İsmail Başkan'ın Hakan-Akın ikilisiyle yaptığı söyleşi de 19 Mart 2009 da Rıza Başkan'dan Kırkağaç Belediyesini 4 milyon TL. nakit parayala devir aldığını söylüyor.

Yazıyı çalışmaya  Rıza Başkanı arayıp ondan bilgi alarak başladım.

Bu konuyu sordum,  "Biz belediyeyi sıfır borç ve o, sözü edilen rakamdan daha fazlasıyla kasayı teslim ettik" dedi.

Sonrasında o dönemde ki belediye gelirlerini, giderlerini anlattı.

Rıza Başkan döneminde belediyenin aylık geliri 600 bin tl. 
Zaruri giderler yuvarlak olarak 200 bin tl. 
Geriye kalan 400 bin tl. günün gerekleri ve ihtiyaç önceliklerine göre kullanılırmış. Artan da devir edilen miktar gibi 4 milyon tl den fazla belediyenin kasasında dururmuş.

Rıza Başkan böyle devir etmiş Belediyeyi ki İsmail de bunu doğruluyor.

Şimdi görev yaptığı sürede hak edişini hesaplayıp çocuklarına "hayır için harcayın" diye vasiyet ettiği o 3.5 kilo altına gelmek istiyorum..

A be saf İsmail im, 15 yılda oturduğun koltuktaki zat olarak, Kırkağaç'ın ne kadar hizmet alacak parasını kontrol ettin biliyormusun?

İsmail'im sosyal medya hesabından sallamışsın "çıkın ihaleleri, borç kalmaz" diye. Sen devlet aklını hiçmi duymadın kardeşim?

 Devlet aklı kayıtlı ve ondalık disiplin kuralıyla süre gider.

Bak yazacaklarıma başlamadan bir söz diyeyim bunu ömrünün sonuna kadar aklında tut; İsmail "görkemli mezar yerleri, asla bir tek günahı bile örtmeye yetmez"...!

İsmail sen "köpeksiz köyde değeneksiz gezmek" tabiri var ya tıpkı öyle, 15 yılını meşgul ettin Kırkağaç'ın. Sana kötü diyemem ama hem saf hem cahil ve hemde cehaletinin cesaretiyle geçirdin o yılları. Şanssızdın evet. Çünkü seni dos doğru çekip çevirecek birileri yoktu yanında. İşte onun için şimdi ödeyeceğin bedellerdden kaçamazsın. 
Kaçamazsın bu bedellerden, vallahi kaçamazsın.

Sırf sen değil kimse kaçamaz hakkın adaletinden.

Yok öyle yaptım, ettim, üç gün önce teslim ettim gittim ve bu iş bitti İsmail. Yok öyle genç adam !

Hayat derki; "keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner." O hesap ulu divan hesabıdır. Oradan kaçan hiç olamadı İsmail.

Şimdi gelelim Kırkağaç Belediyesi nin 15 yılının bilançosuna.

Rakamları Rıza Kayadipli Başkan dan aldım.

Aylık artan 400 bin tl. Kırkağaç Halkı nın parası, yıllık 4.800 milyon tl. eder. 

5 yılda bu rakam 24. milyon tl. eder

(Amma çok önemli olan şu ki; o günkü döviz kuru 1 dolar = 2.65 tl. Bu gün 1 dolar = 32 tl civarı.)
Bu rakam 5 yılda 24 milyon tl eder.( O zamanın kuruyla yuvarlarsak 9 milyon 150 bin dolar eder)
Bu rakamı Belediyeyi aldığın dönemde ki döviz kuruyla (ki bu senin mesleğin İsmail) bu güne çevirirsek 15 yılda yaklaşık 27 milyon  dolar ediyor.

Eee şimdi söyle İsmail sen Kırkağaç ta bu kadar parayla ne yatırım yaptın kardeşim?

90 milyona yakın borcu ihaleleri iptal etmekle sıfırlıyorsun da sen buna cevap ver lütfen...! 

Ne yaptın?

O meşhur hayır için vasiyet ettiğin 3.5 kilo altın bu hesapların vebalini karşılar mı Allah aşkına ?

295 milyar 400 milyon nere, sende biriken hayırlık 3.5 kilo altın nere İsmail? (Üstelik bunu miras bırakıyorsun çıkmaz ayın çıkmaz cumasına) İsmail buna kargalar güler be.

"Ben ölüdükten sonra çocuklarım bunu hayır dağıtacaklar ! "
Haydi oradan İsmail kimi kandırıyorsun sen ya?

Mertsen ve adamsan çıkar o altınları götürür, 15 yıl da o paraları yönetip, bozuk saatli bir beton yığından başka görünür bir şey bırakmadığın Kırkağaç halkının özbe öz malı olan Kırkağaç belediyesine bağışlarsın.

Ne öldükten sonrası kardeşim, 3,5 kilo altın yapamadıklarının yanında hayır sayılır mı onuda Allah bilir diyelim.

Kul biraz olsun razı olur belki.

Haydi İsmail yap yapman gerekeni.

Kurtul bilip yada bilmeden yaptığın bu üç dönemlik günahlarından.

Bağışını ölüm sonrasına bırakma.
Yaşarken görsün bilemeden ihmal ettiğim insanlar o vasiyetini.

Aklın kabul etmediği iddiaların ayakları yere basmaz.

Ayakları yere basan ve aklın kabul ettiği vasiyetler insanlara inandırıcı gelir, gerisi saflıktır.

Kimse artık saf değil İsmail.

Onun için Üstün Dönmez hallaç pamuğu gibi dağıttı hesaplarınızı.
Olmamayı söylediğiniz herşeyin olanlarıydınız aslında siz, alınan belediyeler bunu kabak gibi gösterdi.

Saray yavruları başkanlık katlarını izlerken insanın içi kararıyor, bu ne görgüsüzlük böyle?

Bir soruyla yazıyı noktalayalım.

Yeni yapılan bina kimlerin hitiyacına göre planlandı acaba?

M.Güneş