Daha 13 Kasım 1918’de “Geldikleri gibi giderler” diyen Mustafa Kemal Paşa önderliğinde tarihin en haklı, en namuslu Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nı yok yoksul sürdüren Kemalistler; bir yandan yokluklar ve yoksunluklarla, bir yandan emperyalist işgalci yedi düvelle, bir yandan işbirlikçi Vahdettinler, Damat Feritler, ve Anzavur Ahmetlerle, bir yandan içlerindeki satılmış hainlerle, bir yandan da gerici isyancılar ve vatan savunması kaçkını tarikatçılarla mücadele ettiler. Suikastlar, ihanetler, kahpe pusular, kalleşlikler hiç bitmedi. Hepsini aştılar, vatanı bağımsızlığa, ulusu özgürlüğe kavuşturdular.
105 yıl sonra bugün de dış ve iç sorunlarla boğuşuyoruz. Emperyalizm kanlı elleriyle yine boğazımızı sıkıyor. Ülkemizi bölmek için bıkıp usanmadan tuzaklar kuruyor. İhanetler diz boyu. “Dahili ve harici bedhahlar” iş başında. ABD haydutluğunun peşine takılan öngörü yoksunu politikalar sonucu ülkemize doluşan milyonlarca sözde sığınmacı nedeniyle demografik yapımız perişan. Vatanımız fiili bir işgal altında değilse de, bazı zihinlerin işgal edildiği acı bir gerçek.
Ama ne gam!
Mustafa Kemal Atatürk fikir, ilke ve devrimleriyle yine gönlümüzde, yine rehberimiz.
Ulusumuzun Laik Cumhuriyet ve demokrasi bağlılığı her gün yeniden kanıtlanıyor.
Cumhuriyetin 105 yıllık birikimiyle bugün daha eğitimli ve daha zengin bir insan kaynağına sahibiz.
Atatürk’ün akıl ve bilim mirasının inançlı bekçileri kahraman kadınlarımız ve gençlerimiz tehlikenin farkında.
Kemalizm’in namus sesini bir sis çanı gibi yurdumuz semalarına asma kararlılığı ile “Yeniden Atatürk Cumhuriyeti”ne ulaşmak için 35 yıldır yorulmadan yürüyen, Kurucu Genel Başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy’u, kurucusu Doç. Dr. Bahriye Üçok’u, Kalpaksız Kuvvacısı Uğur Mumcu’yu, Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’yı, örgüt emekçisi Şükrü Demirkürek’i emperyal güdümlü faşist cinayetlerle kaybetmenin, Genel Başkanı Şener Eruygur ve pek çok yöneticisininin iktidar destekli FETÖ kumpaslarıyla zindanlara atılmasının acısını dirençle göğüsleyen, yakıcı bedeller ödeyen, ama varlık nedeni olan Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini korumak ve savunmaktan, Atatürkçü Düşünce Sistemi’ni yaşatmak ve geliştirmekten milim sapmayan Atatürkçü Düşünce Derneği, 340 şubesi, 68 Temsilciliği ve onbinlerce üyesiyle dimdik ayakta.
Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarına, Antep’te, Maraş’ta, Urfa’da, Ege’de, Karadeniz’de, Trakya’da, Toroslarda, Istrancalarda, Türkmen çadırlarında, Yörük obalarında yakılan çoban ateşleri nasıl umut ışığı olmuş, yurdun her köşesindeki Müdafaa-i Hukuk ve Reddi İlhak cemiyetleri inançla nasıl omuz vermişlerse, bugün Atatürkçü Düşünce Derneği de aynı inançla Ulusunun emrindedir.
Türk Ulusu “Asla kuşkum yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medenî niteliği ve büyük medenî yeteneği, bundan sonraki gelişimi ile, geleceğin yüksek uygarlık ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.” diyen o büyük dahiyi hiç yanıltmadı, yine yanıltmayacak.
Atatürkçü Düşünce Derneği olarak; Büyük Atatürk’ü, Kuvayı Milliye kahramanlarımızı, aziz şehit ve gazilerimizi şükran ve minnetle anıyor, Ulusumuzun 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik Ve Spor Bayramı’nı kutluyoruz.
Saygılarımızla…
ADD Kırkağaç Şube Başkanı
Serhat KAYIN
|