 de Adalet Parti'sin den Bursa Milletvekili seçildi.

O celladın 2010 yılında nefes borusuna kaça belirsiz bir şey tarafından öldüğünü (geberdi diyorlar ama demeyin lütfen) biliyormusunuz?

Peki TDY' yi okudunuz mu? Okumadınız sa 6 Mayıs'ı anlamamışsınız demektir kardeşim. 

Onları dramatik duyumlarınızla aşamazsınız. İstenilen de odur, onları aşamamak.

Kapitalizm son demlerinde bulduğu yöntemlerle insanlığın geçmişini ve geleceğini satılacak bir meta haline getirmeyi başarmış görüne bilir, ama bu onun sonsuz geleceği demek değildir.

Bu gün 6 Mayıs, Hüseyin-Deniz ve Yusuf’un katledilişlerinin yıl dönümü.

Çok çeşitli betimlenmelerle yıllardır anılıyorlar.

Türk devrim tarihinin üç yenilmez armadası.

Kısa kısa geçeceğim.

Deniz adıyla pazarlanan bu gündem, oysa üç Devrimcinin kendinden öncekilerle bir bütün olarak anılması gereken bir yol hikayesi bu.

Örnek, siz Kızıldere’ siz üç Fidanı anlatamazsınız. Anlatırsınız elbet ama bu o devrimci çizgiyi anlatmak olmaz.

Mahir’ siz Deniz - Sinan’ sız Deniz - Hüseyin’ siz Deniz - Yusuf’ suz  Deniz – Taylan’ sız Deniz’ anlatırsanız işte orada Deniz’i metalaştırmış olursunuz ki, bu gün yaşanılan budur.

Siz TDY olmadan Deniz’in neyini anlatabilirsiniz?

Siz THKO savunmasında ki “Biz bu görevi Bursa Nutku’n dan aldık”  sözünden kopuk, onu anlatmadan 6 Mayıs İdam Gecesinin hangi toplumsal gerekliliğini anlatabilir ya da anlayabilrisiniz?

Hüseyin-Yusuf ve Deniz’ in anısı onların duygusal- drama edilen aile yapılarımı şimdi?

Hangi Devrimci yaşamın ailesi yoktu ki?

Şimdi yaşanılanlar dahil. Onların dramları ve göz yaşları ile mi tarihin akışını gelecek kuşaklara aktaracağız?

Elbette bu soruları Türkiye Devriminin işbirlikçi kesimi değil, bu ülkenin her milliyetten devrimcileri sorabilir. ABD Emperyalizminin uşaklığına soyunmuş olanların böyle bir soru sormalarını ummak ham kafalılık olur.

Kapitalizm ve sömürü düzeni önüne geçemediği kitlesel muhalefeti etkisiz hale getirmek için o, kitlelerin önder ve örnek  evlatlarını metalaştırmakla kendi yaşamını uzatıyor ve bunda başarılı kuşkusuz. Tişörtler de CHE, Deniz iyi satıyor, müzik de (bunun ilk örneği A.Kaya’dır- Tabi bana göre) metalaştırılan şiirleri yazanlarını kaldırıp sorsak soranı sopayla sürerlerdi. “Başım belada, tabancam helada” gibi b*ktan sözlerle  gençlik tam uyuşturuldu. Ve bu gün yaşadıklarımızda bu ahmaklığın sorumlulukları vardır.

Deniz Gezmiş ve Arkadaşlarını anmak adına öncelikle “Türkiye Devriminin Yolu” (TDY) programını anlatmak lazım.

Siz Hüseyin-Deniz ve Yusuf’un merkez medyada anlatılış programlarında onları Bora Gezmiş’ten daha derinlemesine anlatacak olan Mustafa Yalçıner’i dinlediniz mi? Yaşıyor hayatta ve onların kendisi kadar yakınıdır bu isim.

Neden bunu yapmazlar?

Çünkü metalaştırılan Deniz’in gerçeğini anlayıp onun siyasal gerçeğini görmeniz onu metalaştıran efendilerin işine gelmez.

Örnek Deniz-Yusuf ve Hüseyin’in Filistin’e gidip orada FHKC (Filistin Halk Kurtuluş Cephesi) saflarında mücadele ettiğini bilmenizi istemezler. Bu gün din bazların sahte Filistin duruşlarında ki sahte durumu anlamanızı istemez bu efendiler. THKO kurucuları üç ay orada hem Siyonizm’e karşı mücadele ettiler,  hem de ülkelerine dönüp kendilerince “Kırlardan Şehirlere Doğru” Devrim Mücadelesini ön gördüler. Oradaydılar. Lafla değil cesaret ve bedenleriyle oradaydılar.

Emperyalizim bölmekte hünerlidir ve bu bölme işlemi onun en doğal yaşama gerekçesidir, Türk Devrim sürecini 68 liler, 78 liler vs. vs. gibi bölerek kitlesel birleşmenin önüne set çekerler. Tıpkı bu gün Türk ve Kürt halklarının bölünmeye çalışılması gibi.

Bu gece İzmir Güzelbahçe’de ilk defa kutlanılacak bir zaman kavramlı etkinliğe gitmeyi planladık.

Gece saat 03.oo (kahrolası idamların başlangıç saati) de İzmir Güzelbahçe Belediyesi’nin çok değerli etkinliğinde olacağız. Ben eşim. Umarın önümüzde ki günlerde orada ki gözlemlerimi sizlerle paylaşırım.

İleride umuyorum ki Türk Devrim Şehitlerini tek tek anlamak yerine bir hafta yada ay içinde hepsini aynı anda anmak zamanlarını görebiliriz.

Deniz’i de Namık Kemal’i de aynı kürsüden aynı zamanda anabilme umuduyla.

Mahir’i de-İbo’yu da, Nurhakları da-Kızıldere’yi de, 18 Mayıs’ı da-1977 Kanlı Pazarı’ da… Aynı kürsülerden güçlü olarak aynı zamanlar da anma umuduyla.

Bir gün olacak biliyorum.

Bir gün umutla, mutlaka !

Hüseyin İNAN

Yusuf ASLAN

Deniz GEZMİŞ

Yazan: M.Güneş