|
||
74 YIL GEÇMİŞ ONSUZ | ||
Anlaşılmak bir yazar için zor olabilir belki ama; Sabahattin Ali gibi ne istediğini, ne yaptığını çok iyi bilen ve bunları ulu orta açıklamakta beis görmeyen bir aydının ağzından duymak ve bütün bunların onu ölüme götürdüğünü bilmek üzücü… | ||
Haberi | ||
Dünyada bana "Ne istiyorsun?" diye sorsalar hiç düşünmeden vereceğim cevap şudur: "Anlaşılmak istiyorum." - Sabahattin Ali Anlaşılmak bir yazar için zor olabilir belki ama; Sabahattin Ali gibi ne istediğini, ne yaptığını çok iyi bilen ve bunları ulu orta açıklamakta beis görmeyen bir aydının ağzından duymak ve bütün bunların onu ölüme götürdüğünü bilmek üzücü… SOSYALİZM SEVDALISIO, sosyalizme sevdalanmıştı; bir de adalete ve hakka... Arada güzel kadınlara olan sevdasını dizelerinde dile getirmiş, aşkı da yaşamının ve kaleminin bir parçası yapmıştı... Tüm siyasi görüşlerini ve beklentilerini cesurca söyleyen bir aydının payına ölüm düşmüştü. IRKÇILIĞA BAŞKALDIRAN BİR AYDINKaranlığa ve umuda tanıklık eden 40 kuşağının ve dönemin Turancı, sağcı ve ırkçı düzenine başkaldıran tüm aydınlarının apayrı bir yeri vardır Türk edebiyatında ama; Sovyetlerin ''sosyalist gerçekçiliği'' ile Aragon'un romantizmini, kendi özgür dili ve özgün yaratıcılığı ile birleştiren Ali'nin katledilmesi, bu ülkede sosyalizmin ve aydınlanmanın önüne beton duvarlar ören en vahim olaylardan birisi olarak sembol oldu. ÖLÜMÜNÜN 74. YILDÖNÜMÜBugün 2 Nisan… Sabahattin Ali öleli 74 yıl oluyor... Yeşil mürekkepli kalem... Yuvarlak tel gözlükler... Masum bakış… yüreğindeki sevda... Ve müthiş bir edebiyat dehası... Hepsi bir araya geldiğinde Sabahattin Ali eder; tıpkı iki kere ikinin dört ettiği gibi! Ama Sabahattin Ali iki kelimenin betimlemeye, şekillendirmeye yetmeyeceği nadir adamlardandır... "En el Hak " diye bağırırken her bir uzvu parçalanan Hallac-ı Mansur… Hak diye bağıran Pir Sultan Abdal… Ateş diye haykıran Prometheus'tan farklı değil… Ankara Kızılay Meydanı'ndan, meşhur Karanfil sokağa girdiğinizde karşınıza DOST Kitabevi çıkar ama; önce kapıda koca bir tabela görürsünüz: '' Sabahattin Ali, ailesi ile birlikte tam 11 yıl buradaki apartmanda yaşadı'' Zaman zaman tabelanın önünde oturup soluklanma isteğim, onu yaşamak ve anmak isteğimle örtüşür. HAKSIZLIK VE İSYANLA YAŞAMAKAlmanya' da devlet desteği ile eğitim görürken, ırkçılık konusunda kavgaya karıştığı gerekçesiyle eğitim bursu kesilen ve ülkesine geri gönderilen Ali, yaşamı boyunca hep doğru bildiğini söyleyen bir aydın tavrı içinde oldu; ihaneti de gördü, aşkı da buldu. Bu düalizm arasında yaşadığı 41 yıllık yaşamının belli dönemlerinde düzenli olarak polis ve devletle, yazdıkları ve söyledikleri yüzünden başı derde girdi ve zaman zaman da hapis yattı… Mahkeme koridorları ve göçebe yaşam, hayatının bir parçası haline geldi… 1932 yılında Konya'da öğretmenlik yaptığı sırada Kuyucaklı Yusuf'u yazan Ali, halkı