Ahlaksızlığın tanımını İbn-i Haldun'dan alarak devam etmek lazım; "Devlet güvencesin de yapılan baskı ve zor (korku yayma) toplumda ahlaksızlığı tetikler."

Neresi yanlış, bu 14. yüz yıl gözlemcisi bir dahinin tespitinde?

Ahlaksızlar toplumu yarattıkları düşünceleri etrafında sindirip, çocukların kanına giriyorlar.

Onları taciz (tecavüz işin aslı) ediyorlar.

Çocukların geleceklerini alıyorlar ellerinden, tabiri caizse onları birer patlamaya hazır bomba haline getiriryorlar.

Bakın şu manzaraya; "İstanbul'da İşrak Vakfı. Ve sözde kuran kursu, orada eğitim veren bir müdür ve yanın da bir çocuk. 10 dakika odasında kapısı kapalı durumdayken, çocuğu istismar ediyor, diğer çocukların kapıyı zorlamaları sonucu uçkurunu çekerek dışarı çıkıyor."

Kahrolası deyyuslar.

Bereket orada düzgün insanlar var ki, bu konu savcılığa aksediyor.

İşte haber;

"

Dini bir vakfın başrolde olduğu, 14 yaşındaki bir erkek çocuğun cinsel istismara uğradığı skandal olayın dosyası Ece Üner’le tv100 Ana Haber’de açıldı. Tacizci vakıf müdürü, ailesinin Kur’an öğrenmesi için ona emanet ettiği 14 yaşındaki çocuğu istismar ediyor, çocuk 9 dakika boyunca kâbusu yaşıyor.

Taciz skandalının adresi İstanbul Sultangazi’de İşrak Vakfı. Tacizci vakıf müdürü, yatılı kalan 14 yaşındaki çocuğu istismar etti. Kamera kayıtlarının ve beyanların ortada olduğu olayda, örtbas etme çabalarına rağmen savcılık olayın peşini bırakmadı.

9 DAKİKA KÂBUSU YAŞADI

TV100’den Devrim Tosunoğlu’nun haberine göre söz konusu iğrenç tacizin yaşandığı tarih 16 Eylül 2022 olarak kayıtlara geçerken; 14 yaşındaki mağdurun 44 yaşındaki okul müdürüyle koridorda karşılaştığı ve müdürün bir bahaneyle odaya çağırarak kapıyı arkadan kilitlediği görülüyor. İddiaya göre, işte o kapı kapandıktan sonra tam 9 dakika boyunca 14 yaşındaki çocuk kâbusu yaşadı.

Şüphelinin, mağduru, kardeşinin Kur’an kursundaki durumu ile ilgili görüşmek amacı ile odaya çağırdığı, mağdurun odaya geldiği, ardından şüphelinin odaya gelerek kapıyı kilitlediği, 18 Eylül 2022 tarihli görüntü izleme tutanağında da görüldüğü üzere odada sadece ikisinin bulunduğu kaydedildi.

İddianamede yer alan mağdurun beyanına göre aralarında husumet bulunmayan, eğitici olarak görev yapan şüpheli, üzerinde bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunduğu çocuğu önce dudağından öpüyor ve ardından istismara devam ediyor.

İDDİANAMEDE AYRINTILAR TEK TEK ANLATILDI

Mide bulandıran ayrıntılar, iddianamede tek tek anlatılıyor. Taciz mağduru, odadan sıkı sıkı tembihlenerek gönderilirken, olayda örtbas oyunu devreye girdi. Mağdurun ailesi, savcılığa şikâyette bulunmalarına rağmen ifadelerini geri çekti. Baba, oğlunun taciz edilmediğini beyan etti.

SAVCILIK İŞİN PEŞİNİ BIRAKMADI

Taciz zanlısı, mağdura psikolojik baskı da yaparken, “Böyle bir şey anlatılır mı? Sen bunları niye anlatıyorsun bunlar ayıp olaylar değil mi” diyerek yaşananların üstünü kapatmaya çalıştı.

Savcılık, işin peşini bırakmazken ilk ifadelerin tutarlı olduğu kayıtlara geçerek değiştirilen ifadeler dikkate alınmadı.

VAKIF, “KAPI KOLLARI BOZUK” SAVUNMASININ ARKASINA SAKLANMAK İSTEDİ

Vakıf yönetimi, taciz iddialarını ayyuka çıkmasının ardından kapılara tadilat yaptırdı ve 9 dakikalık taciz kâbusu sırasında açılmayan o kapının aslında kilitli olmadığı imajını vermeye çalıştı. Vakıf, “Kapı kolları bozuk” savunmasının arkasına saklanmak istedi. O anlara ait fotoğraflar da iddianameye eklendi.

İddianamede, dosya kapsamındaki suçun niteliği, mağdurun koruma ihtiyacının bulunması, yaşı gereği yönlendirilmesinin kolay olması, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediği hususunda kamu davası açmaya yeterli delil elde edildiği belirtildi.

DEVLET KORUMASINA ALINMADI

Taciz iddiasının peşini bırakmaya savcı davayı da açtı. Taciz zanlısı okul müdürü tutuklandı. Taciz zanlısı, 4 aydır cezaevindeyken; kişiyi hürriyetten yoksun kılma, çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçlamasıyla 13 buçuk yıldan 30 yıla kadar hapsi istendi.

14 yaşındaki mağdur çocuk ise ailesinin yanında iken devlet korumasına alınmadı.

Odatv.com

Haber linki