|
||
EŞREF'E SELAM | ||
...Kendisi Yemen Cephesi'nde çarpışmış, İngilizlere esir düşüp Mısır'da kamplarda kalmış bir “Onbeşli”ydi. | ||
Haberi | ||
![]() |
||
EŞREF'E SELAM Çocukluk anıları belli bir yaştan sonra yeniden canlanır insan belleğinde. Yaşamınızın pek çok alanında yön verir edimlerinize. Yıllar önce bir arafe günü, babamla gittiğimiz mezar ziyaretlerini bitirmiş tam eve dönüyorken, babam " Gel Eşref'in mezarını da ziyaret edelim" demişti. Onun akrabamız oluşundan, muhalif duruşundan söz etmiş, sonra mezar taşında yazanları okumamı söylemişti. Bir akşam vakti, bayram yemeğine gittiğimiz anneannemlerin bahçesindeki kocaman dut ağacının altından, dünya çevresindeki turunu yirmi dakika arayla tamamladığı söylenen yapay uyduyu gözlerken, dedem belirmişti yanımızda. Kendisi Yemen Cephesi'nde çarpışmış, İngilizlere esir düşüp Mısır'da kamplarda kalmış bir “Onbeşli”ydi. Çağına göre eğitimli biriydi. Hatta yeni alfabeye geçildiğinde bir haftada yeni harflerle okuyup yazmayı öğrendiğini söylerdi. Bize Şair Eşref'in de yıllar önce aynı ağacın altından gökyüzüne bakarak Halley Kuyruklu Yıldızı'nı görmeye çalıştığını anlattı. Meğer o yıllarda kaçak olan Eşref, aralıklarla değişik akraba evlerinde saklanırmış. Bin dokuz yüz on yılı olmalı. Kuyruklu yıldızı hem merak edip hem de onun dünyaya çarpmasından çok korkan Eşref kaldığı hanay tipi evin üst katında aslan sütü içmeyi de ihmal etmezmiş tabi ki. Yine çokça içip uyuyup kaldığı bir gece, yolunu gözlediği Halley geçip gitmesin mi? Sabah olunca bizim ki saydırmış da saydırmış baştakilere. Geçtiğimiz yıllarda Kuşadası'nda gerçekleşen bir söyleşi ve imza gününde, önce karşımda bir jüri edasıyla oturan edebiyatçılar arasında, sonra benimle "Şiirde öykü olur mu?" tartışması yaşanmıştı. Bazı şiirler tümden kurmaca olsalar da bazılarının da öyküleri oluyor. İşte aşağıdaki şiirin böyle bir öyküsü var; yılların ötesinden süzülüp dizelere dökülen.
HİCVİN BABASINA Hey koca Eşref Öfkesi burnunda adam Dıdının dıdısı uzak akrabam Çocuk oyunları oynadığım Tozlu sandık odalarına Nişteki isli gaz lambasına Değmiş miydi ellerin Zaptiyelerinden saklanırken Hamid'in Hanay da mı uyurdun yaz geceleri Çok içince bir gece Göremeyince geçerken Halley'i Ana avrat düz geçmiş miydin onlara...
Çocuktum, eğildim önünde Çalınmış mezar taşının Okuttu babam o dizeleri İcabında reddeylermişsin Öz kardeşini...
Heyy koca Eşref Öfkesi burnunda adam Senden midir saç ağardığında Şairliğe soyunmam...
|
||
|
||
Etiketler: EŞREF'E, SELAM, |
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.