askerlikten soğuttuğu gerekçesiyle şikayetten hakkında hapis cezası istendiğinde belki de en güzel sözlerinden birini o günlere atıfta bulunarak söylemişti… ''Anadolu'da işsizliğin doğurduğu yegane iş dedikodudur." Hep Sakıncalı Piyade İdi. Onu ölüme götüren en önemli olaylardan biri Nihal Atsız ile olan kavgasıydı… NİHAL ATSIZ HEDEF GÖSTERDİ1944 yılı tüm Dünya’da çok hareketliydi... Savaş Hitler 'in aleyhine dönerken, o günlerde Orhun Dergisinde yazar olan Nihal Atsız, Başbakan Şükrü Saraçoğlu'na bir mektup kaleme alıyor ve aydınları şikayet ediyordu..! Şöyle diyordu: "Ankara'daki Devlet Konservatuarı öğretmenlerinden Sabahattin Ali'nin komünist olduğu herkesin malumu!.. Atatürk'ü, bütün Devlet Erkanını, İsmet Paşa ve rejimi tehzil eden manzumlar yazmakta olan bu zat, bugün kültür işlerinin başında ve de Maarif Vekili Hasan Ali Yücel 'in korumasıyla batırmak istediği Türk Milleti'nin parasıyla rahatça yaşamaktadır..!" Bu mektupla Maarif Vekili’nin istifasını istiyor, dönemin aydınlarından Pertev Naili Boratav, Ahmet Cevat Emre, Sadrettin Celal Antel 'i topun ağzına koyuyor, Almanya'ya giderken elini omzuna koyduğu bir zamanlar "dostum" dediği Sabahattin Ali için de idam sehpasını işaret ediyordu!!! 3 MAYIS IRKÇI-TURANCI KALKIŞMASISokaklar anti -komünist gösteriden kırılıyor, Ali tarafından hakaret davası açılan Nihal Atsız ise, duruşma için geldiği Ankara Garı'nda komutan gibi karşılanıyordu… Ve Takvimler 3 MAYIS 1944 'ü gösteriyordu. .! Sokaklara taşıp istiklal Marşı okuyan ve Komünistler aleyhine sloganlar atan kalabalık, Ulus 'ta olay çıkmasına sebep oldu… Şükrü Saraçoğlu ile görüşmeden dağılmayacaklarını haykırdılar; yaralılar ve 165 tutuklu sonucunda Nihal Atsız ve arkadaşları kendilerini "Milli Tahrik" gerekçesiyle savunarak sadece 4 ay ceza aldılar!.. Bu cezayı beğenmeyip mahkemeyi basan ırkçılar için olay kapanmayacaktı!.. DERİN DEVLET ÖLDÜRDÜOlaylar bir şekilde dindi ve bu tarih 3 Mayıs Türkçülük günü olarak kutlandı, fakat Sabahattin Ali'nin 4 yıl sonra bir derin devlet infazı ile ölümüne giden sürecin de yolu açıldı..! Başı öne eğilmedi; aldırma gönül aldırma dedi ama, bütün bunlar onu yaşatmaya yetmedi... Bulgaristan Sınırında kaçmak isterken, daha önce cezaevinden tanıdığı ve kaçmasına yardım edecek olan Ali Ertekin adlı şahıs tarafından katledildi. Tel gözlükleri ve yeşil mürekkepli kalemi yere düştüğü gün, bu ülke bir edebiyat dehasını kaybetti... 41 yıllık yaşamının her satırında bizi mest eden Sabahattin Ali’siz gitmekten yorgunuz; dün olduğu gibi bugün de ona vurgunuz... İyi ki vardın üstat. 2 Nisan 1948- 2 Nisan 2022 Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: “Dünyada neler gördünüz?” dese, herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki. (Sabahattin Ali) Özlem KALKAN
|
||
|
||
Etiketler: 74, YIL, GEÇMİŞ, ONSUZ, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.